Soru: 8. sınıf periyodik tablo üzerinde çalışan bilim insanları hakkında hikaye yazın. Çok kısa veya çok uzun olmasın. Şimdiden teşekkürler.​

Cevaplar 1

Cevap:

Cevap:

2019 yılı, Dmitry Mendeleyev’in (1834-1907) elementlerin periyodik tablosunu düzenlemesinin 150. yılı.

Mendeleyev’in tablosu, 1869 yılında yayınlandığında atom altı parçacıklar henüz bulunmamıştı. Bu yüzden hazırladığı tablo tam olarak doğru değildi. Fakat onun çalışmasının en önemli özelliği, elementlerin atom ağırlıkları ile fiziksel ve kimyasal özellikleri arasında bağ olduğunu ortaya koyarak fizikte ve kimyada, bilinmeyen elementlerin keşfine ve elementlerin özelliklerinin daha iyi anlaşılmasına götüren yeni bir dönemi başlatmış olmasıdır.

Elementlerin keşiflerinin tarihi, aynı zamanda fizikteki ve kimyadaki gelişmelerin tarihidir.

Milattan önce sadece yedi element biliniyordu; altın, gümüş, bakır, kurşun, kalay, demir ve cıva. Metal cevherlerinin ateşle eritilmesi tarihteki en büyük devrimlerden biridir. Bu sayede bileşik haldeki cevherlerden saf metaller elde edilmeye başlandı. Yine ateşin yardımıyla metaller karıştırılarak alaşım yapılabildi.

Thales (MÖ 624-546) suyun en temel madde olduğunu düşünüyordu. Thales’e göre her şey sudan geliyordu.

Anaksimandros (d. MÖ 610) ise temel maddenin, aperion adını verdiği, niteliği belirsiz niceliği ise sonsuz olan bir madde olduğunu düşünüyordu.

Anaksimenes (MÖ 585-525) için de en temel (ayrıştırılamaz) madde havaydı.

Aristoteles (MÖ 384-322), bilinen yedi metalin toprak, hava, ateş ve sudan geldiğini, her cismin bu dört maddenin çeşitli oranlardaki karışımlarından oluştuğunu düşünüyordu.

Simyacılar için en önemli hedef, kurşun ya da cıva gibi ana metallerin altına nasıl dönüştürülebileceğinin bilgisine ulaşmaktı. Bu amaçla cevherlere çok çeşitli işlemler uyguladılar. Simyacıların bu çabaları, hem yeni elementlerin bulunmasına yol açtı hem de bazıları 17. yüzyıla kadar kullanılan kimya aletlerinin icat edilmesini sağladı.

Simyadan kimyaya geçiş, havanın özelliklerinin incelenmesi ve oksijenin keşfi dönemine karşılık gelir.

Robert Boyle (1627-1691), atomculuğu benimsemişti. Aristoteles’in fikirlerini reddetti ve ateş, toprak, hava ve su dahil her şeyin atomlardan meydana geldiğini ileri sürdü. Bununla birlikte Boyle’un atomları lego gibiydi, ona göre elementleri farklı kılan şey atomların biçimlerinin ve boyutlarının farklı olmasıydı.

Pristley (1733-1804), gerçekte oksijeni izole etmeyi başarmıştı ama ona “flojistonsuzlaştırılmış hava” demişti. Flojistonun da, flojistonsuzlaştırılmış havanın da olmadığını gösteren kişi Lavoisier (1743-1794) oldu.

Lavoisier, suyun oksijen ve hidrojenden oluştuğunu gösterdi. Kimyasal tepkimelerde kütlenin korunumu ilkesini ortaya koyarak kimyada bir devrim yaptı, kimyayı matematikselleştirdi. 33 elementten oluşan bir tablo hazırladı (bu tablodaki elementlerden bazıları bugün element sayılmamaktadır). Lavoisier, elementi, “kimyasal analizle artık ayrıştırılamayan şey” diye tanımlayarak kimyada (ve fizikte) önemli bir yol açmıştır. Lavoisier’nin sıraladığı elementlerden bazıları aslında bileşikti, fakat Lavoisier onları ayrıştıramamıştı.

Proust (1754-1826), her bileşiğin farklı bir formülü olduğunu ve bu nedenle elementlerin ancak belirli biçimlerde birleşebildiğini ileri sürdü. Ona göre, bir bileşikteki elementler, her zaman sabit orantılı ağırlıkta bulunabilirlerdi.

Dalton (1766-1844), atmosferdeki gazların hareketleriyle ilgili gözlemlerinin sonucunda, her maddenin, katı, bölünemez ve yok edilemez atomlardan oluştuğunu ileri sürdü. Dalton, oksijenin, hidrojenin, sülfürün aynı maddeden yapıldığını ama atomlarının boyutlarının ve biçimlerinin farklı olduğunu düşünüyordu. Dalton’un atomla ilgili düşünceleri, kimyacıları elementlerin farklı sayıda atomlara sahip olduğu düşüncesine yöneltmiştir. Dalton atomları tartmayı da denedi ve bu deneyiminin sonucunda elementlerin görece ağırlıkları kavramına ulaştı. Dalton’un hesaplamaları günümüzde artık geçerli değil fakat onun atom ağırlıklarını ölçme yolu hakkındaki fikirleri, periyodik tablodaki atom ağırlıkları kavramına götürmüştür. Dalton aynı zamanda ilk defa kimyasal simgeler kullanan bilimcidir (Berzelius (1779-1848) ise atomları harflerle ifade etmişti).

Pilin 1800’de Volta (1745-1827) tarafından icadı, kimyada yeni bir devreyi başlattı. Pilin sağladığı sürekli elektrik sayesinde artık elektroliz yoluyla bileşikler bileşenlerine ayrılabiliyordu. Bu yoldan yeni elementler elde edildi. (1859’da Kirchhoff (1824-1887) ve Bunsen (1811-1899) tarafından spektroskop aygıtının ve spektroskopi metodunun geliştirilmesiyle de birçok yeni element keşfedildi).

Davy (1778-1829), “elektroliz, elementlerin artı veya eksi kutba gitmesine neden oluyorsa, o takdirde, elementlerin kendileri de artı veya eksi yüklü olmalı” diye düşünmüştü. Bu düşünce kimyada yeni bir çığır açtı. Çünkü elementlerin elektriksel yüklerinin, onların periyodik tablodaki yerleriyle ilgisi vardı.

Gay-Lusaac (1778-1850), gazların hep tam sayıların katları hacimler halinde birleştiğini fark etti.

Avogadro (1776-1856) ise eşit hacimdeki gazların (eşit basınç ve sıcaklıkta) aynı sayıda molekül içerdiğini öne sürdü.

Döbereiner (1780-1849), bazı elementlerin oluşturduğu üçlü gruplar olduğunu farketti öyle ki bir elementin atom ağırlığı, diğer iki elementin atom ağırlıklarının yaklaşık olarak ortalaması oluyordu.

1860’lı yıllarda Newlands (1837-1898), Meyer (1848-1897) ve Mendeleyev, elementlerin atom ağırlıklarına göre listelendiklerinde periyodik özellikler gösterdiklerini keşfettiler. Newlands 1864 yılında hazırladığı, atom ağırlıklarına göre sıraladığı 51 elementlik tabloda, her sekizinci elementin yaklaşık olarak benzer özellikler taşıdığını (oktavlar ilkesi) ileri sürdü. Böylece elementler tablosu periyodik yasa gereğince periyodik olma niteliğini kazandı. Böylece periyodiklik ilkesi, yeni elementlerin tabloda olabilecekleri yerleri düşündürttü ve nitekim daha sonra bazı elementler, olmaları gereken yerlerde keşfedildiler.

Açıklama:

biraz uzun oldu ama umarım yardımcı olabilmişimdir en iyi seçersen sevinirim iyi dersler

Cevabı biliyor musunuz? Buraya ekleyin!

Cevabı bulamıyor musunuz?

Google ile giriş yap

veya

Şifrenizi mi unuttunuz?

Hesabım yok ve şunu yapmak istiyorum: Kayıt ol

Bir dil veya bölge seçin
How much to ban the user?
1 hour 1 day 100 years