Türkiye Selçuklu Devleti'nin ticareti geliştirmeye yönelik aldığı tedbirler şunlardır ; → Yabancı devletler ile aralarında ticaret antlaşmaların yapılması, → Alanya,Sinop,Suğdak ve Antalya gibi önemli ticaret kentlerinin alınmasına önem verilmiştir. → Anadolu'da,Ribatlar ve düzgün yol yapımları yürütülmüştür. ( Ribat : Kervansaray ) → Türk tüccarlar Kırım,Kıbrıs ve Suriye gibi yerlere yerleştirilirken yabancı tüccarlar Anadoluya yerleştirilmiştir. → Yabancı tüccarlardan düşük vergi alınmıştır. → Sigorta sistemi,zarar gören kervanların devlet tarafından karşılanmasını sağlamıştır. → Ücretsiz kervanlar korunmuştur. Türkiye Selçuklu Devleti'nin ticareti geliştirmeye yönelik aldığı tedbirlerden hangileri günümüzde de geçerliliğini korumaktadır? Gelin hep beraber karşılaştıralım.Aynı maddeleri tekrar yazmamıza gerek yok kısaca yazalım ; → Yabancı tüccarlala hala antlaşma yapılmaktadır.Örneğin : Venediklerle ya da Cenevizlerle yapıldı.Mesela Amerika ve Avrupa gibi ülker ile gümrü antlaşması yapıldı. → Günümüzde yabancı tüccarların kervanları zarar gördüğünde tazminat ödenir ve sigorta bağlanır. → Ribatların yapıldığını biliyoruz.Bu kervansaraylar günümüzde de konaklama ve korumaya kadar bir çok işlvede kullanılmaktadır.2017’de Türkiye Ticaret Merkezi projesi başlatılmıştır. Bu projenin amacı daha çok ihracatı artırmaktır. → Fethedilen yerlerin ticarette önemli olduğunu vurgulamıştık.Fethedilen liman kentleri Türkiye'de halen liman kentleridir.Ekonomi de ve ticarette büyük rol oynamaktadır. → Gümrü vergileri düşürüldü. Kısacası,yapılanların biraz daha farklı ve adı değişmiş olsa da aynı faaliyetlerin biraz daha fazlası günümüzde gerçekleşmiştir
"Bahçenin az ötesinde bizim at kişneyip duruyordu. Üzerinde babam yoktu. At bizi görünce daha da sıklaştırdı kişnemesini. Başını sallıyor, ön ayaklarından biriyle yeri dövüyordu. Belli ki bir şeyler söylemek, bir şeyler anlatmak istiyordu. Babama ne olmuştu? Ağabeyimi de beni de bir meraktır aldı. At ise başını geldiği yöne doğru dönmüş, kişneyip duruyordu. Derken kasabaya doğru koşmaya başladı. Biz de peşine düştük atın. Arada bir duruyor, bize bakıp kişniyordu. "Durmayın, beni izleyin, koşun, çabuk olun." der gibi bir hâli vardı." Parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Atların dilini herkes anlayamaz. B) Atların da kendine özgü bir dili vardır. C) At, her anlatacağı şeyi kişneyerek anlatır. D) Atlarla insanlarla anlaşamazlar.