1995 yılının kış aylarından ocak ayının gecesinde, bir hırsızlık olayı gerçekleşir. Bu olayda, bir gazetecinin komşusunun altın bilezikleri kayboluverir. Komşu her yeri aramıştır ama bulamamıştır.
Bunu duyan gazeteci işe koyulur. Hemen bir gazete basar. Ayrıca da olayı en meraklandırıcı şekilde yazmıştır. Polis hırsızlık olayını duyar ve meslektaşlarına şöyle der :
- Ankara'nın ıssız bir sokağında hırsızlık gerçekleşmiştir. Hemen olay yerine!
Polisler hemen olay yerine gelir. Her yeri incelerler, en ufak bir ipucuyu bile gözardı etmezler. Birkaç bölgede akrilik boya bulurlar. Biraz da kağıt parçası vardır. Sonuca bakarak bunun sadece 3 kişi olabileceğini düşünürler. Yan komşu ressam ve annesi ev hanımı nine ve üst komşu gazeteci. Yalnız gazetecinin zaten olayı bastığı için onu direkt elerler. Sonra ressamı ve annesini sorguya çekerler. Ressam sorguda şunları söyler :
- Ben o anda tam olarak resmimi bitirmeye çalışıyordum. Hatta bununla ilgili kanıtım bile var. O anki yaptıklarımın görüntüleri var. Yalnız sadece benim odamda bulunuyor.
. . .
Ressamın annesi ise şu şekilde konuşur :
- Bende tam o anda uyuyordum. Yalnız komşumun bağırması ile uyandım. (Polis :)
- Peki buna dair bir kanıtınız var mı?
- Yok ama bunu uykulu gözlerimden anlamalısınız.
Polisler yalnız uyumak isteyenlerin de gözlerinin uykulu olduğu düşünür ve suçlunun bir kanıtı olmadığına bakarak suçlunun nine olduğu sonucuna varır. O anda nine gözyaşları içerisinde ağlıyordur. Gazeteci ve ressam da ne olur ne olmaz onlarla geliyordur. Birden gazetecini akrilik boyasını ve gazete kağıdını düşürür. Bir polis bu anı görmüştür sadece. Hemen arkadaşlarına haber verir ve suçlu gazeteci kaçmaya başlar. Sonradan onu yakalarlar ve sorguya çekerler :
- Yalan söylemenin bir faydası yok. O gece bilezikleri çaldım ve benden şüphelenmemeniz için gazete bastım. Akrilik boyam yalnışlıkla bulaşmış. Kağıdım ile bilezikleri kaplarken biraz kağıt düşmüş.
- Dürüstlüğünü çok sevdim gazeteci. Seni serbest bırakmak isterdim ama maalesef 12 ay hapis cezasına çarptırılacaksın.
VE SON.
Umarım işe yarar. İnşallah beğenirsin. Hoşçakalın.