Soru: 14 N Hartmann, tek düze bir varlık alanı üzerinde varlığın sorgulanmasini
doğru bulmaz. Bunun için de varlıkları, inorganik, organik, ruhsal, tinsel gibi
katmanlara ayırır Hartmann'a göre varlıkların sınıflandırdmas, bir bakma
diğer görüşler için de birbiriyle çatışmayan yaklaşım alanları oluşturacaktır
Buna göre Hartmann'in yeni ontolojisi için aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Karşıt yaklaşımlar arasında uzlaşı alanı oluşturur B) Ontolojik düşünceye
bilimsel nitelik kazandırır C) Varlık konusunu sorun olmaktan çıkarır D)
Felsefi problemlerin çözümünü kolaylaştırır E) Yeni felsefi düşüncelerin.
oluşmasını önler.
15. Her dönemin kendi tinselliği vardır ve bu tinsellik de dilde kendine has
anlamlar oluşturur. Tarihsel bir dönemi veya tarihsel bir olayı anlayabilmek
için o dönemin tinsel yapısının dile yüklediği anlamlarına bakılması gerekir
Bu açıklama aşağıdaki felsefi görüşlerden hangisi ile ilgilidir?
A) Diyalektik B) Hermeneutik C) Fenomenoloji D) Kartezyen felsefe E)
Skolastik felsefe
16. Gadamer anlamayı ufukların kaynaşması dediği teoriyle açıklar.
Ufukların kaynaşması iki farklı tarihsel durumda ortaya çıkıp, mevcut
ortamın yani şimdinin içinde i anlamını bulması ile gerçekleşir.
Tarihsel anlamanın görevi ancak içinde bulunduğumuz ufuktan hareket
edilerek anlaşılabilir. Aksi takdirde tarihsel bağlamına dâhil olmadığımız
ufkun içine yerleşmemiz olanaksızdır. Tarihsel anlamaya ancak kendi
ufkumuzdan kalkarak katılmamız olanaklıdır. Bu-parçadan hareketle
aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Anlama şimdiki durumun içinde, kendi perspektifimizde gerçekleşen bir
durumdur. B) Anlık durumdan hareket ederek tarihi anlamak imkânsızdır.
C) Ufukların kaynaşması aynı tarihsel dönemde gerçekleşir. D) Tarihsel
anlamaya kendi ufkumuzdan hareket ederek katılmak olanaksızdır. E)
Ufukların kaynaşması geçmişteki durumun içinde anlaşılabilir.
17. Kierkegaard'a göre insan var olur, özünü belirlemeye çabalar ve
seçimler yapar. Bu düşünceye uygun çıkarım aşağıdakilerden hangisi
değildir?
A) Öz, hiçbir zaman hazır değildir. B) Insanın temel ihtiyacı kendini
belirlemektir. C) İnsanın özü, varoluşundan önce belirlenir. D) Insanın
seçimler yapması özgür olmasından gelir. E) Insanın varoluşu, devamlı oluş
içindedir.
18. J. P. Sartre'in "Varoluşçuluk" adlı eserinde geçen "Ne olursa olsun,
insanın yapacağı bir gelecek vardır, el değmemiş bir yarın onu bekler
sözüyle varoluşçuluk görüşleri hakkında aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılamaz?
A) Insan, özgür bir varlıktır. B) Insan, dünyaya bırakılmış bir varlıktır. C)
Insan, kendini ve yaşamını seçer. D) Insanın yaşamı önceden belirlenmiştir.
E) Varoluş, özden önce gelir.
O A B Yukarıdaki şekilde O çemberin merkezi A ve B de çember üzerinde iki noktadır. AOB eşkenar üçgenin çevresi 36 cm olduğuna göre çemberin çevresi kaç santimetredir? (= 3 alınız.)
Şehir faresi arkadaşı tarla faresini her zaman tarlaya giderek ziyaret edermiş. Ona konuk olup her gün beraberce yemeklerini yerlermiş. Bir gün şehir faresi, arkadaşı tarla faresini yaşadığı şehre davet etmiş. Şehir faresi o kadar çok ısrar etmiş ki sonunda şehir hayatını pek sevmeyen yoksul tarla faresi: "Davete icabet etmek gerekir, gidip şu arkadaşımın evini ziyaret edeyim bari" diyerek yola koyulmuş. Tarla faresi yolculuğunu tamamlayıp da şehir faresinin yaşadığı eve ulaşınca gözlerine inanamamış. "Aman tanrım bu ne büyük bir zenginlik böyle." diyerek hayretini gizlememiş. İçeri girince daha bir etkilenmiş gördüklerinden, hele o ziyafet sofrasını görünce dili tutulmuş. Bir tek kuş sütü eksikmiş sofrada. Güzel yemekler çeşit çeşit peynirler ve akla gelebilecek her yiyecek onları bekliyormuş. Şehir faresi bu aziz misafirini baş köşeye oturtmuş. Tam yemeğe başlayacaklarmış ki. bir gürültüdür kopmuş. Az sonra bu büyük evin, büyük kedisi girmiş içeri. Şehir faresi hemen kaçıp saklanmış. Bunu gören tarla faresi de saklanmış. Salına salına ortalığı kolaçan eden kedi bir süre sonra gitmiş. Masaya oturmuşlar tekrar bir gürültü kopmuş. Bu defa eve gelen evin hanımı imiş. Neyse ki hemen saklanan farecikleri görmemiş ama farecikler çok korkmuş. Şehir faresi: " Tehlike geçti şimdi yemeğimizi yiyebiliriz" diyerek arkadaşı tarla faresini sofraya davet etmiş ama tarla faresi sofraya oturmadan kapının yolunu tutmuş. Bu kadar korku yeter" demiş." Benim evim zengin değil ama korkusuzca ve özgürce yaşıyorum orada. Her an korku içinde zengin yaşamaktansa, kendi evimde özgür yaşamayı tercih ederim." demiş. Böylece tarla faresi geldiği gibi yaşadığı yoksul topraklara geri dönmüş, mutlu mesut yaşamaya devam etmiş. Bir daha da kente hiç inmemiş. (Metni konusu nedir?)
Arkadaşlar ben bugün yağmurda ıslandım ama cok ıslandım ve ayakkabılarım da çok ıslandı ve giyecek başka ayakkabım da yok ve yarın da sinavlarim var ve okula gitmem lazım arkadaslar ayakkabılarımı hemen acil nasil kurutabilirim ?boş yaaı bildiricem sadece sorumu cevaplayin