MERHABA ✨
Göğü yere indirelim kitabının özeti şu şekildedir;
Kitabın kahramanı Deniz odasında asılı duran gökyüzü tablosuna bakarken hikaye başlar. Deniz gökyüzünün neden mavi olduğunu düşünürdü. Babasına göre gökyüzü, kendi yansımasını izleyebilmek için her sabah kendini maviye boyarmış. Bir gün uzunca bir duvarın denizi ortadan ikiye ayırdığını fark edince duvarı nasıl yıkabileceğini düşünmüş. Çareyi bir alaca kuşla kendini özdeşleştirerek kanatlanmış ve yükseklere uçmaya çabalamış. Yükseldikçe duvar daha küçük görünmeye başlamış. Derken duvar görünmez olmuş. Gururla ” Buradaki işim bitti. Yıkılacak yeni duvarlar bulabilmek için artık uzaklara uçmalıyım.”
Deniz, şımarık, sorumsuz, bencil ve evin tek çocuğu idi. Yaramazlık yaptığı için tembel olduğu düşünülse bile aksine çok zeki bir çocuktu. Algılaması yüksek, konuşması yetişkin gibiydi. Sınıf birincisi idi. Ancak yaramazlıkların sonu, şikayetlerin ardı gelmiyordu. Anne Aslı ile baba İlker bu konuda yardım alabilmek için özel bir danışmanlık merkezine getirdiler Deniz’i. Sonunda yetkili Bahar hanıma bir sürü dert ve şikayeti aktardılar. Okul idaresi onu okuldan atmak istiyordu.
Bahar hanım daha sonra Deniz ile başbaşa görüştü. Deniz odadan mutlu çıktı. Tekrar ebeveynler içeri alındı. Bahar hanım Deniz’in hızlı bir değişime ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Onlara bir öğrenci değişim programından bahsetti. Deniz bir süre yurtdışında eğitimine devam edecekti. Bu sayede hem okuldan atılmayacak hem de değişim için uygun bir ortam bulabilecekti.
Programa göre iki ülkeden birer öğrenci karşılıklı olarak yer değiştirecek. Birbirlerinin aileleri ile birlikte iki ay geçireceklerdi. Kura çekildi ve Deniz Afrika’da kabile yaşamı süren bir ülkedeki öğrenci ile eşleşti.
YOLCULUK
Uçak yükseldikçe Deniz alaca kuş gibi her şeyin küçüldüğünü izliyordu. Yere inince onu siyah bir adam bekliyordu. O da oğlunu Türkiye’ye gönderen Afrikalı bir veli idi. Yani oğlu, Deniz’in yerine iki ay Türkiye’de kendi ailesiyle kalacaktı. Adı Basalito idi. Angola’ya gelmiş, buradan Kongo’ya geçeceklerdi.
Basalito Deniz’e yaşamlarından bahsederek, bir arabayla yolculuğa başladılar. Bir süre sonra arabayı bir yere bırakıp kalan yolu yürüdüler. Deniz ormanın sesinden ürküyordu. Bir antilop Deniz’e saldıracak olunca Basalito onu avladı.
Sonunda kabilenin yaşadığı yere geldiler. Deniz çok şaşkındı. Basalito onu kabilenin reisi ile tanıştırdı. Reis Mobuto da az biraz Türkçe konuşabiliyordu.
iyi çalışmalar dilerim :)