"İşte başlıyoruz." dedi oğlan. Yeşil gözleri, uzun boyu ve kumral saçlarıyla dikkat çeken biriydi. Silahı kavradı ve binanın etrafında dolaşmaya başladı. Birinin ateş etmesi olası bir ihtimaldi. Karıştıkları çete fazla güçlüydü. Olabildiğince sessiz bir şekilde binanın içerisine girdi. Tenha bir yerden başka bir şey değildi. İçerisinin fazla sessiz oluşu onu germişti. Dolaşmaya devam etti fakat kimse yoktu. Yukarı katlara çıkmak için merdiven aradı. Merdivenleri bulması uzun sürecek gibiydi. Etraf fazla karanlıktı ve feneri açarsa dikkat çekebilirdi. İlerlemeye devam etti. Bir ses gelmeye başlamıştı. Biri ağlıyor gibiydi, bir kız çocuğu. Sese doğru ilerledi. Sonra bunun bir tuzak olabileceğini düşündü ve durdu. Fakat kız yardım istiyor gibiydi. Ne kadar kalpsiz olarak tanınsada vicdanına yenildi ve ilerlemeye devam etti. Sese ulaştığında feneri açtı. Tuzak olmaması için dua ediyordu. Karşısında 10-11 yaşlarında, her tarafı kirlenmiş bir kız duruyordu. Ne yapacağını düşünürken ani bir karar alması gerektiğini hatırladı. Her an gitmesi gerekebilirdi. Kızı elinden tuttu ve kendiyle sürükledi. Ona sessiz olması gerektiğini işaret etti. Çetesinin bundan haberi olursa kızı öldürebilirlerdi. Eve gitme kararı aldı, sorarlarsa yaralandığını söyleyecekti. Binanın çıkışına ulaştıklarında bir silah sesi geldi. Oğlan eğildi ve kızı korumaya aldı. Sesler sona erince dışarı çıktılar.
Oğlan, kızı evine getirmişti. Kız çok fazla titriyordu. Korktuğu çok belliydi. Oğlan kendini tanıttı: "Adım Araz, sana zarar vermeyeceğim. Yardım etmek için getirdim seni buraya. Senin adın nedir?". Kız ilk başta sadece baktı. Sonra çok kısık bir sesle "Selin." dedi. Araz ona gülümsedi. Uzun zamandır gülümsemediğini fark etti. Kızdan banyoya girmesini istedi. O çıkınca küçülen kıyafetlerinden birini verdi. Kendine göre küçülse bile kıza hala büyük geliyordu. -(Burayı biraz daha uzatırsın "Beraber yemek yediler." gibi.)-
Araz önemli görevlerden birine gitmişti. Selin her zamanki gibi yalnız kalmak istemiyordu. Tehlikeli olduğu için onu görevini yapacağı yerin biraz uzağında bir yere gizledi ve ayrılmamasını söyledi. Karşı çetedeki biri ona takmıştı. Gereksiz yere nefret ediyordu. Araz temkinli bir şekilde ilerledi. Elleri titriyordu. Normalde böyle olmazdı. Ölüme yaklaşıyor muydu? Boş sokaktan ilerledi. Etrafın bu kadar sessiz olması ürkünçtü. Çıkmaza geldiğini fark etti. Bu bir tuzaktı. Arkasını döndü. Kafasına silah dayanmıştı. Silahı almaya çalıştı fakat hamleleri boşa çıkacaktı. Etrafında beş kişi vardı. Onlara galip gelmesi imkansızdı. Öleceğini anladım ve son sözlerini söyledi. "İşte başlıyoruz."