Açıklama:
Örneğin Türk Dil Kurumu’na göre tembel, “İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan (kimse), üşengeç.”
Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi aslında tembel olmanın zıtlığı çalışkan olmanın tanımıdır.
Çalışkan olmak ,sürekli boşa çabalamak ve yahut düzensiz ,sistemsiz bilgi yığınları ve iş yığınları arasında kaybolmak değildir. Asıl olan belli bir düzen,sistem içerisinde belli bir amaç uğrunda hedefi ertelemeyi bırakıp harekete geçmektir.
Bahsi geçen karıncalar gibi insanlar da kendi düzenlerinde bu işleyiş ve faaliyet içerisinde birçok büyük iş başarabilir. Ancak insanlar içlerindeki tembellikleri ve üşengeçlikleri bir kenara atıp harekete geçmeliler.
Çalışkan olarak nitelediğimiz insanlar hayatlarındaki düzeni sağladıklarından hayatlarındaki sürprizler karşısında panik olmaz,stres durumlarında iradeleri güçlü olur. Tembel, üşengeç insanlar ise hayatın normal akışında dahi sürekli bir kaygı içindedir. Üstelik üşengeç insanlar yapacakları işleri daima ertelediklerinden zamanı da israf ederler. Bu bakımdan üşengeçliğin zararları tahminimizden daha fazladır.
Tembel insanlar, kabul etmeseler de çalışkan insanların aksine hep koşuşturmaca içinde hayatlarını sürdürür. Hep geç kalmamak için uğraşan tembel insan; dakik, çalışkan insanları içten içe kıskanır.
Üşengeçliğin ihtiva ettiği bu büyük zararlar aslında tedavisi mümkün küçük rahatsızlıklar gibidir.
Çalışkan olmak zannedildiği gibi zor ve meşakkatli olmamasına karşın üşengeçliğin verdiği zarar insan için tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır.
İnsan için kâr /zarar hesabı yapıldığında çalışkan olmanın önemi daha da artmaktadır.