Cevap:
BİLGİNİN MÜMKÜN OLUP OLMADIĞI KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLERİ AÇIKLAMA
Bilginin İmkanı Problemi
Herkes için geçerli doğru(mutlak)bir bilgiye ulaşılabilir mi? Başlangıçta hiç de güç görünmeyen bu soru aslında sorulabilecek en güç sorulardan birisidir. Bu nedenle de filozofların bilgi felsefesi içinde en çok cevap aradıkları soru budur.Bu sorun bilgi felsefesinin temel problemidir.
A-)Mutlak bilgi yoktur(SEPTİSİZM)(Doğru bilginin imkansızlığı)
Bu görüşü savunan filozoflara göre herkes için geçerli mutlak bilgi yoktur.Bu filozoflar doğru bilgiye şüphe ile yaklaştıkları için kendilerine şüpheci(septik); oluşturdukları felsefi sisteme ise Şüphecilik(septisizm) denir. Septisizmin temsilcileri; Parmenides, Zenon ve Demokritos’tur.
Parmenides: Duyular evreni sürekli değiştiğinden çelişkilidir. Oysa gerçek varlık birdir, ölümsüzdür, süreklidir, değişmezdir. Parmenides doğru bilginin değişmeyen, görünmeyen, tek varlığın bilgisi olduğunu, onun da akıl ile bilinebileceğini hareket ve değişmenin bir yanılsama olduğunu ileri sürerek insanların kesin bildikleri bir konuda şüpheye düşmelerine neden olmuş septisizme zemin hazırlamıştır.
Zenon: Hocası Parmenides’in görüşlerini devam ettiren Zenon değişmeyen ve tek olan varlığı göstermek için çokluğun ve hareketin olmadığını göstermeye çalışmıştır. Bunu ispatlamak için çeşitli mantık oyunları kullanmıştır. Bu oyunlara paradoks denir. Zenon’da Parmenides gibi insanları hareket ve çokluk konusunda şüpheye düşürerek septisizme zemin hazırlamıştır.
Demokritos: Varlığın atomlardan oluştuğunu söyler. Atomlar algılanamaz, renksiz ve kokusuzdur. Ona göre duyum bilginin biricik kaynağıdır. Demokritos gerçek varlığın duyularla bilinemeyeceğini, duyuların bizi yanıltacağını söyleyerek, doğru bilgiye ulaşılamayacağını söyleyen septisizme zemin hazırlar.
1-)Sofistler: Sofistler Eski Yunan’da kapı kapı dolaşarak zengin ailelerin çocuklarına iyi düşünme, güzel konuşma vb. dersler veren gezgin öğretmenlerdir. Sofistler felsefeyi çıkar amaçlı kullandıklarından daha sonraları Platon ve Aristoteles tarafından eleştirilmişlerdir. Sofist bilen anlamına gelmekle beraber sofistlerin kendileri de bu adı benimsemişti. Sofistlere göre tüm bilgilerimiz duyumlardan gelir. Fakat bu bilgiler kesin değil görecelidir. Duyu organları bizi yanıltır. Bu nedenle Mutlak bilgi yoktur. Sofistler felsefede bilgi kuramı açısından ilk kuşkuculardır.
—Protogoras: Duyu organlarımızın verdiği bilgilerin bizi yanılttığını bu nedenle de doğrunun kişiden kişiye ve toplumdan topluma değiştiğini söyler. Ünlü sözü “İnsan her şeyin ölçüsüdür.” Bunu anlatır. Ona göre nesnel doğru yoktur. Evrenin yapısını maddenin ne olduğunu araştırmak boşunadır, çünkü bilemeyiz. Bizim şeyler üzerine doğru bilgimiz olamaz, yalnızca sanılarımız(doxa) olabilir.
—Georgias:O da Protogoras gibi duyu organlarının bizi yanılttığı bilgilerimizin göreceli olduğu düşüncesindedir. Mutlak bilgi yoktur. Ünlü sözü görüşlerini net olarak açıklar. ''Hiçbir şey yoktur. Olsa bile bilinemez. Bilinse bile başkalarına bildirilemez.'' Georgias’a göre mutlak bilgiye ulaşsak bile bu bilgileri başkalarına aktarırken bilginin kesinliği bozulur. Bu nedenle doğru bilgi başkalarına anlatılırken kesinliği kaybolur.
2-)Septikler: Temsilcileri Pyrron (Piron), Timon, Arkesilaos ve Karneades’tir. Mutlak bilginin olmadığı düşüncesindedirler. Septisizme göre duyu organları ve akıl bize nesneleri oldukları gibi değil göründükleri gibi gösterir. Bu nedenle de biz nesnelerin kendini değil, görünüşlerini bilebiliriz.
●Sofistler ile Septiklerin farkı:
1-)Sofistlerin şüpheciliği basit, yöntemsiz şüpheciliktir. Görüşlerini savunurken bariz mantık hataları yapmışlardır. Septiklerle şüphecilik yöntemli ve daha akılcı bir çizgiye girmiş, septikler görüşlerini sistemli bir şekilde savunmuşlardır.
2-)Septikler aşırı kuşkucu filozoflardır. Bilgi konusunda her türlü yargıdan kaçınırlar. Çünkü insan ancak bu şekilde huzura kavuşabilir.
B-)Mutlak (Doğruluğu değişmeyen) bilgi vardır.(DOĞMATİZM) (Doğru Bilginin İmkanı)
Dogmatizm bilgi felsefesinde insanın nesnel, mutlak bilgiye ulaşabileceğini savunan görüştür. Doğru bilginin mümkün olduğunu savunan filozoflar, bilginin akılla mı, duyum ve deneyle mi yoksa sezgiyle mi ulaşılabileceği konusunda farklı görüşler ileri sürmüş ve “bilginin kaynağı nedir? sorusuna da yanıt vermişlerdir.