Merhaba Ben Ece vereceğim cevap umarım sana yardımcı olur.
Sadako 12 yaşındadır. kardeşleriyle beraber çok mutlu bir hayatı vardır. Ülkesi 2. Dünya savaşının yıkıcı ortamında yaraları sarmaya çalışmaktadır. Atılan Atom bombası sonucu Radyasyondan yanmış ve vücutlarında yara izi bulunan insanlardan her zaman kaçmayı deneyen sadako bu etkinin kendisine de etkilemiş olacağını hiç aklına getirmez.
1954 senesinin ağustos sabahı Sadako üstünü giyinir giyinmez dışarıya doğru koştu. Japonya’nın doğan sabah güneşi Sadako’nun koyu renkli saçında etrafına ışıltılar saçıyordu. Gökyüzü masmaviydi, gökyüzünde buluttular yoktu. Bu durum onun İçin iyi bir işaretti.
Sadako hayatta her zaman bir şansın doğacağını umutlardı. Evine geldiği zaman kız kardeşi ve iki erkek kardeşini güzel güzel uyurken buldu. Sadako birçok iyi şans işaretleri daha bulmuştu fakat bulduğu bu iyi şans işaretleri maalesef kötüye gitmişti.
Sadako öğrenim gördüğü okulun atletizim takımında yarışa çıktı. Yarış sonunda bambu sınıfından bazı öğrenciler Sadako’nun atletizm takımlarına girmelerini istemişlerdi. Sadako’da onların bu isteklerini kabul etmişti. Yapılan ikinci yarışta Sadoko yedek olarak başladı. Yarışmada yedekler sonuncu olarak yarışırlardı. Koşma sırası Sadoko’ya gelmişti. Sadako yarışa başladı. Yarışı bitirdikten hemen sonra başı dönmeye başladı ve olduğu yere bayıldı. Sadako’yu hemen doktora götürdüler. Sadoka Japonya’ya atılan atom bombasından dolayı lösemiye yakalanmıştı. Bu acı haberi öğrenen Sodako, bu duruma çok üzülmüştü. Sadako için artık koşu pistleri bitmiş hastane günleri başlamıştır. Sadako hastanedeyken zaman zaman evini ve ailesini özlemektedir. Doktorlar onu devamlı kontrol etmeye başlamıştır.
Bir gün hastanede bir arkadaşı ona kağıttan turna kuşu yapmasını öğretir. Ve ona şöyle der: Bin tane turna kuşu yaparsan tanrılar seni görür der. ‘Kâğıttan Bin Turna Kuşu’ efsanesine göre: Bir insan eğer ki kağıttan 1000 turna kuşu yaparsa o kişinin dileği kabul olurmuş. Bu efsane üzerine Sadako ümidini kaybetmeyip kağıttan 1000 turna kuşu yapmaya başladı.
Sadako tanrıya iyileşmesi için sürekli olarak dua eder ve turna kuşu yapmaya başlar. Öyle ki bir gün kendisine getirilen hediye paketlerinden birinde altından yapılmışı dahi çıkmıştır. Sadako yapmış olduğu yüzlerce turna kuşunu hemşireninde yardımı sayesinde hastane odasının tavana asar. Fakat daha yüzlerce, kağıttan turna kuşu yapması gerekmektedir.
Hastanede günler geçtikçe Sadako hastalıktan dolayı iyice zayıflar. artık iyiden iyiye güçten düşmüştür. Öyle ki dayanamayacak hale gelir.
Maalesef, bu küçük Japon kızının hayatı 1000 turnayı katlamaya yetmeyecektir. Sadako 25 Ekim 1955 günü 644 turnayı katlarken yaşama veda etmiştir. Daha sonra arkadaşları, eksik kalan 356 turnayı katlamışlar ve onun için kağıttan turna kuşu klubü düzenlemişlerdir. Ailesi ve arkadaşları onun ölümüne çok üzülmüşlerdir. Sınıf arkadaşları Sadako’nun tamamlayamadığı yüzlerce turna kuşunu yaparak onun mezarına koyarlar. Artık sadakonun mezarında 1000 adet turna kuşu olmuştur.
Cenaze bittikten sonra Sadako’nun okul arkadaşları Sadakonun mektuplarını ve günlüğünü derleyip “Kokeşi” ismini verdikleri bir kitap olarak yayımlarlar. Kokeşi adı nereden geliyor diyecekseniz, bu ad aslında okul arkadaşlarının Sadako hastanede yatarken ona hediye olarak getirmiş oldukları bebeğin ismidir. Sadako’nun arkadaşları bununla da kalmayıp atom bombası yüzünden yaşamını kaybedenler için bir anıt dikilmesini sağlarlar. Heykel 1958 senesinde Hiroşima Barış Parkı’nda açılır. Sakonun Doğum Günü her yıl 6 Ağustosta kutlanır. Sadakoya her doğum gününde sevenleri anıtının başına turna kuşu getirir
Bu heykelde Sadako bir dağın tepesinde durmaktadır ve ileri doğru uzattığı avucunda altın bir turna kuşu vardır.
Turna kuşu, o zamandan beri hep barışın simgesidir.
#Ece
#İyiDersler