Cevap:Hücre Nedir?
Canlıların yaşam için gerekli olan özelliklerini taşıyan ve uygun koşullarda yaşamını tek başına sürdürme yeteneğine sahip temel yapı ve işlem birimidir. Hücre, çok hücreli canlılardaki en küçük yaşam birimidir.
Hücre zarı, sitoplazma ve çekirdektir. Tek hücrelilerde bütün olaylar hücre içerisinde gerçekleşir. İş bölümü ve doku oluşumu yoktur. Çok hücrelilerde bütün olaylar hücre grupları arasındaki iş bölümü ile olur. En basit çok hücreli yada en karmaşık tek hücreli Volvox‘ tur. Volvox’ ta iş bölümü vardır ama doku oluşumu yoktur. Tek hücrelilerin oluşturduğu topluluğa koloni denir.
Hücreler ikiye ayrılır:
Prokaryot (çekirdeksiz) Hücreler: Bu hücrelerin çekirdeği yoktur. Örneğin bakteri, mavi- yeşil alg prokaryot hücrelidir.
Ökaryot (çekirdekli) Hücreler: Bu tip hücrelerin çekirdeği, zarla çevrili organelleri vardır. Örneğin protistler, mantarlar, hayvanlar, bitkiler ökaryot hücrelidir.
Hücrenin Elemanları
Sitoplazma
– Hücre içinin çekirdek dışında kalan kısmına sitoplazma denir. Tüm hücrelerde bulunur.
– Sitoplazma, organeller ve bunların içinde yer aldığı koyu kıvamlı yarı akışkan (kolloidal) sıvı kısım (sitozol) dan oluşur.
– Bu sıvı kısmın içeriğini enzimler, RNA, organik bileşiklerin yapı taşları (amino asitler, nükleotitler gibi) yıkım tepkimeleri sonucu oluşan atık ürünler, koenzimler, iyonlar ve büyük oranda su (%70-90) oluşturur. Sitoplazma solunum, fotosentez, beslenme, sindirim, boşaltım gibi bütün yaşamsal olayların geçtiği yerdir.
Hücre Zarı
– Sitoplazmayı hücrenin dışından ayıran kısımdır.
– Esnek bir yapıdadır ve canlıdır.
– Seçici geçirgendir.
– Üzerinde bulunan porlar sayesinde madde geçişini sağlayabilir.
– Yoğun miktarda yağ barındırdığı için yağda çözünen maddeler zardan çözünerek hücrenin içine girebilir.
– Canlı olduğu için madde geçişi sırasında enerji gerektiren olayları gerçekleştirebilir.
– Zarının yapısında büyük oranda protein ve yağ az miktarda karbonhidrat bulunur.
– Zarın yapısındaki fosfat ve yağlar birleşerek fosfolipitleri oluşturur.(Fosfolipler akıcılığı saplar.)
– Protein molekküleri fosfolipitlerin arasına gömülüdür.
– Zarın dışa bakan yüzünde proteinler karbonhidratlarla birleşerek glikoproteinleri, yağlar karbonhidratlarla birleşerek glikolipit oluşturur.
– Zarın yapısında bulunan kolesteroller (Yağ monomeri) hücrenin fazla ısınmamasında rol alırlar.
Hücrenin Organelleri Nelerdir?
Zar tipine göre organeller üç grupta inceleyebiliriz.
Zarsız organeller;
* Setrozom
* Ribozom
Tek katlı zarlı organeller;
* Endoplazmik retikulum (ER)
* Lizozom
* Golgi
* Koful
* Peroksizom
Çift katlı zarlı organeller;
* Mitokondri
* Plastitler
* Çekirdek
Ribozom
– Evrensel organeldir (Bütün canlı hücrelerde bulunur).
– Temel görevi amino asitleri birbirine bağlayarak protein sentezlemektir.
– Zarsız bir organeldir.
Sentrozom
Sentrozom, birbirine dik iki silindirik cisme sahiptir. Her sentriyol, birbirine paralel üç küçük tüpten oluşmuş, dokuz iplik içerir. Bu iplikler protein yapısında olup arası matriks ile doludur. Sentrozom organeli zarsız bir organeldir. Mikrotübüller silindirik biçimde dizilirler.
İğ iplikleri oluşturulması, bölünme sırasında kromozomların ayrılması ve kutuplara taşınmasında görevlidir. Hayvan hücresinde bulunur. Sentriol adı verilen çubuklardan meydana gelmiştir. Yani görevi kısaca hücre bölünmesi sırasında zıt kutuplara ayrılarak aralarında iğ iplikleri oluşturmaktır.
Endoplazmik Retikulum (ER)
Endoplazmik Retikulum, sabit bir büyüklüğü ve şekli olmayan, dolayısıyla hücre içindeki miktarı sayı ile belirtilemeyen bir organeldir.
Olgun alyuvar hücreleri dışında genellikle bütün ökaryot yapılı hücrelerde bulunur. Çekirdek zarından başlayarak sitoplazmaya, hatta hücre zarına kadar uzanır ve hücre içinde birbiriyle bağlantılı olan geniş bir kanal sistemi oluşturur.
Üzerinde ribozom taşıyan çeşidine granüllü endoplazmik retikulum, üzerinde ribozom bulundurmayan türüne de granülsüz ya da düz endoplazmik retikulum denir. Bir hücrede her iki tip endoplazmik retikulum aynı anda bulunabilir.
Lizozom
Lizozom, ökaryotik hücrelerin sitoplazmasında bulunan, zarla çevrili, genellikle küçük, yuvarlak ve çapları 0,2-0,8 mikron arasında değişen yapılardır. İçerikleri asidiktir ve çeşitli sindirici enzimler içerirler.
Lizozomun görevleri;
* Lizozomların en önemli görevi, hücre içindeki maddeleri sindirmektir.
* Hücrenin savunmasına karşı bir görev üstlenir.
* Enzimleri yaşlanmış olan molekül ve organelleri parçalar.
* Lizozom spermin baş kısmında bulunup yumurtanın delinmesini sağlar
Golgi
– Tek zarla çevrili üst üste dizilmiş yassı keseciklerden oluşur.
– Granülsüz ER’den meydana gelmiştir.
– Hücrede salgılama ve zar fabrikası gibi görev yapar.
– ER’den gelen protein, lipit, karbonhidrat gibi temel bileşenleri işleyip farklılaştırarak; hücre zarının bileşenleri olan glikolipit, glikoprotein, lipoprotein sentezler. Ayrıca enzim, hormon gibi düzenleyicileri de sentezler.
Koful
– Koful, çeşitli çözeltiler ile dolu tek katmanlı bir zar ile çevrilmiş organel.
– Hem ökaryot hem de prokaryot hücrelerde bulunur.
– Bitki hücrelerinde daha büyüktürler. Çünkü bitki hücreleri, hayvan hücreleri kadar gelişmiş değillerdir. Bu nedenle bitki hücrelerinde bulunan koful, daha fazla işleve sahiptir.
Kofulların görevleri;
* Kofullar hücrede madde alışverişinde, beslenme, sindirimde ve boşaltımda görevlidir.
* Şeker ve aminoasitlerin geçici depo yeridir.
* İçindeki antosiyan gibi pigmentler çiçeklere renk vererek tozlaşmaya yardımcı olur.
* Meyvelere renk vererek tohumun yayılmasında etkili olur.
* Bazı zehirli atıkları tuzlarla birleştirerek kristal şeklinde depolayıp zararsız hale getirir.
* Besin kofulu, Sindirim kofulu, Boşaltım kofulu, Salgı kofulu ve Kontraktil koful gibi çeşitleri vardır.
Peroksizom
– Tek kat zar ile çevrili olan peroksizomlar metabolik aktivitesi fazla olan, karaciğer, böbrek, ve kalp
kası gibi hücrelerde fazla bulunurlar.
– Bunlar katalaz, ürik asit, oksidaz ve daminoasit içerir.
– Hücrede zehir etkisi yapan hidrojen peroksiti (H2O2); H2O ve ½ O2’ye dönüşen katalaz enzimini taşıyan organeldir.
– Perksizomlar yağ asitlerini oksitleyerek metabolik enerjinin en büyük kaynağını oluştururlar ve bu özellikleriyle hücre için hayati bir rol oynarlar.
Mitokondri
Mitokondri :Hücrede enerji (ATP) üretimini sağlayan merkezdir.
– Sayısı hücrenin enerji ihtiyacına göre değişir.
– Çizgili kas, sinir, kalp ve karaciğer hücrelerinde mitokondri fazladır.
– Dış zarı düzgün, iç zarı ise kıvrımlıdır.
– Yani, iç zarı matrix içine doğru uzamıştır, böylece yüzey arttırılmıştır.
– Bu uzantılara krista denir.
– Mitokondri içindeki sıvıya matrix denir.
– Kendine ait DNA, RNA ve ribozomu vardır.
– Gerektiğinde çoğalabilir.
– Gerektiği zaman bölünebilir, büyüyebilir ve kendisi için gerekli bazı proteinleri sentezleyebilir.
– O2’li solunum, hücre sitoplâzmasında başlayıp mitokondride devam etmekte ve açığa çıkan enerji ATP şeklinde depolanmaktadır.
Plastitler
Bitki hücrelerinde, alglerde ve öglena gibi protistlerde bulunan çift katlı bir organeldir.
-İçerdikleri renk maddeleri ve yaptıkları göreve göre kloroplast, kromoplast ve lökoplast olmak üzere üç çeşit plastit vardır. Üçü de çift katlı zar ile kuşatılmıştır.
Kloroplast
Alglerde, bitkilerin fotosentez yapan hücrelerinde, öglenada bulunur. Yapısında çok miktarda bulunan klorofil pigmenti nedeniyle yeşil renklidir. Klorofil pigmenti ile emdiği ışık enerjisini organik besinin yapısındaki kimyasal enerjiye dönüştürür.
Kendine ait DNA, RNA ve ribozomu vardır. Çekirdek kontrolünde DNA’sını eşleyerek sayısını artırabilir. Kendi proteinlerini üretebilir.
Dış zar ve iç zar sisteminden başka ışığın emildiği tilakoid zarlar bulunur. Bu zarlardan oluşan yapıya grana denir. Organelin sıvı kısmına ise stroma adı verilir. DNA, RNA ve ribozomIarı sıvı kısmı olan stromada bulunur. DNA’sı prokaryotlarınki gibi halkasaldır.
Yapısında bulunan klorofil pigmenti ile güneş ışığını emerek besin üretimi yapar. Yani aşağıdaki reaksiyonda görüldüğü üzere inorganik maddelerden organik maddeler üretir.
Kromoplast
Bitkilerin çiçeğine renk verir. Çiçeklerdeki kırmızı, sarı, turuncu, hatta leylak gibi renklerin oluşmasını sağlar. Havuca turuncu renk veren karoten, domatese kırmızı renk veren likopen, limona sarı renk veren ksantofil, bitkiye yeşil rengi veren ise klorofildir. Kısaca kromoplast bitkiye sarı, kırmızı, turuncu gibi renkleri verir. Bitkilerin bazı renkleri ise koful öz suyunun asidik ya da bazik oluşuna göre renk değiştiren “antokyan” tarafından oluşturulur.
Proplastit
Proplastit, hücrede sitoplazma içerisinde bulunan tanımlanamamış plastit. Plastitlerin diğer plastit türlerine dönüşmeden önceki tanımlanamamış halidir.
Lökoplast
Renksizdir.Bitkinin kök,toprak altı gövdesi (rizom) ve tohumları gibi depo organlarında bulunur. Besin depolar. Patates gibi kökte, yumruda ya da bitkinin renksiz kısımlarında lökoplast renksizdir, ama gün ışığına çıkınca bitkinin bulunduğu yerdeki rengini değiştirir.
Çekirdek
Hücre çekirdeği ya da nükleus, ökaryot hücrelerin çoğunda bulunan zarla kaplı bir organeldir. Hücrenin genetik bilgilerinin çoğu, hücre çekirdeğinin içinde katlı uzun doğrusal DNA molekülleri ile histon gibi birçok proteinin bir araya gelerek oluşturduğu kromozomlarda bulunur. Bu kromozomların içindeki genler hücrenin çekirdek genomunu oluşturur. Hücre çekirdeğinin işlevi bu genlerin bütünlüğünü devam ettirmek ve gen ekspresyonunu düzenleyerek hücre işlevlerini kontrol altında tutmaktır. Çekirdeği çıkarılan her hücre bir süre sonra ölür.
Çekirdek, çift katlı zar ile çevrilidir. Zar üzerinde tıpkı hücre zarının yapısında bulunan ve madde alışverişinin yapıldığı porlar bulunur. Yalnız çekirdek zarı üzerindeki porlar, hücre zarında bulunan porlardan daha büyüktür.
Çekirdek zarı endoplazmik retikulum organelinin zarının devamıdır. Hücrede çekirdek bölünmesinin ilk aşamasında eriyip son aşamasında tekrar oluşur. Çekirdek içinde bulunan sıvı kısma çekirdek plazması denir. Bu sıvı kısımda DNA, RNA, ATP, mineraller, enzimler, nükleotitler, proteinler, su ve daha birçok madde bulunur.
Çekirdek içinde rRNA ve proteinlerin yoğunlaştığı bölgeye çekirdekçik denir. Bu bölgeyi çekirdek plazmasından ayıran bir zar yoktur. Sitoplazmadaki ribozomlarda üretilen protein ve çekirdekçik içinde üretilen rRNA molekülü burada birbirine bağlanarak ribozom organelini oluşturur. Hücrenin ribozom organeline ihtiyacı ile doğru orantılı olarak çekirdekçik sayısı ve büyüklüğü artabilir.
:)