Cevap:
Türkiye’de başlıca ekonomik faaliyetler denilince akla ilk olarak; tarım, sanayi, ticaret, turizm faaliyetleri gelir. Daha sonra madenler ve diğer hizmet sektörüne ait iş kolları dikkat çeker. Bu ekonomik faaliyet alanlarının her birinin kendine has bir takım özellikleri ve etkilendikleri doğal coğrafi koşullar vardır.
Yeryüzünde herhangi bir sahanın fiziki coğrafyası, özellikle jeolojik yapısı ve topografya şekilleri coğrafi görünümde meydana gelen değişikliklerin başlıca sebepleri arasındadır. Bu doğal coğrafya unsurları yeryüzünde nüfuslanmayı, yerleşme yerlerinin seçimini ve özelliklerini, sanayi, tarım, ticaret, ulaşım vb. ekonomik faaliyetleri çeşitli şekillerde etkilemektedir. Bu bağlamda jeolojik ve jeomorfolojik özellikler, iklim şartları, toprak özellikleri, bitki örtüsü ve su kaynakları özellikleri ekonomik faaliyetleri şekillendiren başlıca aktörlerdir.
Türkiye’de başlıca ekonomik faaliyetler denilince akla ilk olarak; tarım, sanayi, ticaret, turizm faaliyetleri gelir. Daha sonra madenler ve diğer hizmet sektörüne ait iş kolları dikkat çeker. Bu ekonomik faaliyet alanlarının her birinin kendine has bir takım özellikleri ve etkilendikleri doğal coğrafi koşullar vardır. Örneğin; bazı sanayi kolları için geniş ve düz arazi şarttır. Sanayi tesislerinin hemen çoğu kurulduktan bir süre sonra saha üzerinde genişlemeleri, yeni eklentileri için yer meselesinin önemi daha da dikkat çeker. Bunlara bazı sanayi kollarının büyük su ihtiyacı ve sağlam zemin zorunluluğu ile sıvı veya katı halde çıkan büyük miktarda atık maddenin yok edilmesi, belirli yerlere depo edilmesi hususlarını da eklemek gerekir. Sanayi kolları içinde geniş ve düz arazi ihtiyacı fazla olanların başlıcaları; demir-çelik tesisleri, petrol rafinerileri, kimyevi maddeler, otomotiv, uçak birleştirme tesisleridir.
İklim; yerşekilleri, su kaynakları, toprak tipleri ve bitki örtüsü gibi doğal çevre özelliklerinin oluşumunda etkili faktörlerden biri olmakla birlikte nüfus dağılışı, nüfus yoğunluğu, yerleşme şekilleri, mesken tipleri, tarım, sanayi, ulaşım, turizm gibi beşeri ve ekonomik faaliyetleri de doğrudan etkilemektedir. Sıcaklık, beşeri ve ekonomik faaliyetler üzerinde en etkili olan iklim elemanıdır. Sanayi tesislerinde üretim işlemleri sırasında sıcak ya da soğuk iklim koşulları çalışanlar üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Şiddetli sıcaklar verimi ve üretimi düşürürken şiddetli soğuklar ısıtma sorunu yaratmakta ve maliyeti artırmaktadır. Bu da klima ile ısıtma-soğutma ekstra harcamaları gerektirdiğinden, maliyeti artırmaktadır. Yine eksterm iklim koşulları işçilerin tesislere gidiş-gelişleri, hammadde ve mamul maddenin nakliyesi, depolanması konusunda da olumsuz etkilere neden olabilmektedir.
Ekonomik faaliyetlerin belirlenmesinde ve çeşitlenmesinde su kaynaklarının da önemli bir yeri vardır. Özellikle en önemli iktisadi faaliyetlerden olan tarıma dayalı üretimde tatlı su kaynakları büyük önem taşır. Ayrıca, su talebinin artması fakat kaynakların azalması nedeniyle de su sanayide de gittikçe daha önemli bir yer tutmaktadır. Suya bütün sanayi kolları ihtiyaç duyduğu gibi bazı sanayi kolları için de hammadde olmaktadır. Sanayi sahasında kullanılan su miktarı günümüzde gittikçe artmaktadır ve o ülkenin hayat standardını yansıtmaktadır. Su, hammaddenin işlenmesi sırasında buhar elde etme ya da soğutmada kullanılmakta, sanayinin yer seçimi açısından incelendiğinde de gerek nitelik gerekse miktar açısından suyun bulunabilirliğinin göz önüne alınması gerekmektedir. Sanayi kollarının su ihtiyacı çok değişiktir. Dokuma sanayinde, nükleer enerji tesislerinde su yaşamsal önem taşımaktadır. Yine alüminyum tesislerinde ve petrol rafinerilerinde bol miktarda su kullanılmaktadır.
Günümüzde su sağlanmasıyla sıkı sıkıya ilişkili önemli sorunlardan biri de atık madde sorunudur. Sanayide kullanılan suyun kirlenmiş bir halde tesisten çıktıktan sonra çevreye ve doğal kaynaklara zarar vermeden sevk edilmesi oldukça önemlidir. Sanayide atık madde için en sık başvurulan yöntem atıkların akarsulara boşaltılmasıdır. Artan nüfusa ve sanayiye bağlı olarak suya talep arttıkça yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının kirlenmeye karşı korunması hayati bir konu