FİLİMSİ NEDİR
1. Eylemlerden türetilirler.
2. Olumsuzluk eki (-me / -ma) alabilirler.
3. Fiillerin aldığı “fiil çekim eklerini” yani şahıs ekleri, haber ve dilek kiplerini alamazlar.
4. Cümlede ad soylu sözcük (ad, sıfat, zarf) gibi görev yaparlar.
> Fiilimsiler; isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil olmak üzere üçe ayrılır:
sözcükler 1. İsim-Fiil (Mastar)
Fiillere getirilen “-ma / -me, -mak / -mek, -ış / -iş / -uş / -üş” ekleriyle yapılır. Bu ekleri, aklımızda daha kolay kalması için “-iş, -me, -mek” veya “-ma, -ış, -mak” şeklinde kodlayabiliriz. Bu ekler fillere gelerek onları cümle içinde “isim” yaparlar. İsim-fiiller, fiillerin isim gibi kullanılabilen şekilleridir.
Örnek(ler)
» Onunla tanışmayı ben de istiyorum.
» Şiir okuyuşuna herkes hayran kaldı.
» Balık tutmak bir yetenek işidir.
» Evin her tarafını güzelce temizlemenizi istiyorum.
» Bu köyden ayrılmak bana çok zor gelmişti.
» Kitap kaplayışını beğendim.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler fiil değil, isim-fiildir. Dikkat ederseniz bunlar “kalem, saygı, ölüm” gibi tam bir isim değil, yapısında eylem anlamı taşıyan bir isimdir. Zaten böyle oldukları için bunlara isim-fiil diyoruz.
> İsim-fiiller, isim çekim eklerini alabilir.
Örnek(ler)
» Bu çocuğun yürüyüşünde bile hayır yok.
cümlesinde “yürüyüşünde” isim-fiili, iyelik (-ü) ve hâl eklerini (-de) alarak kullanılmıştır.
UYARI İsim-fiiller, olumsuzluk ekini almış fiillerle karıştırmamalıdır.
Örnek(ler)
» Ona, kalemi sakın kırma, demiştim.
cümlesinde “kırma” sözcüğü olumsuzluk eki almıştır ve bir işin yapılmayacağını bildirir.
» Odunları kırma işini bugün bana verdiler.”
cümlesindeki “kırma” sözcüğü ise isim-fiildir; çünkü sözcük olumsuz anlam vermiyor ve bir eylemin adını bildiriyor.
UYARI İsim fiil eki almış olmasına rağmen zamanla kalıplaşarak bir varlığın veya kavramın adı haline gelmiş sözcükler vardır. Bunlar fiilimsi olarak kabul edilmezler.
Örnek(ler)
» Bahçedeki kazma herhalde kaybolmuş.
» Masadaki dolma çok güzel görünüyor.
» Danışmada beklediğini söyledi.
» Elindeki çakmak ile oynaması annesini tedirgin etti.
» Her gün dondurma yersen çok hasta olabilirsin.
» Kötü hava şartları sebebiyle tüm uçuşlar iptal edilmiş.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler, isim-fiil eklerini almış olmalarına rağmen, isim-fiil özelliğini yitirmiştir. Artık bu cümlelerde bir nesneye ve kavrama isim olarak kullanılmıştır.
Kaynak: KarikaTürkçe Dersi Facebook Sayfası
2. Sıfat-Fiil (Ortaç)
Fiillere getirilen “-an (-en), -ası (-esi), -maz (-mez), -ar (-er / -ır / -ir / -r), -dık (-dik / -duk /-dük), -acak (-ecek), -mış (-miş / -muş / -müş)” ekleriyle yapılır. Bu ekleri, aklımızda daha kolay kalması için “-an,-ası,-mez,-ar,-dik,-ecek,-miş“ şeklinde kodlayabiliriz. Çoğu zaman sıfat görevinde kullanılırlar. Varlıkları niteledikleri için sıfat, yan cümlecik kurdukları için de fiil sayılan kelimelerdir.
Örnek(ler)
» Çalışan öğrenci derslerinde başarılı olur.
sıfat-fiil isim
cümlesinde “çalış-” fiili “-an” sıfat-fiil ekini almıştır. Görüldüğü gibi “çalışan” sözcüğü “öğrenci” ismini anlamca tamamlamıştır. Yani sıfat görevinde kullanılmıştır. Dolayısıyla “çalışan” sözcüğü sıfat-fiildir.
» Yaralanan yolcular hastaneye kaldırıldı.
» Bu kırılası ellerinle mi vurdun minicik yavruya?
» Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç.
» İnanılır bir olay değil yaşadığımız.
» Akşama kadar aramadık yer bırakmamışlar.
» Sararmış yapraklar her tarafı kaplamış.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler sıfat-fiildir.
UYARI Bazı sözcükler, sıfat-fiil eklerini alarak kalıcı isim olur. Fiilimsi özelliğini kaybeder.
Örnek(ler)
» Yakacak sıkıntısını bu yıl da çekeceğiz.
» Dolmuş tıklım tıklımdı.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler fiilimsi değildir. Fiilimsi özelliğini kaybetmiş, bir varlığa ad olmuştur. Hangi sözcüğün ad olup hanginin olmadığını anlamak için sözcüğü olumsuz yapmayı deneyebiliriz. Eğer sözcük “-ma, -me” olumsuzluk ekiyle olumsuz yapılabiliyorsa, fiil olma anlamı devam ediyor demektir ve bu yüzden sözcük sıfat – fiil olur. Ancak bu eklerle olumsuz yapılamıyorsa sözcük artık fiil anlamını tamamen kaybetmiş ve isim olmuştur. Yukarıdaki cümlelerde geçen “yakacak” sözcüğünü “yakmayacak” şekline getiremeyiz; “dolmuş” sözcüğünü de “dolmamış” şeklinde söyleyemeyiz.
Bu durum sıfatlarla sıfat – fiillerin ayrılmasında da kullanılabilir:
» Ağacın kırık dallarını kökünden kestik.”
cümlesinde “kırık” sözcüğü sıfat-fiil değildir; çünkü biz bu sözcüğü “kırmayık” şeklinde olumsuz yapamayız. Ancak;
» Ağacın kırılmış dallarını kökünden kestik.”
cümlesindeki “kırılmış” sözcüğünü “kırılmamış” şeklinde olumsuz yapabiliriz. Öyleyse bu sözcük sıfat-fiildir.
> Kimi zaman sıfat – fiiller çekimli fiillerle karıştırılabilir. Karıştırmamak için sözcüğün yüklem görevinde mi yoksa sıfat görevinde mi kullanıldığına bakmalıyız.
Örnek(ler)
» Tutmaz dizlerim birden düzeldi. “-mez, -maz” = Sıfat Fiil Eki (Sıfat görevinde)gibi kullanılan fiil soylu kelimelerdir. Türkçede fiilimsiler, fiillere yapım ekleri ekleyerek oluşturulur.
Zarf-Fiil (Bağ-Fiil, Bağeylem, Ulaç):
Eylemlerden;
-ip, (-ıp, -up, -üp),
-arak (-erek),
-madan (-meden),
-maksızın (-meksizin),
-dıkça (-dikçe, -tıkça, -tikçe),
-ınca (-ince),
-alı (-eli),
-ken,
-a ( ... -a ... -a),
... -r ... -maz ( ... -r ... -mez),
-asıya (-esiye),
-casına (-cesine)"
ekleriyle türetilip zarf görevinde kullanılan sözcüklerdir. Cümleleri zaman veya durum yönüyle tamamlar.
Apartmanın merdivenlerini koşarak çıktık.
Bu cümlede, "koş-" eylemi, "-arak" ekini alarak "çık-" eyleminin nasıl yapıldığını belirttiği için belirteç görevindedir. Ayrıca eylem olumsuzluk ekini (-me) de alabildiği için bağ-fiildir.
Aşağıdaki cümlelerde koyu renkli sözcükler bağ-fiildir ve bunların cümleye kattığı anlamlar karşılarında verilmiştir.
-a, -e (...-a ...-a, ...-e ...-e)
Köy yolunda çamurlara bata çıka ilerliyoruz. (durum)
Hastanın başında nöbetleşe bekliyoruz. (durum)
Bugün dersimiz bire on kala bitiyor. (zaman)
Uçağımız sekizi çeyrek geçe kalkacak. (zaman)
-ip, (-ıp, -up, -üp)
Masadan kalkıp yanımıza geldi. (durum)
Yaşlı kadın durup durup ağlıyordu. (durum)
-erek (-arak)
İki çocuk gülerek bize bakıyordu. (durum)
Ağacın dalı çatırdayarak kırıldı. (durum)
-meden (-madan)
Akşam olmadan işlerimizi bitirdik. (zaman)
Hiçbir yere uğramadan buraya gelin. (durum)
-meksizin (-maksızın)
Bu işte karşılık beklemeksizin çalışıyordu. (durum)
Bu zor durumda hiç düşünmeksizin karar verdi, (durum)
-dikçe (-dıkça, -tıkça, -tikçe)
Arabamız ilerledikçe köyleri bir bir geçiyoruz. (zaman)
Okulumu gördükçe çocukluğum aklıma gelir. (zaman)
-ince (-ınca)
Zil çalınca hepimiz dışarı çıktık. (zaman)
Film başlayınca bütün seyirciler sustu. (zaman)
-eli (-alı)
Ben köyden çıkalı yirmi yıl oldu. (zaman)
Baraj yapılalı tarlalarımız daha iyi sulanıyor. (zaman)
-ken
Durakta beklerken o da yanıma geldi. (zaman)
Merdivenleri çıkarken birden ayağım kaydı. (zaman)
-r ...-mez (...-r ...-maz)
İzmir'e varır varmaz sizi ararım. (zaman)
Sen de hep bilir bilmez konuşuyorsun. (durum)
-esiye (-asıya)
İşleri yetiştirmek için ölesiye çalışıyordu. (durum)
Sevdiği yemeklerden doyasıya yerdi. (durum)
-casına (-cesine)
Olayı, sanki tekrar yaşarcasına anlatıyordu. (durum)
Her şeyi anlamışçasına yüzümüze baktı. (durum)
Dikkat!
» Bazı sözcükler bağ-fiil eki almış görünse de bağ-fiil olmayabilir.
Burada kimseyle tartışmadan çalışmalısın.
Bu tartışma-dan bir sonuç çıkmayacağı ortada.
Birinci cümlede "tartışmadan" sözcüğü "tartış-" eylemine getirilen "-madan" ekiyle yapılan ve eylemin nasıl yapılacağını bildiren bağ-fiildir. İkincide ise "tartışma" adına "-den" hal eki getirilmiştir.
» Aşağıdaki cümlelerde, şekilce bağ-fiile benzeyen ama fiilimsi olmayan sözcükler koyu yazılmıştır.
İki sporcu son yarışmadan çekildi. (ad)
Olay yerine hemen bir ekip gönderdik. (ad)
Bahçeye derince bir kuyu kazdılar. (sıfat)
» Zarf-fiil eklerinden "-ken" ad soylu sözcüklere de eklenebilir. O zaman, eklendiği sözcük zarf olur; ama eylemsi olmaz.
Ben dışarı çıkarken o içeri girdi.
Otobüsteyken birden telefonum çaldı.
Ben dersteyken annem müdürle görüşmüş.
Bu cümlelerin birincisinde "çık-" eylemine gelen "-ken" eki zarf-fiil oluştururken, ikincisinde "otobüs" ismine, üçüncüsünde "ders" ismine geldiği için zarf-fiil oluşturmamıştır.
Zarf-Fiil Grupları:
Bir zarf-fiil ve bu zarf-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına zarf-fiil grubu denir.
Grubun ana unsuru zarf-fiildir ve sonda bulunur. Cümleler öğelerine ayrılırken zarf-fiil ve ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimeler ayrılmazlar.
Zarf-fiil, grupta yüklem görevindedir. Vurgu, zarf-fiilden önceki unsurdadır.
» Zarf-fiilden önce gelen kelimeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç olarak adlandırılırlar. Bu yüzden zarf-fiillerle ve zarf-fiil gruplarıyla birleşik cümleler yapılır.
Son gülün karşısında / son bülbül / ah ederken...
Dolaylı tüml. Özne yüklem
Bu yaman dağların hayalini / hatırımdan / silince...
Nesne dlı tüml. Yükl.
Kanatlarını açan kocaman bir kartal gibi / kollarını / açarak...
Edat tüml. Nesne yükl.
Pembe hayaller / kura kura
Nesne yükl.
» Hâl ekleriyle çekime girmiş bazı sıfat-fiiller, cümlede zarf görevi yaparlar. Bunlar da birer zarf-fiil grubudur.
Müzik başladığında / bütün salon bir sessizliğe gömüldü.
Sudur, akar / kendi bildiğince.
Pencere, en iyisi pencere
Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa
Dört duvarı göreceğine. (OV)
» "-r, -mez", "-di mi", "-di, -eli" ile kurulan gruplar da birer zarf-fiil grubudur.
Bir pırıltı gördü mü / gözle hemen dalıyor.
Ben bu gurbet ele düştüm düşeli
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Çamlıca'nın bu asıl çevresine girer girmez, artık eniştemizin köşkünün tılsımlı duygularını tatmaya koyulurduk.
» Bu grup, kelime grubu ve cümle içinde zarf olarak kullanılır.
Bahar geleli / kargalar sınırsız bir neşe içinde.
Dargınlığını unutup / onunla barışmak istiyor.
Yokuşu çıkar çıkmaz, / kurumuş başak tarlalarıyla karşılaştık.
Kardan, yağmurdan, rüzgârdan sora sora /
Bir yol bulup / giderdim anılara.
» Zarf-fiil grubu yüklem olarak da kullanılabilir.
Âlemde gündüz gönlümüze işkencedir
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
yani
zarf fiildir