Cevap:
Cevher Bican, Kars’ın Sarıkamış ilçesinden dayısının ona iş bulmasıyla İstanbul’a gelir. Bican, daha 17 yaşındadır. Kalıcı olmak için geldiği şehirde tuttuğu işin, bastığı toprağın acemisidir. Burada hiçbir şeyin asıl rengi belli değildir. Ne yeşilin rengi yeşil, ne mavinin rengi mavidir. İnsanlar geçim derdinden, iş koşturmacasından ibadetlerini, manevi değerlerini dahi unutur hale gelmişlerdir. Bican alışamadığı toplumun yeni alışkanlıklarını yadırgarken bir yandan da hayata tutunmaya çalışır. Hayatında ilk defa duyduğu referandum kelimesiyle siyasi hareketlerin anlamını, sendikaların kurulmasıyla grevlerle, iş ve işçi haklarını öğrenir. Bican ve onun gibi işçi arkadaşları, alın terlerini toprağın üzerinde bırakarak çalışmaya geldikleri fabrikaların tozu, isi ciğerlerine dolduğu için hasta oluyor hatta ölüyorlardır. Makinaların sesini ancak kendi sesleriyle hak arayarak bastırabileceklerdir. Bican ve arkadaşlarının başarmak istedikleri şey, suyun yokuşa akmasını sağlamak kadar zordur. Bir gün yine yaptıkları bir grev esnasında Bican kör kurşunun hedefi olur ve ölür.
Açıklama:
Baya once okumuştum hatırladigimm bu kadar rica ederim