Cevap:
Selamlar
Açıklama:
BUNLAR EK BILGİ
Karadenizin en yeşil memleketi Artvin; geleneksel yaşamı günümüzde de sürdüren nadide illerimizden biridir.
Kendine has geleneklerini düğün dernek adetlerinde de sürdürmektedir.
Kız isteme:
Kız isteyecek kişilere “elçi” denmektedir. Elçiler yörenin hatırı sayılır kişilerinden seçilir. Kız tarafı gelenleri hoş karşılar. Bunun tersi ayıp sayılır. Kız verilmese bile elçi ağırlanmalıdır.
Elçi tarafından konu “Allah’ın emri Peygamberin kavli” sözleriyle açılır. Kız tarafı düşünmek için müddet ister. Verecek olsa bile ilk gelişte “evet” demez. İkinci ya da sonraki gelişlerde eğer verecekse “evet” der.
Söz verildikten sonra nişan töreni için gün belirlenir. Her iki taraf yakınlarını çağırırlar. Belirlen günde nişan yüzükleri takılır. Aileler ve yakınları gelin ve damat adaylarına çeşitli takılar sunarlar.
Erkek tarafının kız tarafı ailesinin kişilerine getirdiği çoğu giysi türünden hediyeler sunulur. Bu hediyelere “yolluk” denir. Nişan törenini bazı aileler kız ile erkeği yan yana getirmeden yaparlar. Buna “kah nişan” denir. Bazı aileler ise kız ile erkeği yan yana getirerek yaparlar buna da “açık nişan” denir. Eskiden hemen bütün düğünlerde kız tarafı erkek tarafından başlık parası almaktaysa da bugün bu adet kalmamıştır.
DÜĞÜN BURADA BASLIYOR
Düğün:
Düğün günü iki aile tarafından kararlaştırılır. Buna “kesim kesme” denir. Düğün günü olarak eskiden halkın “cuma akşamı” dediği Perşembe günü tercih edilirdi. Düğünler köylerde evlerde açık havada yapıldığı gibi ilçe merkezlerindeki salonlarda da yapılmaktadır. Düğün gününden önceki akşam kız tarafında evlenecek kızın akrabaları ve arkadaşları toplanarak “kına gecesi” yaparlar. Bazen kına gecesinde oğlan yengesi de bulunur.
Düğün günü sabahı erkek tarafından davet edilmiş olan ve kendilerine “makar” adı verilen davetliler erkek evinde toplanırlar. Makar grubu yanına “oğlan yengesini sağdıç denilen düğün sorumlusunu ve damat adayını (bazen damat götürülmez) da alarak kız evine gider. Eskiden düğünlere atlarla gidilirse de şimdi bunun yerini motorlu araçlar almıştır. İki taraf da köy içinde ise yaya olarak da da gidilebilmektedir.
Kız tarafı makar grubunu sağdıcı ve yengeyi karşılayarak ağırlar. Kahve ve yemek ikram edilir. Bu sırada davul-zurna ya da başka çalgılarla oyunlar oynanır
Gelin hazırlanırken gereken malzemenin (kolonya tarak bıçak kemer eşarp vb) erkek yengesi tarafından sağlanması zorunludur. Bu arada yengeye şaka amaçlı bazı zorluklar çıkarılır. Hazırlanan gelin odadan çıkarılırken yakın bir kimsesi tarafından kapı tutularak bahşiş alınır. Bu arada sağdıç tarafından orada bulunanların üzerine şeker bozuk para vb. atılır. Vedalaşmadan sonra gelin oğlan yengesi ve kız yengesinin arasında olmak üzere atlara ya da arabalara binilerek erkek tarafına doğru yola çıkılır.
Bu sırada makar kapının önüne toplanmıştır ve davul-zurna “gelin ağlatma” adı verilen havayı çalmaktadır. Kız anası ve yakınları bu yanık havayı dinleyince kendilerini tutamaz ağlamaya başlarlar.
Gelin köyden çıkarılırken genellikle delikanlılar gelin alayının önüne çeper veya ip gererek sağdıçtan bahşiş alırlar. Yine gelin alayının önünde güreş tutularak bahşiş alınır. Bu bahşiş “koç parası” adı ile köyün delikanlılarına verilir.
Yol boyunca makar istedikleri yerde durup eğlence yaparak ilerlerler. Makar oğlan evine yaklaştığında delikanlılar oğlan evine müjdeyi götürmek için at yarışı düzenlerler. Buna “papağa gitme” denir. Delikanlılar “papağı almak” için çatlatırcasına at koşturur. Atı altında çatlayan delikanlının adı yıllarca söylenir. Papağı kazanan delikanlının atının boynuna “vala” denilen üçgen şeklindeki renkli acem kuşağı bağlanır.
Delikanlıya da yağda kızarmış tavuk budu ikram edilir. Yarışçılar geri dönüp tekrar makara karışırlar. Gelin oğlan evinin kapısına geldiğinde sağdıçtan ve oğlan babasından geline damızlık hayvan bağışlaması istenir.
Atın üzerinden eğilerek bir eliyle kendine hediye edilen koçu kaldırıp kucağına alan gelinin adı yıllarca dillerden düşmez. Ayrıca gelinin ayağının altında kurban kesilir ya da kan çıkacak şekilde yalnızca hayvanın kulağı kesilir. Gelinin sağ başparmağını bu kurbanın kanına bulayarak alnının ortasına sürerler. Böyle olursa kocasının yiğit olacağına inanılır.
Gelin eşiğine getirilir. Kaynata evine tatlılıkla girsin diye avucuna bal sürülür yarısını kendisi yer diğer yarısını da üst eşiğe sürer. Bu arada ayağının ökçesini hızla vurarak ters çevrilmiş bir porselen tabağı kırar. O anda damat dama veya balkona çıkıp havaya silah atar veya bozuk para ve şeker serper. Fişek ilk tetikte patlamazsa uğursuzluk sayılır. Böylece sağdıç ve yengelerin arasında damat ve gelin içeri girerler. Erkekler ve kadınlar ayrı ayrı meclislerde eğlenirler yemekler yenilirken köyün delikanlıları erkek davetlilere kızları ve gelinleri de bayan davetlilere hizmet ederler.
Akşam olunca dini nikah yapılarak gelin-güvey gerdeğe verilir. Sabah olunca makar toplanır. Sabah kahvaltısı edildikten sonra geline makar tarafından verilen bahşiş toplanır. Bahşişe karşılık makara çeyiz dağıtılır (çorap seccade gibi). Kadın meclisinde ya da açık havada sağdıç tarafından gelinin yüzü açılır. Bu arada oğlan ve kızın yakınların tarafından yeni çiftlere para ve çeşitli takılar sunulur. Bundan sonra yine eğlenceye devam edilir. Eğlence faslı bittikten sonra genç çiftler ve yakınları tebrik edilerek düğün sona erer.
Bazen düğün bir gün sürecekse makar gerdek gecesinden önce hediyesini takdim eder gelin de çeyizinden aynı gün veya daha sonraki günlerde makara hediye gönderir.
Düğünden bir süre sonra gelinle damat birlikte kız tarafına giderek büyüklerin elini öperler ve akrabaları ziyaret ederler. Buna “Enişteliğe gitmek” denir. Eniştelikte damadı çeşitli şakalar ve ikramlar beklemektedir. Enişte kelimesi de damat kelimesi yerine kullanılmakta eniştenin ismi verilmeden çoğu zaman “enişte” olarak hitap edilmektedir.
Benden bu kadarrr
(Ç)alıntı deildir
çok uğraştım emeğe saygı EN İYİ SEÇERSEN SEVİNİRİM SECMESENDE CANIN SAĞOLSUN HAYATININ MUTLU GEÇMESİ DİLEĞİYLE
ßAŞARILAR