Cevap:
Gayrimüslimlerin, İslâm hukuku içindeki yerini tesbit etmek ve önemini belirtmek, kuruluşundan yıkılışına kadar “ahkâm-ı örfiyye ve şer'iyye” ile yönetilmiş Osmanlı İmparatorluğunun meselelerini anlatmak açısından önemlidir. İmparatorluğu meydana getiren milletler içinde Müslüman olmayanların sayısı milyonların üstüne çıkmaktadır.
İslâmdaki hukuk biliminin adı olan Fıkh’ın kelime anlamı “bilgi, anlayış inceliği” demektir. Fıkıh bütün yönleriyle İslâmiyet’e özgün değildir. İslâmiyet’in doğuşu ile ortaya çıkmış ve zamanla genişleyerek gelişmiştir. Ancak bu genişleme ve gelişme sırasında, Talmud (Yahudi hukuku), Roma-Bizans ve Sasanî hukuklarından, yerli örf ve geleneklerin geniş ölçüde etkilenmiştir. Kuşkusuz Fıkh’ın, diğer yabancı hukuklar üzerinde etkisi olmuştur. Özellikle, bu, İslâm hâkimiyetinin yayıldığı bölgelerde belirgindir. Melkit,
Marunî Süryani (Yakubî-Nasturî) kiliseleri hukuk bakımından hemen hemen hiçbir yenilik ortaya koymamışlar ve Fıkıh’tan faydalanmışlardı. Hatta bu etkiden Mısır-Habeş (Kıbtî-Habeş) kilisesi de kendini kurtaramamış, Mısır Hıristiyanlarının İslâm vakıf sistemini örnek olarak, kiliseleri için vakıflar kurdukları bile görülür. Ancak batıl inançlar ve cehalet devri başladıktan sonra İslâm hukuku tamamen karanlıkta kalmış zamanla ölü hale dönüşmüştür.
Açıklama:
inş yardimci olmusumdur kopyala yapıştır yaptm İYİ DERSLER...