Cevap:
SÜTÜN BİLEŞİMİ VE ÖZELLİKLERİ
Süt, dişi memeli hayvanların yeni doğurdukları yavrularını besleyebilmek üzere, süt
bezlerinde farklı sürelerde salgılanan, içinde yavrunun kendini besleyecek duruma
gelinceye kadar almak zorunda olduğu bütün besin maddelerini yeterli miktarda
bulunduran bir sıvıdır. Hayvanların yaşadığı çevre koşullarına göre sütlerinin bileşimi
de farklılık gösterir. Örneğin doğum ağırlığının iki katına 9 günde ulaşan köpek
sütünün protein oranı % 7.3, 180 günde ulaşan insan sütünde sadece % 1.6’dır.
Süt beslenme uzmanları tarafından temel gıda maddesi olarak kabul edilir. Kalsiyum,
fosfor ve riboflavin (vit B2) açısından önemlidir. Yaşamsal önemi olan amino asitleri
ve yağ asitlerini bünyesinde bulundurur. Sadece sütte bulunan bileşenler; laktoz, süt
yağı, kazein, laktoalbümin ve laktoglobülindir. Sütün enerji değeri bileşimine göre
farklılık gösterir. 1 litre % 3 yağlı içme sütü 615 kcal enerji verir.
Bileşimindeki maddeler ve özellikleri nedeniyle süt koruyucu bir gıdadır. Süt proteini
amfoter özelliği nedeniyle asit ve baz buharlarını tamponlayabilir, zehirli ağır metalleri
bağlar. Bu nedenle kimya endüstrisi, kömür ocakları havagazı fabrikaları ve kazan
dairelerinde çalışan işçilere yasal düzenlemelerle zehirlenmelere karşı korumak
amacıyla sürekli süt ve yoğurt verilir.
SÜTÜN BİLEŞİMİ
Süt genel olarak aşağıdaki bileşenlerden oluşur. Bileşimi başta alındığı hayvanın
türüne bağlı olmak üzere pek çok faktöre göre değişim gösterir. Çizelge 1’de sütün
genel bileşimi yer almaktadır.
Genel olarak protein ,yağ şeker gibi temel kimyasal bileşenler büyük miktarda yer
alır. Ancak küçük miktardaki bileşenlerin de sütün özelliklerine katkısı büyüktür.
Örneğin vitaminler besin değeri açısından önem taşır, enzimler çeşitli reaksiyonları
katalize eder, bazı minör bileşenler sütün duyusal niteliklerini etkilerler. Laktoz sütün
tek karbonhidratıdır, glikoz ve galaktozdan oluşan bir disakkarittir. Sadece sütte
bulunur, beyin ve sinir gelişimi için önem taşır.
A Y Ş E G Ü R S O Y / / S Ü T K İ M Y A S I V E B İ Y O K İ M Y A S I Sayfa 2
Süt yağının büyük bir kısmı kompleks yapıda trigliseridlerden oluşur. Yapıdaki yağ
asitlerinin zincir uzunluğu( 2-20 karbonlu) ve doymuşluk ve doymamışlık oranı (0-4
çift bağlı) değişkendir. Diğer lipid bileşenleri fosfolipid, kolesterol, serbest yağ asitleri,
mono ve digliseridlerdir.
Proteinlerin % 80 i kazeinden oluşmuştur. Kazeinler; α S1, αS2-, β-, ve ĸ-kazein
olarak 4 çeşittir ve fosforlu bileşiklerdir. Proteinlerin diğer % 20 lik kısmını serum
proteinleri (β-lg) oluşturur. Süt ayrıca çok sayıda minör proteinleri ve enzimleri de
içerir.
Na, K, Ca, Mg, Cl ve fosfat sütteki temel mineral maddelerdir, ayrıca çok sayıda iz
elementler mevcuttur. Süt tuzları kısmi iyonize halde bulunabilir. Başta sitrat olmak
üzere çok sayıda organik asitler iyon veya tuz halde bulunur. Bunların dışında sütte iz
miktarda çok sayıda bileşlen de bulunmaktadır.
Sütte suyun dışındaki toplam bileşenler kurumadde olarak isimlendirilir. Diğer
bileşen ayrımları; süt yağsız kurumadde ve kurumadede yağdır. Sütün kimyasal
bileşimini besin değerini önemli ölçüde etkiler. Ayrıca sütte birtakım
mikroorganizmalar bulunabilir. Bunlar sütün kimyasal reaksiyonlarını ve duyusal
niteliklerini etkiler.
Çizelge 1. İnek sütünün ortalama bileşimi
Bileşenler Sütteki ortalama
miktar (%w/w)
Değişim genişliği
(%w/w)
Kurumaddede ortalama
miktar (%w/w)
Su 87.10 85.30-88.70 _
Süt yağsız
kurumadde
8.90 7.90-10.00 _
Kurumaddede yağ 31 22-38 _
Laktoz 4.60 3.80-5.30 36
Yağ 4.0 2.5-5.5 31
Protein 3.3 2.3-4.4 25
kazein 2.60 1.70-3.50 20.00
Mineral maddeler 0.70 0.57-0.83 5.40
Organik asitler 0.17 0.12-0.21 1.30
Diğer bileşenler 0.15 _ 1.20
A Y Ş E G Ü R S O Y / / S Ü T K İ M Y A S I V E B İ Y O K İ M Y A S I Sayfa 3
Çiğ Süt: Hayvandan muntazam aralıklarla ve tam olarak sağılan, soğutulan,
içerisinden herhangi bir bileşeni alınmayan veya içerisine herhangi bir madde ilave
edilmeyen, önceden herhangi bir işleme tabi tutulmayan (ısıtma gibi) ve işlenmek
üzere fabrikaya gönderilen süttür.
Kazeinli Sütler: Toplam proteinin en az 3’te 2’sini kazeinin oluşturduğu sütlerdir.
İnek, koyun, keçi sütleri gibi. Kazeinli sütler yüksek ısıya dayanıklıdır. Asitler ve mide
salgıları ve mayalarla iri taneli pıhtı verir dolayısıyla hazmı zordur.
Albuminli Sütler: Albumin ve globulin toplamı protein miktarının 3’te 1’inden
fazlaysa bu süt albuminli sütler grubuna girer. İnsan, at, eşek köpek, domuz sütü gibi.
Bu sütler yüksek ısıya daha az dayanıklıdır. Asitler ve mide salgıları ve mayalarla
daha ufak taneli ve yumuşak pıhtı verir, hazmı kolaydır.
Kolostrum (Ağız Sütü):
Süt vermeye başlayan memenin ilk ürününe kolostrum adı verilir. Doğumdan hemen
sonra 5-7 gün içerisinde salgılanır. Sarımtırak-kahverengimsi ya da kırmızımtırak
renge, anormal bir kokuya ve tuzlumsu acı bir tada sahiptir. Özgül ağırlığı normal
sütten daha yüksek, 1.079 gr/ml civarındadır. Mikroskop altında yapısında bazı
parçacıklar, epitel hücreleri, kolostrum cisimcikleri görülür. Ağız sütü özellikleri
açısından kana benzerlik gösterir. Bu şekilde plasentar dönemde kanla beslenen
yavrunun süt ile beslenme dönemine uyumlu geçişi sağlanır.
Çizelge 2. Ağız sütünün (kolostrum) bileşimi
Doğum sonrası
süre (gün)
Kurumadde
(%)
Yağ(%) Kazein(%) Albumin ve
globulin(%)
Laktoz(%) Kül(%)
0 33.6 6.5 5.6 16.9 2.1 1.4
1 15.6 3.6 4.2 2.6 4.2 1.0
2 13.7 3.7 3.9 1.2 4.5 -
4 14.2 4.5 3.3 0.9 4.7 0.9
6 13.0 3.7 2.8 0.8 4.8 0.9
Normal süt 12.4 3.4 3.0 0.5 4.6 0.8
A Y Ş E G Ü R S O Y / / S Ü T K İ M Y A S I V E B İ Y O K İ M Y A S I Sayfa 4
Ağız sütleri belirli bir bileşim göstermez zaman ilerledikçe bileşim sürekli değişir.
Normal sütle karşılaştırıldığında kurumadde, kazein albumin, globulin ve mineral
maddelerce zengin fakat yağ ve şekerce fakirdir.
Kolostrum özellikle protein fraksiyonlarınca zengindir. Kolostrumun en büyük özelliği
globulin miktarının çok yüksek olmasıdır. %17 civarındaki globulin da antikorların
taşınmasında görev yapmaktadır. Özellikle protein faksiyonları açısından zengindir.
Bunlardan imminoglobulinler bağışıklık kazandırma özelliğinde olduklarından
yavrunun dış etkilere ve hastalıklara karşı direnç kazanmasını sağlarlar.
Kolostrumdaki bağışıklık maddelerinin miktarı annenin laktasyon sayısına büyük
ölçüde bağlılık gösterir. Bunlardan yararlanma, buzağı yaşı ilerledikçe hızlı bir
biçimde azalma gösterir. Magnezyum tuzları ile katalaz, peroksidaz amilaz ve lipaz
gibi enzimler açısından zengindir. Vitamin ve antikor miktarları oldukça yüksektir.
Özellikle A vitamini normal sütteki miktarın 20 katına çıkabilmektedir. İnek ağız
sütlerinde asitlik 18 °SH’ya çıkabilmektedir. Bu nedenle doğumu izleyen bir haftalık
sürede sağılan sütün kullanılmaması ve yavruya verilmesi mutlak gereklidir.
FARKLI TÜR SÜTLERİN BİLEŞİMİ VE ÖZELLİKLERİ
Sütler alındığı hayvanın adı ile anılır. Sadece süt sözcüğü temel süt kaynağı olarak
kabul edilen inek sütlerini kapsar. Çünki ticari olarak üretimi yapılan pek çok ürünün
hammaddesi inek sütüdür.
Koyun Sütü
Koyun sütünün kurumadde oranı inek sütünden % 50 oranında daha fazladır.
Protein yağ ve mineral maddeler açısından zengindir. Doğal asitliği daha yüksektir,
sonradan oluşan asitlik biraz yavaş gelişir. Titrasyon asitliği 8-12 SH, yoğunluğu
1.030-1.045 g/ml dir. Kendine özgü ağır tadı ve kokusu vardır. Bu nedenle içme
sütüne uygun değildir. Proteinin % 80’i kazein oluşturur, kazeinli sütler grubundandır.
Kazein ve yağ oranı yüksek olduğundan peynir, yoğurt, tereyağı ve kazein üretiminde
tercih edilir. Pıhtılaşmak için daha fazla peynir mayasına ihtiyaç gösterir. Yağ asitleri
kompozisyonu inek sütünden farklıdır. Süt yağındaki lesitin miktarı daha fazla yağ
globüllerinin çapı büyük, riboflavin açısından zengin C vitamini ve nikotinik asit
A Y Ş E G Ü R S O Y / / S Ü T K İ M Y A S I V E B İ Y O K İ M Y A S I Sayfa 5
miktarı düşüktür. Kurumadde ve yağ oranı fazla olduğundan İnek sütüne oranla
sindirimi daha güçtür.
Çizelge 3. Çeşitli tür sütlerin ortalama bileşimi (%)
Süt Türü Kurumadde Süt yağı Protein Laktoz Kül
İnsan 12.4 3.8 1.0 7.0 0.2
İnek 12.6 3.7 3.4 4.7 0.7
Manda 17.2 7.4 3.5 5.4 0.8
Koyun 19.3 7.4 5.5 4.8 1
Keçi 13.2 4.5 3.2 4.1 0.8
Kısrak 11.2 1.9 2.5 6.2 0.5
Deve 13.6 4.5 3.6 5 0.7
Fil 23.4 14.3 4.9 3.4 0.8
Eşek 12 1.8 2.5 6.1 0.5
Köpek 24.9 10.5 12.2 1.3 0.9
Ada tavşanı 30.6 10.5 15.5 2 2.6
Kedi 17.9 3.3 9.1 4.9 0.6
Fare 30.9 14.8 11.8 2.8 1.5
Domuz 20.5 8.8 7.3 3.3 1.1
Ren geyiği 33.3 16.9 11.5 2.8 1.4
Balina 37.5 22 12 1.8 1.7
Keçi Sütü
Keçi sütü ortalama bileşim bakımından inek sütüne benzerlik göstermekle birlikte,
fizikokimyasal niteliklerindeki bazı farklılıklar nedeniyle inek sütünden daha değerli
olarak düşünülmektedir. Bu özelliğiyle de; bebekler, yaşlılar ve süt veren kadınların
beslenmesinde kullanılmaktadır. Keçi sütünün bazı özellikleri bu bağlamda inek
sütünden farklılıkları aşağıda sıralanmıştır:
Taze keçi sütünün asitliği 6.4-10 SH, yoğunluğu 1.028-1.041 g/ml dir. İnek sütüne
göre daha yüksek oranda küçük çaplı yağ globülleri bulundurması süt proteinlerinin
özellikle de αs1 kazeinin kalitatif ve kantitatif açıdan farklılıklar göstermesi daha kolay
sindirilebilmesini sağlamaktadır.
Keçi sütü kısa ve orta zincirli tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri (kaproik, kaprilik,
kaprik) bakımından zengindir. Bu bileşenler emilim ve metabolizma bozuklukları,
A Y Ş E G Ü R S O Y / / S Ü T K İ M Y A S I V E B İ Y O K İ M Y A S I Sayfa 6
kolesterol problemleri, ve yetersiz beslenme bulguları sergileyen hastalarda tedavi
edici nitelikler taşımaktadır. Bu bileşenler aynı zamanda keçi sütünün kendine has
ağır kokusuna da neden olmaktadır. Kötü bakım ve ağıl koşullarının olduğu
durumlarda bu koku ve tat süt ve ürünlerde daha belirginleşir.
Keçi sütünde kadın sütüne göre daha yüksek miktarda esansiyel yağ asitleri
bulunmakta, bu da emziren kadınlar açısından önem taşımaktadır.
Keçi sütü ürünlerinin endüstriyel ölçekte üretimini kısıtlayan başlıca faktör, laktasyon
döneminin 6-7 ay arasında değişmesi ve bu nedenle üretimin mevsime bağlılık
göstermesidir.
Keçi sütü bileşim açısından inek sütüne yakın değerlere sahiptir. Karoten miktarı az
ve A vitamini diğer süt türlerininden 2-3 kat fazla olduğundan rengi daha beyazdır.
Peynir mayasıyla daha kolay pıhtılaşır. Yağ globülleri küçük olduğundan kaymak
bağlaması zordur. Bu özellikleri nedeniyle sindirim güçlüğü çekenler ve bebek
beslenmesinde tercih edilir. B12 vitamini ve demirce fakir olduğundan uzun süre keçi
sütüyle beslenenlerde kansızlık görülebilir.
Manda Sütü
Manda; gerek bakım ve beslenmesinin kolaylığı yönünden gerekse sütünün besleyici
özelliklerinin bulunması nedeniyle önemli bir türdür. Fakat bir dönem dünya süt
üretiminin % 10’unu oluşturan manda sütü, küresel iklim değişikliği nedeniyle
mandaların yaşam alanı olan sulak alanların giderek azalması, mandaların düşük süt
verimi ve uzun süren buzağılama döneminin olması nedeni ile giderek azalmaktadır.
Manda sütünün özellikleri aşağıda sıralanmıştır.
1) Mandalar, karotenin tamamını A vitaminine çevirdikleri için sütlerinin rengi,
diğer sütlere oranla daha beyazdır. Karoten içermezler ve A vitamini içeriği
daha yüksektir.
2) Manda sütü proteini inek sütüne göre daha çok kazein, daha çok albumin ve
glolobulin içerir. Bileşimindeki proteinli maddelerin yaklaşık % 77'si kazein
olduğu için, kazeinli sütler grubuna girmektedir. Manda sütü proteinlerinden
özellikle serum proteinlerinin ısıya karşı direnci inek sütü proteinlerinden daha
yüksektir. Bu durum manda sütünün ve ürünlerinin daha fazla ısıl isleme
A Y Ş E G Ü R S O Y / / S Ü T K İ M Y A S I V E B İ Y O K İ M Y A S I Sayfa 7
dayanmasını sağlamaktadır. Maya ile pıhtılaşma süresi de, inek sütlerine göre
daha kısadır .
3) Manda sütünün yağ oranı (% 7-8) inek sütüne (% 3-4) göre yaklaşık 2 kat
fazla olmasına karşın, manda sütünün kolesterol değeri (%43 daha az), inek
sütüne göre önemli ölçüde daha düşüktür. Bu durum yağ globüllerinin çapının
küçük olması dolayısıyla çoklu doymamış yağ asitlerince zengin olmasından
kaynaklandığı bildirilmektedir.
4) Mineral madde içeriği açısından da manda sütü inek sütünden daha üstündür.
Örneğin kalsiyum, demir ve fosfor içeriği inek sütüne göre daha fazladır. Çeşitli
biyo-koruyucu maddelerin (immunoglobulinler, laktoferrin, lisozim,
laktoperoksidaz) manda sütünde daha fazla olması, özel diyetlerde ve sağlıklı
gıda hazırlamada bu sütü inek sütüne göre daha üstün duruma getirmektedir.
5) Ürünlere işlenme uygunluğu açısından manda sütü daha üstündür. Yağ
oranının ve kurumaddesinin daha fazla olması tereyağı ve süttozu gibi
ürünlerin üretiminde randımanı artırmaktadır. Ayrıca manda sütünden üretilen
peynir, yoğurt, süt tozu gibi ürünler daha beyaz renklidir. Manda sütü kreması
kahvede kullanmak için inek sütü kremasına göre daha uygundur.
Deve Sütü
Deve; sıcak havadan, su ve yem kaynaklarının azlığından çok fazla etkilenmeyen
hayvanlar oldukları için, özellikle kurak ve çok sıcak iklime sahip olan bölgelerde
yaşayanlar için ineklere göre daha iyi bir gıda kaynağı olarak görülmektedir. Deve
sütünün bazı fizikokimyasal özellikleri dolayısıyla tereyağına ve peynire işlenmesinin
oldukça güç olduğu, dondurma üretiminde kullanımının mümkün olduğu ancak daha
çok fermente ürünlere işlendiği belirtilmektedir. Deve sütünün en belirgin özelliği inek
sütünden 3-5 kat fazla C vitamini içermesidir. Deve sütü ayrıca esansiyel olan çoklu
doymamış yağ asitleri (PUFA) açısından da diğer büyükbaş hayvanların sütlerine
kıyasla daha zengindir. Ayrıca deve sütünün asitliği inek sütüne göre çok daha yavaş
geliştiği için, oda sıcaklığında daha uzun süre bozulmadan muhafaza edilmesi
mümkün olabilmektedir.
A Y Ş E G Ü R S O Y / / S Ü T K İ M Y A S I V E B İ Y O K İ M Y A S I Sayfa 8
Eşek Sütü
Anne sütüne yakın bileşime sahip olması nedeniyle eşek sütüne son yıllarda artan bir
ilgi doğmuştur. Eşek sütü inek sütünden daha düşük oranda yağ, protein, inorganik
tuz ve daha yüksek oranda laktoz içermektedir. Çok düşük miktarda yağ içermekle
birlikte yağ asitlerinin omega 3 ve omega 6 gibi çoklu doymamış yağ asitlerinden
oluşmuştur. Proteinlerin yaklaşık % 35-50 si serum proteinlerinden oluşmuşta ve
daha az β-laktoglobulin ve fazla α-laktalbumin ve imminoglobulin bulunmaktadır. Bu
haliyle inek sütü alerjisine sahip bireyler için alternatif bir besin olarak düşünülebilir.
Lizozim ve laktoferrin gibi doğal inhibitörler yönünden zengindir ve bu haliyle
antimikrobiyel madde olarak görülmektedir. Vitamin ve mineral yönünden zengin
olduğundan dolayı kozmetik ürünlerinin üretiminde kullanılmaktadır. Ayrıca
bileşiminde bulunan biyoaktif bileşikler nedeniyle sindirim kalp-damar hastalıklarının
tedavisinde de kaynak olarak düşünülebilir.
Kısrak Sütü
Kısrak sütünün su ve laktoz oranı inek sütüne göre daha yüksek olduğundan
mavimsi-beyaz renkte görünür ve daha tatlımsıdır. Protein, laktoz ve mineral madde
açısından insan sütüne yakındır. Yağ miktarı az olduğundan kalori değeri düşüktür.
Yağ globüllerinin çapı küçük olduğundan geç kaymak bağlar. Pepton, peptid ve
serbest amino asitler açısından daha zengindir. Ayrıca C vitamini miktarı oldukça
yüksektir. Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde “Kımız” adı verilen fermente ürün
üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır.
İnsan Sütü
Kadın sütünün teknolojik olarak kullanılması söz konusu değildir. Ancak insan
beslenmesinde kullanıldığı için önem taşımaktadır. Kurumadde açısından inek
sütüne yakındır. İnek sütünden farklı olarak laktoz oranı yüksek, mineral madde ve
protein oranı düşüktür. Asitlik derecesi inek sütünün yarısı kadardır. Asit ve peynir
mayasıyla pıhtılaşma yetenekleri iyi değildir. Proteinin % 53’ü kazeinden , % 47’si
albuminden oluşmuştur. büyük bir kısmını serum proteinleri oluşturur ve albüminli
sütlerdendir. Yağ globüllerinin çapı daha küçüktür. Midede daha yumuşak ve küçük
taneli pıhtı oluşturduğu için sindirimi kolaydır.
A Y Ş E G Ü R S O Y / / S Ü T K İ M Y A S I V E B İ Y O K İ M Y A S I Sayfa 9
SÜTÜN MİKTAR VE BİLEŞİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Sağımdan sonra meydana gelen değişikliler genellikle mikrobiyolojiktir. Sütün
kimyasal bileşimi soğutma, depolama ve uygulanan teknolojik işlemelerle değişebilir.
Ayrıca; hastalık tedavisinde kullanılan ilaçlar, antibiyotik, pestisit, deterjan ve
dezenfektan kalıntıları, gebelik ve kızgınlık durumu, kuruda kalma süresi ve vücut
salgıları da etkilidir. Çiğ sütün bileşimini sağımdan önce ve sağım sırasında etkileyen
faktörler şunlardır:
1)Hayvanın ırkı
Süt verimi ve bileşimdeki maddelerin oranları ırka bağlıdır. Aynı ırkın farklı bireyleri
arasında bile farklılıklar bulunabilir. Bu nedenle ıslah çalışmaları ile yağ oranı yüksek
süt veren ırklar geliştirilmiştir.
2)Laktasyon:
Laktasyon süresince laktoz oranı genelde sabittir. Ancak yağ ve protein laktasyonun
ilk 3 ayında düşer ve sonlara doğru artış gösterir.
3)Hayvanın yaşı:
Hayvan yaşlandıkça metabolizma da zayıflama başladığından süt sentezleme
yeteneği belirli ölçüde kaybolur. Sonuçta kurumadde oranında bir miktar azalma
gözlenir.
4)Hayvanın sağlık durumu:
Hayvanın sağlık durumu ve hastalıklar hayvanın zayıflamasına ve verimin düşmesine
neden olur. Meme enfeksiyonu (mastitis) gibi bazı hastalılarda ise sütün bileşimi
değişir. Mastitis enfeksiyonunda mikroorganizmalar alveollere geçer. Süt üreten
hücrelerin yağ, protein, laktoz sentezleme yetenekleri zarar görür. Sütte meydana
gelen diğer değişimler: Ozmotik basıncın belli seviyede tutulması gerektiğinden
kanda oluşan bazı iyonlar süte geçer ve sütteki klor miktarı artar. Aynı zamanda
laktoz miktarında azalma görülür. Klor miktarının artışıyla birlikte sütün elektrik
geçirgenliği artar. Kısmen zarara uğramış dokular serum proteini formuna geçerek
onların miktarını artırır. Katalaz enzimi miktarı ve viskozitede artış meydana gelir.
Sütün asitliği azalır. Mastitis teknolojik açıdan da problemler yaratır. Sütün peynir ve
A Y Ş E G Ü R S O Y / / S Ü T K İ M Y A S I V E B İ Y O K İ M Y A S I Sayfa 10
yoğurt mayası ile pıhtılaşması güçleşir ve randıman azalır. Bu hastalığa neden olan
mikroorganizmalar: Streptococcus agalactiae, Streptococcus disagalactiae,
Streptococcus salivarius, Staphylococcus aureus, Corynebacterium pyogenes,
Clostridium perfringens, Aerobacter aerogenes.
5)Sıcaklık (mevsim)
Genellikle 5 ile 20C sıcaklıkta optimum verim elde edilir. Özellikle yüksek sıcaklıkla
birlikte bağıl nem oranı da yüksek olunca yağ oranında azalmalar görülür.
6)Sağım zamanı ve sağım şekli
Bir hayvanın süt verimi günlük sağım sayısının artırılması ile artış gösterir. Ortalama
günde 3 kez sağım yapılmalıdır. Tekniğine uygun sağım ile hayvanın memesine süt
bezlerine etki eden masaj gibi görev yapar ve verimi artırır. Sağım sırasında sütün
tamamen alınması önemlidir.
7)Yem
Sütün sentezlenmesi sırasında gerekli maddeler kan aracılığıyla vücuttan alınır. Eğer
bu maddeler sürekli olarak hayvana verilmezse hayvan gerekli maddeleri kendi
vücudundan karşılar ve giderek zayıflar. Bir süre sonra verim iyice azalır ve bileşim
fakirleşir. Hayvanların yemden yararlanma yeteneği genetik bir özelliktir. Bazıları
yemi daha iyi süte ve ete çevirirler. Yeşil yemler, mısır ve buğday kepeği ayçiçeği
küspesi süt verimini artırır. Kolza ve susam ise verimi azaltır.
8)Hayvanın psikolojik durumu ve bakım
Gelişmiş ülkelerde verimi artırmak amacıyla sessiz ahır ortamı sağlanmakta, hatta
sinirleri yatıştırıcı müzik kullanılmaktadır. Yetersiz kötü bakım, gürültü ve haşaratın
verdiği rahatsızlık verimi azaltmaktadır.
Açıklama:
Yazar:
sunshineuvtv
Bir cevabı oylayın:
5