Cevap:
Seyr eyledim eşkâl-i hayâtı
Ben havz-ı hayâlin sularında.
Bir aks-i mülevvendir onunçün
Arzın bana ahcâr ü nebâtı.
(Göl Saatleri)
I
Öğle
Yeşil sularda büyük inciden çiçekler açar.
Gümüş böcekler okur âba bir neşîde-yi hâb,
Durur sevâhilin üstünde, bî-heves, bî-tâb,
Güneş zîyâsını içmiş benât-ı hâb ü serâb..
(Göl Saatleri)
II
Öğleden Sonra
İçer gümüş kıyılardan remîde âhûlar
Ve onların sesi eyler bütün sükûtu harâb;
Eder bu da’veti, durgun sulardan, istiğrâb
Gürültüsüz ve uzak mâi diğer âhûlar
(Göl Saatleri)
III
Akşam
Susar meşâcir-i pür-şâm içinde bülbül-i âb,
Sular semâ-yı hayâlâtı eyler istîâb:
Döner bu sâhil-i nîlîye gölgeden kuşlar
Ağızlarında güneşten birer kızıl dür-i nâb.
(Göl Saatleri)
IV
Gece
Nücûm ü mâhı dökülmüş semânın eşcâra,
Melûl manzaralar şimdi bir gümüşlü sehâb;
Derin sulardaki ecrâmı avlayan kuşlar
Eder havâli-yi pür-nûr-ı mâh-tâba şitâb…
(Göl Saatleri)
V
Gece Yarısı
Ve ansızın suya etmekle mâh-ı dür sukut
Miyâh-ı ruhumu andırdı safha-yi tâlâb :
O rûh içinde muzî bir garîb nilüfer
Bütün elemlerin üstünde müncelî ter-ü-tâb…
(Göl Saatleri)
VI
Seher
Ağaçların seheri zirvesinde titreşiyor
Tuyûr-ı fâniye-i âlem-i tahayyül ü hâb.
Semâyı kaplayacak, şimdi, gâzeler gibi nûr
Zavallılar kalacaklar esîr-i ufk u türâb.
Ve onların gözü eyler nücûm-ı fecre itâb,
Ve onların sesi eyler “nihâyet”i işrâb…
Ahmet Hâşim (Göl Saatleri)
Açıklama: