Cevap:
DEVLET SANAT İLİŞKİSİ
Sanatçı; duruşu, bilgi donanımı, prensipli çalışmalarıyla her zaman toplumun önünde olması gereken kişidir. Sanatçılar, doğrunun, dürüstün, gelişenin yanındadır. Hata görüyorsa, bu hatayı duyarlılıkla aklı birleştirerek çözmeye çalışır. Topluma karşı sorumluluğu vardır. Sanatçıda, diğer insanlarda görülmeyen kurma gücü, duyarlık ve duygu üstünlüğü, çağrışım zenginliği v.b. gibi özellikler bulunur. Fakat, asıl ayırıcı özellik, sanatçının algısındadır.
Birkaç gün önce, bir tiyatro aktristinin ve müzik insanının adı çok konuşuldu. Bu iki insan bulundukları cemiyetlerdeki gezi notlarını, müzik notalarına, tiyatro repliklerine dönüştürmekten-se başka bir istihbarata aktarma yoluna gitmişler. Yani gözlemlerini kendi sanat disiplinlerine aktaracaklarına daha farklı bir kuruma servis etmişler. Bu haberi duyunca bilmediğimiz şeylerin varlığı bizi kuşkucu olmaya zorladı. Bir dönem cesurca dağıtılan Devlet sanatçılığı unvanlarının başka amaçlarla kullanılmaması gerçeği sorgulanabilir oldu.
Şöyle ki, 1998 yılında zamanın Cumhurbaşkanı Demirel tarafından 85 sanatçıya verilen "Devlet Sanatçılığı" unvanı üzerine dava açan ressam Mehmet Güleryüz, ikinci davasını da kazanmış ve buna göre sanatçıların unvanı geçersiz olmuştu. Bilindiği gibi Devlet sanatçılığı unvanı 1971 yılından bu yana veriliyordu. 1971-1998 arasında sadece 60 kişi devlet sanatçısı
BAŞARILARYAS