Cevap:
Kafka’nın en önemli eserlerinden biri olan Dönüşüm kitabının konusu dilden dile dolaşır. Bir sabah odasında uyanan Gregor kendini yataktan doğrulup işe gitmeye çalışan kocaman bir böcek olarak bulur. Gayet ilgi çekici bir giriş ama kitap bu kadarla kalmıyor. Kesinlikle okunması gereken, içinde bulunduğumuz toplumu, aile yapımızı ve aslında en başta kendimizi sorguya çektiren bir kitap. Dönüşüm 3 kısımdan oluşuyor ve özellikle Can Yayınlarının basımını okumanızı tavsiye ederim ki o baskının sonunda bir de son söz kısmı ve Kafka’nın yazdığı mektuplar yer almakta. Bu kısım kitaba son noktayı koyuyor.
Kitabın ilk bölümünü okuduğunuzda aklınızda Kafka’ya, Gregor’a ve dahi ailesine sormak istediğiniz binlerce soru birikiyor.
Mesela Gregor’un o sabah uyandığında dönüşüm yaşayıp bir böcek olmasına şaşırmayıp işe gitme telaşesine girişmesinde ben bir okuyucu olarak Gregor’u kollarından tutup sarsmak istedim. Hey kendine gel, hangi işten bahsediyorsun? Aynanın karşısına geçip kendine bir baksana önce demek istedim. Sonra Kafka’nın neden başka bir hayvan değilde bir böceği bu dönüşüme layık gördüğünü düşündüm.
Bu durumu hiç tereddütsüz kabul eden bir tek Gregor değil tabiki, ailesininde bu durumu kabullenmesi, ona uygun yemekler vermesi, evde gördükleri bu böceğin Gregor olduğuna inanmaları ve dahi Gregor’un patronu. Herkes çıldırmış olmalı dedim içimden.
Kitabın belkide ana teması olan çıkarcı ilişkileri Samsa ailesi üzerinden harika bir şekilde eleştiren Kafka, yeri geldiğinde musluğun suyunun kesilmesiyle insanların size ne derece katlanabileceğini çok uzağa gitmeden aile içinden kısa öykü olarak gözler önüne sermiş. Düşünsenize, hiç sevmediğiniz bir işi yapıyorsunuz ama bunu aşkla şevkle yapıyorsunuz. Tek motivasyonunuz ailenize ait ve sizin üzerinize yıkılmış olan bir borcu ödemeye çalışmak. El üstünde tutuluyorsunuz, kimse karışmıyor size fakat bir süre sonra bu fedakarlığınız ”zaten yapmak zorunda” olarak algılanmaya başlıyor. Peki bir gün bu borcu ödemeye, ailenize bakmaya mecaliniz kalmazsa? Tam da burada Freud’a kulak vermemek elde değil. Sigmund Freud der ki: İnsanlar sizi eskisi gibi kullanamadıklarında, değiştiğinizi söylerler… İşte bu değişim ile Gregor’un dönüşümünü bir teraziye koyup tartmak gerek. Bu kadar fedakarlık sorgulanır cinsten sanırım. Hani babalar evet bazen sert olur, karşı çıkamazsınız, yeri gelir anneden de yakın olursunuz, annelerde ekstra bir merhamet olur, kız kardeş candır derler. Bu uzun öyküde tüm bildiğiniz aile kavramlarına yenilerini ekleyeceksiniz.
Dönüşümün bizde sorgulattığı bir diğer konu ise yabancılaşma. Eğer bir gün olduğunuzdan daha farklı biri olarak toplumda var oluşunuzu sürdürmeye başlarsanız belkide sizi ilk dışlayacak olan aileniz veya en yakınım dedikleriniz olacaktır. Bu konuya bir de başka bir taraftan bakacak olursak, her şeye ‘evet’ denilen bir toplulukta siz ‘hayır’ derseniz tüm gözler üzerinize çevrilecek, isyankar sayılacak ve dahi oradan dışlanacaksınız. Ve sonrası kaçınılmaz dönüşüm.
Yazar:
spencerxl20
Bir cevabı oylayın:
20