Geçmişten günümüze kadar insanoğlu çevresindeki her şeyin işleyişi hakkında sürekli merak içinde kalmış ve onlara anlam vermeye çalışmıştır. Bu sebeple, hayatımızı devam ettirmemiz açısından bilmenin ve bilginin hep çok önemli bir yeri olmuştur. Bu çalışmanın amacı, doğa filozoflarının öncü olduğu o ilk maddeden hareketle evrenin temeline dair bilgi bilimsel sorular sormak ve bilginin ne olduğu hakkında sorulan bu soruların Sofistler ve Platon felsefelerinde cevaplarını bulmaktır. Ayrıca, çalışmada Platon'un diyalogları çerçevesinde Sofistlerin göreli felsefelerine eleştirilerde bulunulmuştur. Çalışmamızın ilk kısmında, Protagoras ve Gorgias'ın göreli felsefelerine yer verilmiş ve doğa filozoflarının ortaya koymuş olduğu nesne odaklı felsefenin yerini özne odaklı yepyeni bir felsefi anlayışa geçişi anlatılmıştır. Protagoras'ın "insan-ölçü" odaklı felsefesi bilginin algı temelinde biçimlendiğini, Gorgias'ın "hiçbir şeyin olmadığı" önermesi her şeyin oluş ve çelişki içerisinde olduğunu bize gösterir. Böylelikle Sofistlerin felsefelerinde görülüyor ki, mutlak bir bilgiye ulaşmak imkansızdır. İşte bu imkansızlık Platon için büyük bir problem oluşturmuş ve mutlak bilgiye ulaşma çabası içerisine girmiştir. Bu nokta da çalışmamızın ikinci bölümünde Platon'un temel diyalogları incelenmiş ve bilginin ne olduğu konusu üzerinde düşünülmüştür. Platon Sofistlerin özne odaklı felsefelerinden etkilenmesine rağmen, onların düşüncelerini hep çürütme tarafındadır. Böylelikle, daha sonra Platon'un Theaitetos diyalogu incelenmiş ve ilk olarak "Bilgi Algıdır." önermesi çürütülmüş ve Protagoras'a esas eleştiriler burada getirilmiştir. İkinci olarak ise "Bilgi doğru sanıdır; inançtır." önermesi çürütülmüş ve son olarak da "Bir logosa dayanan doğru sanı-inanç bilgidir." önermesi çürütülmüştür. Görüldüğü üzere bilginin ne olduğu konusunda bir tanıma ulaşılamamıştır. Bu nedenle bu sorunun cevabına ancak ideaların doğaları ele alınarak ulaşılmıştır. Platon, duyular ile elde edilen yani sürekli değişim ve oluş içerisinde bulunanlardan ziyade akıl ile ulaşılanın peşindedir. Başka bir ifadeyle, ezeli, ebedi ve mutlak bilgi arayışı içerisindedir. Bu problem ancak idealar alanı tasarlanarak aşılmıştır. Çalışmamızın son kısmında ise Gorgias'ın felsefesine bilgi ve inanç ayrımı kapsamında eleştirilerde bulunulmuştur. Bu çalışmanın iddiası, Sofistlerin göreli ve algı temelli felsefelerine Platon felsefesini temele alarak eleştirilerde bulunmak ve mutlak bilginin nasıl elde edilebileceğini bulmak olmuştur.
ALINTIDIR
Yazar:
aaliyahz2ta
Bir cevabı oylayın:
10