Soru: gece gece böyle bir soru tatsız oldu :') açıklayarak yapabilen olursa çok iyi olur, öpüyorum.​

Cevap:

11) "Süper! Büyüleyici!" dedi nedimeler, çünkü hepsi Fransızca konuşuyorlardı, biri her zaman diğerinden daha kötüydü.

12) “Kuş bana nasıl da mübarek imparatoriçenin müzik kutusunu hatırlatıyor!” dedi yaşlı bir kavailer; “ah evet, aynı ton, aynı ders!”

13) "Evet!" dedi imparator ve sonra küçük bir çocuk gibi ağladı.

"Umarım doğal olmaz," dedi prenses.

"Evet, doğal bir kuş!" Dedi onu getiren elçiler.

"Öyleyse bırak kuş uçsun" dedi prenses ve prensin gelmesine izin vermek istemedi.

14) Ama korkmadı, yüzünü kahverengi ve siyaha boyadı, şapkasını başının üzerine bastırdı ve kapıyı çaldı.

15) “Merhaba İmparator!” Dedi, “Burada şatoda iş bulamaz mıyım?

16) “Evet!” dedi imparator, “Domuzlara bakabilecek birine ihtiyacım var, çünkü bizde onlardan çok var.”

17) Böylece imparatorluk domuz çobanı olarak işe alındı; kendisine alt katta domuzlarla birlikte zavallı küçük bir oda verildi ve orada kalması gerekiyordu; ama bütün gün oturup çalıştı ve akşam olduğunda şirin bir tencere yaptı. .

18) Etrafında çanlar vardı ve tencere kaynar kaynamaz çaldılar ve güzel melodiyi çaldılar:

"Ah, sevgili Augustin, her şey gitti, gitti, gitti!"

18) Ama en yapayı, çömleğin buharına parmağınızı soktuğunuzda, şehirdeki her ocakta hazırlanan yemeğin kokusunu hemen alabilmenizdi, gerçekten gülden tamamen farklı bir şeydi!

19) Şimdi prenses nedimeleri ile yürüyerek geldi ve melodiyi duyduğunda durdu ve çok memnun görünüyordu çünkü "Ah, sevgili Augustin" de çalabiliyordu. yapabilirdi ama bunu tek parmağıyla oynadı.

20) “Yapabileceğim bu!” dedi, “O zaman eğitimli bir domuz çobanı olmalı! Dinle, aşağı in ve aletin ne kadara mal olduğunu ona sor!”

Cevap / Açıklama:

11) "Superbe! Charmant" haben die Hofdamen gesagt. Denn sie haben alle französisch geplaudert, eine immer ärger als die andere.

12) "Wie der Vogel mich an die Spieldose der seligen Kaiserin erinnert!" hat ein alter Kavailer gesagt; "ach ja,das ist derselbe Ton,derselbe Vortrag!"

13) "Ja!" hat der Kaiser gesagt,und dann hat er wie ein kleines Kind geweint.

"Es wird doch hoffentlich kein natürlicher sein?" hat die Prinzessin gesagt.

"Ja,es ist ein natürlicher Vogel!" haben die Boten gesagt, die ihn gebracht haben.

"So lasst den Vogel fliegen", hat die Prinzessin gesagt,und sie hat nicht gewollt zu gestatten, dass der Prinz gekommen ist.

14) Aber dieser hat sich nicht einschüchtern lassen. Er hat sich das Antlitz mit Brun und Schwarz bemalt, hat die Mütze tief über den Kopf gedrückt und hat angeklopft.

15) "Guten Tag,Kaiser!" hat er gesagt. "Könnte ich nicht hier auf dem Schlosse einen Dienst bekommen?"

16)"Jawohl!" hat der Kaiser gesagt."Ich brauche jemand,der die Schweine hüten kann,denn deren haben wir viele."

17) So ist er als kaiserlicher Schweinehirt angestelt worden. Er hat eine jämmerlich kleine Kammer unten bei den Schweinen bekommen, und da hat er zu bleiben gemusst. Aber den ganzen Tag hat er gesessen, gearbeitet und als es Abend geworden ist, hat er einen niedlichen, kleinen Topf gemacht gehabt.

18) Rings um ihn sind Schellen gewesen, und sobald der Topf gekocht hat, haben sie geklingelt und haben eine schöne Melodie gespielt:

"Ach,du lieber Augustin,Alles ist hin,hin,hin!"

iki kere 18 kullandin sen, ben siralamaya düzenli olarak devam ediyorum :)

19) Aber das Allerkünstlichste ist gewesen, dass, wenn man den Finger in den Dampf des Topfes gehalten hat, man sogleich gekonnt hat zu riechen, welche Speisen auf jedem Feuerherd in der Stadt zubereitet geworden sind. Das ist wahrlich etwas ganz anderes als die Rose gewesen!

20) Nun ist die Prinzessin mit allen ihren Hofdamen daherspaziert gekommen, und als sie die Melodie gehört hat, ist sie stehen geblieben und hat ganz erfreut ausgesehen, denn sie hat auch "Ach,du lieber Augustin" spielen gekonnt. Das ist das einzige gewesen, was sie gekonnnt hat, aber das hat sie mit einem Finger gespielt.

21) "Das ist ja das,was ich kann!"hat sie gesagt."Dann muss es ein gebildeter Schweinehirt sein!Höre,gehe hinunter und frage ihn,was das Instrument kostet!"

Cevap:

A

Adım adım açıklama:

işlemleri takip edersen anlarsın kolaylıklar diliyorum iyi çalışmalar.

Cevap:

D

Adım adım açıklama:

8.50=400=4.10²

1,5.10⁻¹.4.10²=6.10¹ mm

6.10¹.10⁻¹=6.10⁰

DNA zincirinin bir tarafının kopyası yapılır (mRNA, yani mesajcı RNA adı verilir).

DNA zincirinin bir tarafının kopyası yapılır (mRNA, yani mesajcı RNA adı verilir).mRNA sitoplazmaya, ardından ribozoma geçer.

DNA zincirinin bir tarafının kopyası yapılır (mRNA, yani mesajcı RNA adı verilir).mRNA sitoplazmaya, ardından ribozoma geçer.mRNA bir seferde ribozom 3 düzleminden geçer.

DNA zincirinin bir tarafının kopyası yapılır (mRNA, yani mesajcı RNA adı verilir).mRNA sitoplazmaya, ardından ribozoma geçer.mRNA bir seferde ribozom 3 düzleminden geçer.transfer RNA (tRNA), açık DNA düzlemiyle eşleşir.

DNA zincirinin bir tarafının kopyası yapılır (mRNA, yani mesajcı RNA adı verilir).mRNA sitoplazmaya, ardından ribozoma geçer.mRNA bir seferde ribozom 3 düzleminden geçer.transfer RNA (tRNA), açık DNA düzlemiyle eşleşir.tRNA, üretilmekte olan amino asitler zincirini birleştiren tepedeki amino asidi serbest bırakır.

Cevap:

A

Açıklama:

refleksleri beyin değil omurilik yönetir bu yüzden de ayağına iğne batarsa önce refleksif bi şekilde ayağını çekersin sonra da acıyı hissetmeye beyin olayı değerlendirdikten sonra hissedersin