yeryüzünde ilk kadın, hz. âdem'in eşi ve insanlık aleminin anası olan hz. havva'nın yaratılışı ile ilgili çeşitli rivayetler vardır. kur'an-ı kerîm'de, onun hz. adem'den veya âdem aleyhisselâm ile aynı maddeden yaratıldığına şöyle işaret edilmiştir: "sizi bir tek nefisten yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı eşini de ondan var eden allah'tır."(el-a'râf, 7/189) "ey insanlar! sizi tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden pek çok erkek ve kadın türeten rabbinize karşı gelmekten sakının." (en-nisâ, 4/1.)
bu âyetlere göre hz. havva, adem'den sonra ve onunla aynı maddeden yaratılmıştır. bazı bilginler "... ve eşini de ondan var eden allah'tır" âyetine dayanarak, havva'nın hz. adem'den, âdem'in vücudunun bir uzvundan yaratıldığını öne sürmüşlerdir. nitekim bu anlamı destekleyen bazı hadisler de nakledilmiştir.
ebû hüreyre (r.a.), hz. peygamber'in şöyle buyurduğunu bildirmiştir:"kadınlara iyi davranın, çünkü kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. kaburga kemiğinin en eğri kısmı üst tarafıdır. onu doğrultmaya kalkarsan kırarsın, kendi haline bırakırsan sürekli olarak eğri kalır. o halde kadınlara karşı iyi davranın." (buhârî, enbiyâ, 1, nikâh, 80; müslim, radâ, 60; ibn mâce, tahâre, 77; dârîmî, nikâh, 35; ahmed b. hanbel. v, 8.)
iblis'in allah'a isyan edip, cennetten çıkarılışından sonra, âdem (a.s) cennete yerleştirilir. kendisi ile teselli olacağı bir eşi olmaksızın yalnız başına bir süre dolaşır. bir ara uykuya dalıp uyanınca baş ucunda, kendi türünden bir canlı görür. "sen kimsin?" diye sorar ve "bir kadın" cevabını alır. daha sonra, kadına yaratılış nedenini sorar. kadın; "benimle teselli bulman için yaratıldım" der. bu arada, yanlarına gelen melekler, kadının kim olduğunu sorarlar. hz. âdem, onun "havva" olduğunu ve canlı bir şeyden yaratıldığı için, kadına bu adı verdiğini söyler. (ibn kesir, muhtasar tefsîr, ihtisar ve tahk. m. alî es-sâbûnî, 7. baskı, beyrut 1402/1981, ı, 112vd.)
kur'an-ı kerîm'de, hz. havva'nın yaratılma nedeni "âdem'e hayat arkadaşı olması ve onunla huzur bulması" olarak belirtilir. (bk. el-a'râf, 7/189; elmalılı, a.g.e. ıv. 180-181.) bu duruma göre, yine insan türünden, âdem'in yadırgamayacağı, yakınlık ve ünsiyet duyacağı, birlikte yaşayıp, güçlükleri birlikte göğüsleyeceği ve belki en önemlisi de kıyamete kadar gelecek insan neslinin, ilk annesi olacak bir kadın yaratılmıştı.
hz. havvanın yaratılışı ile ilgili kuranda bir bilgi bulunmamaktadır. ancak müfessirler üç sûrede geçen, nefsi vahide ibaresinin tefsirini yaparken, bunun âdem (a.s.) ve ondan yaratılan zevcesinin de havva olduğuna hükmetmişler. yine kuran-ı kerimde, hz. havvanın kaburga kemiğinden yaratıldığına dair hiçbir bilgi verilmemektedir. allahın yaratma kanunu, bir erkekle bir dişinin birleşmesi şeklinde tecelli etmektedir. fakat bu ilâhî kanunda bir iki farklılık vardır. farklı yaratılış allahın yüce kudretini gösteren açık delillerdir. netice olarak, allah hz. âdemi anasız ve babasız olarak topraktan, hz. havvayı anasız ve babasız olarak hz. âdemden, hz. isayı da babasız olarak hz. meryemden yarattığı beyan edilmiş böylece, allahın anasız babasız, babasız ve analı babalı, her türlü yaratma şeklini gösterdiği belirtilmiştir. kuran-ı kerimde hz. âdemin eşinin, onu teskin etmek için yaratıldığı açık bir şekilde belirtilmesine rağmen (araf, 189), onun nasıl ve nerede yaratıldığı hakkında bilgi bulunmamaktadır. islâmda havvanın yaratılışı, âdemin yaratılışından çok daha kapalı bir durumdadır.
hz. âdemin zevcesi ile birlikte cennette ikâmet ettirildiği kuranda açıkça belirtilmektedir. (bakara 35, araf, 19) kuranın ifadesine göre zaman tahdidi konulmaksızın, âdem (a.s.) eşi ile birlikte cennete yerleştirilmiş, istedikleri gibi hareket edebilecekleri, diledikleri yerde, arzuladıkları şeyi yiyebilecekleri, kendilerine bildirilmiştir. ancak bu serbesti, dünya hayatına hazırlanan bir insanın, istikbalde karşılaşacağı bazı zorluklar ve kısıtlamaları göğüsleyebilmesi için yasak ağaç ile sınırlandırılmıştır. (bakara, 35, araf, 19) böylece dünyada başıboş bırakılmayan insan (kıyame, 36), orada da aynı şekilde kontrol altında tutulmuş, bir başka ifade ile, ilk insan hz. âdeme, dünya hayatının kontrollü yaşantısının küçük bir tecrübesi, cennette yaptırılmıştır. buna rağmen, hz. âdem ve havva, orada dünyevî ihtiyaçlarından kurtulmuş olarak yaşamışlardır. (tâhâ, 117, 118)
hz. âdem ve havva için yasaklanan ağaç kuranda dört yerde geçer. (bakara, 35; araf, 19, 20; tâhâ, 120) fakat burada ağacın adından ve cinsinden söz edilmemiş sadece, ağaç (şecere) kelimesi kullanılmış, şu ağaca yaklaşmayın emri ile o, hz. âdem ve havva için yasaklanmıştır. fakat şeytanın vesvesesi ile kendilerine konan bu yasağı çiğneyerek, yasak ağaçtan yemişler ve imtihanı kaybetmişlerdir. (araf, 22; tâhâ, 121) bunun üzerine hz. âdem, allahtan nasıl tevbe edileceğine dair bilgi almış (bakara, 37), rabbimiz, kendimize yazık ettik, bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, biz kaybedenlerden oluruz. (araf, 23) şeklinde dua etmişlerdir . bu samimi yakarışları karşısında yüce allah, onların tövbelerini kabul etmiş ve doğru yolu göstermiştir. (tâhâ, 122)
hz. âdem, yer yüzüne indikten sonra, yaptığı hatadan dolayı çok üzülmüş ve devamlı allaha yalvarmıştır. allahın ona verdiği ilham veya vahy ile, hz. âdem mekkeye doğru gitmiş ve rivayete göre kâbeyi inşa etmiş, bugünkü şekliyle hac ibadetini yerine getirmiştir. hz. âdem ve havvanın, cennetten ayrı ayrı yerlere çıkarıldıklarını belirten kaynaklarda her ikisinin birleşme yeri olarak
mekke çevresindeki arafat dağı gösterilmiştir. daha sonra ikisinin birlikte hindistana gittikleri rivayet edilmiştir.
hz. âdem ve havvanın her batında (doğumda), biri erkek biri kız olmak üzere, yirmi batında, kırk çocuklarının olduğu ve bunlardan birinci batında doğan ile, ikinci batında doğan karşı cinslerin evlendikleri belirtilmektedir. hz. âdem ve havvanın ilk çocukları olarak kabil ve habil gösterilmekte, onların karşılaştıkları olaylara, kaynaklarda uzun bir şekilde yer verilmektedir. kuran-ı kerimin bir kıssa olarak temas ettiği bu olayda, kabil kıskanarak kardeşi habili öldürmektedir. (maide, 27,31)
hz. âdem (a.s.) 1000 yıl yaşadıktan sonra, hastalanmış ve ölmüştür. melekler, çocukları ile birlikte onun cenaze namazını kılmış, defin işleminin nasıl olacağı, insanlara örnek olmak üzere onlara gösterilmiştir. hz. havvanın da hz. âdemden bir yıl sonra öldüğü ve yanına gömüldüğü, kabirlerinin nerede olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte,serendib adasında veya mekke-i mükerremede ebu kubeys dağında olduğu rivayet edilir.
istersn 2-3 paragraf yazabilirsin ben açıklayıcı olsun diye uzun uzun yazdım