Cevap:
Her dinin mensuplarının bağlı oldukları dine karşı bir takım sorumlulukları vardır. “Din” kavramı ile “iman” kavramı birbiri ile paralel olan iki kavramdır. Yani bir insanın bir dine girebilmesi için dinin gerektirdiği kurallara uyması yani bir diğer anlamda iman etmesi gerekir. İslam inancında da imanın mahiyeti konuları vardır, bunlar; iman tasdik ilişkisi, iman ikrar ilişkisi, iman bilgi ilişkisi ve iman amel ilişkisidir.
İman, Peygamberimizin (s.a.v.) Allah’tan (c.c.) getirdiği her şeyi tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul edip ve bunların doğru olduğuna gönülden inanmaktır. Allah’a (c.c.), Hz. Peygamber’e (s.a.v.) ve onun haber verdiği her şeye yürekten inanıp, kabul ve tasdik eden kimseye mümin denir. Allah’ın (c.c.) varlığını reddeden, İslam dininin temel esaslarına inanmayan, Kur’an-ı Kerim’in bir veya birkaç ayetini veya tamamını inkâr eden kişiye de kâfir denir. Allah’ın (c.c.) dinine teslim olan, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) din adına bildirdiği her şeye gönülden bağlanan, ibadetlerini yerine getiren, dinin güzel ahlakını davranışlarına yansıtarak inandığı gibi yaşayan kişiye
Müslüman denir. Buna göre, Müslüman inancının gereğini tam bir teslimiyetle yerine getiren kişidir.