Cevap:
Kitabın özetini okursanız konu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz
Şeyh bir babanın oğlu, annesini kaybediyor ve hayatı darmaduman oluyor. Bu ölümden 1 ay sonra ise Eda diye bir kızla, yine bu ölüm sayesinde tanışıyor. Düğüm burada bence: Eda'dan vazgeçememesinin sebebi Eda'yı annesinin yerine koyması.
Rüstem ve Nurhan karakterleri ve Baki Semih karakteri romana heyecan katan karakterler. Nitekim romanın sonu Rüstem ve Nurhan yüzünden geliyor. Baki Semih karakteri filmlerden çıkma gibi duruyordu, pek heyecanlandırmadı beni.
Kitapta ilgimi çeken bir başka durum "Yaşlılarla sohbet etme karşılığında para kazanılması." Böyle bir şey gerçekten var mı, merak ettim.
Romanda genel olarak, beklenmedik, tahmin edilmeyecek şeyler oldu. İki yer benim için havada kaldı sadece. Biri, Levent'le kobay olmak için iş görüşmesine gittiklerinde gözünü başkaraktere diken kadın. Bu kadınla ilgili bir şeyler çıkacak sandım fakat çıkmadı. İkincisi, Eda'nın başkarakterin halisünasyonlar gördüğünü nereden biliyor olduğu.
Ayrıyeten, çoğu kişi başkarakterin isimsiz olduğunu söylemiş fakat bence ismi Hacı'ydı. Arkadaşlarının ona "Hacı" diye seslenmesi, tamamen isminin o olmasından kaynaklanıyordu bana kalırsa. Hitap kelimesi gibi gelmedi pek.
Genel itibarıyla kitabı çok beğendim. Hayatım boyunca beni en çok duygulandıran cümleler, bu kitabın içerisindeki bir mektuba aitti. Hacı'nın (bana göre) ölen annesi için yazdığı o cümleler -bilemiyorum hamile olduğum için mi- beni çok ağlattı.
Şeyhler, tarikatlar bana uzak ve anlam veremediğim kavramlar olsa da okunmaya değer, manalı cümlelerin olduğu bir kitaptı benim için. Kitabın sonu için pek çok kişi, "Havada kalmış, bize bırakılmış." demiş fakat bence öyle değil. Sonu gayet belliydi.