Cevap:
At a Doctor (Doktordayken)
Doctor: Hello Mrs. Rose. Merhaba bayan Rose.
Mrs. Rose: Hi Doctor. Merhaba Doktor.
Doctor: How are you feeling? Nasıl hissediyorsunuz?
Mrs. Rose: I don’t feel good. İyi hissetmiyorum.
Doctor: What’s bothering you? Sizi rahatsız eden nedir?
Mrs. Rose: I have a stomachache and a headache. Baş ve karın ağrım var.
Doctor: Where does it hurt? Neresi acıyor?
Mrs. Rose: Here. Burası.
Doctor: Do you have a fever? Ateşiniz var mı?
Mrs. Rose: No, I don’t think so. Hayır, sanmıyorum.
Doctor: OK. Let me look at your throat. Open your mouth. Your throat is red. Does it hurt? Tamam. Boğazına bir bakayım. Ağzınızı açın. Boğazınız kızarık. Acıyor mu peki?
Mrs. Rose: Yes. It’s sore. Evet şiddetli bir şekilde.
Doctor: When did it start to feel this way? Ne zaman böyle hissetmeye başladın?
Mrs. Rose: Last week. Geçen hafta.
Doctor: I think you have a virus. It might be the flu. I’m going to give you a prescription for some medicine. Sanırım siz de virus var. Grip de olabilir. Birkaç ilaç alman için sana reçete yazacağım.
Mrs. Rose: Thank you. Teşekkür ederim.
Doctor: Try to get some rest, and be sure to drink lots of water and orange juice. Biraz dinlen ve bol bol su ve portakal su içtiğinden emin ol.
İngilizce Otel Diyalogları
***Otel rezervasyonu yaptırmak için İngilizce otel rezervasyon diyaloğu örneği;
Hotel Reservation (Otel rezervasyonu)
A: I would like to make a hotel reservation. Hotel rezervasyonu yaptırmak istiyordum.
B: What day will you be arriving? Varış tarihiniz ne zaman?
A: I will be arriving on May 14th. Mayıs’ın 14’ünde varmış olacağım.
B: How long will you be staying? Ne kadar kalacaksınız?
A: I need the room for 3 nights. 3 gece için tutmak istiyordum.
B: How many people will be staying in the room? Odada kaç kişi kalıcak?
A: I will be staying in the room alone. Tek başıma kalacağım.
B: Would you like a smoking or nonsmoking room? Sigara içilebilir ya da içilemez odalardan hangisini isterdiniz?
A: I need a nonsmoking room. Sigara içilmeyen odadan istiyorum.
B: We have booked a room for you. Please be sure to arrive 4:00 on your check-in date. Rezervasyonunuzu yaptık. Check-in için geldiğinizde lütfen 4 gibi burada olun.
İngilizce Uyanma Diyalogları
Waking up for school (Okul için uyanmak)
A: Wake up, it’s time for school. Uyan, okul zamanı.
B: I’m so tired. Let me sleep for five more minutes. Çok yorgunum. 5 dakka da yatıyım.
A: You have to get up and get ready for school. Kalkıp okul için hazırlanman gerekiyor.
B: I know, but just five more minutes. Biliyorum, sadece 5 dakika daha.
A: I can’t let you go back to sleep, because you won’t wake back up. Tekrar uyumana izin veremem, çünkü tekrar uyanamazsın.
B: I promise I’ll wake up, in five minutes. Söz veriyorum uyanıcam, 5 dakika içinde.
A: You still need to eat breakfast, take a shower, and get dressed. Ama kahvaltı yapman, duş alman ve giyinmen gerekiyor.
B: I realize that, and I can do all that when I wake up in five minutes. Farkındayım, onların hepsinin uyanınca 5 dakikada yaparım.
A: I don’t want you to be late for school today Okula geç kalmanı istemiyorum.
B: I’m not going to be late today. Bugün geç kalmıyacağım.
A: Fine, five more minutes. İyi, 5 dakika daha.
B: Thank you. Teşekkür ederim.
İngilizce Otobüs Diyalogları
Getting Off Too Early (Erkenden inmek)
A: Is this our bus stop? Burası bizim otobüs durağımız mı?
B: I think this is it. Get off. Sanırım burası. İn.
A: Dude, where are we at? Dostum, neredeyiz?
B: I have no idea. Hiçbir fikrim yok.
A: I thought this was the right stop. Ben burası doğru istasyon zannediyordum.
B: It doesn’t look right to me. Bana öyle gözükmedi.
A: Did you make us get off early? Bizi erken mi indirdin?
B: I think we did. Sanırım, öyle yaptık.
A: I should not have listened to you. Seni dinlememeliydim.
B: I really thought this was our stop. Gerçekten burası bizim durak zannettim.
A: Now we have to walk. Şimdi yürümemiz gerekiyor.
B: Maybe we should just wait for the next bus. Belki de, bir sonraki otobüsü beklemeliyiz.
Açıklama: