Cevap:
Bu takip ve kayıt işlemi, önceleri, büyük ölçüde ezberlemek yoluyla gerçekleşiyordu. Zaten İlâhî kader, Peygamberi göndermeden önce o günkü Arap toplumunu böyle bir görev için hazırlamış, onları son derece güçlü hafızalarla seçkin kılmıştı. Öyle ki, uzun çöl yolculuklarında, onlar, deve üzerinde iken hafızalarından satranç oynayabilecek bir hale gelmişlerdi. Peygamberimiz ise, konuştuğu zaman, değil öyle güçlü hafıza sahiplerinin, en zayıf hafızalı insanların bile rahatlıkla belleyebileceği şekilde tane tane konuşurdu. Hz. Aişe, bu durumu, “İsteyen, onun harflerini bile sayabilirdi” sözüyle tasvir eder.
Açıklama: