Cevap:
Eşeğinin sırtına atladığı gibi köydeki dede yadigarı eski ve bakımsız eve yerleşmek için yollara düşen Münevver Hanım’ın aklında yatan büyük bir fikir vardır. Eşek köye vardığında Münevver Hanım çok şaşırır, en son uzun yıllar önce gelip kalabalığından şikayet ettiği köyün sokakları bomboştur.
Eve giderken yolda karşılaştığı geveze çocuk İlyas’ın dolambaçlı anlatımından bu durgunluğun sebebini güç de olsa anlamayı başarır. Emekli olduktan sonra vaktini ne bulursa ölçerek geçiren Mevlüt Bey, ölçtüğü arsa sınırlarının yanlış olduğunu komşuların birbirinin hakına girdiğini iddia etmesiyle ortalık karışmış, konu komşu birbirine küsmüştür. Bu nedenle sokaklarda kimsecikler kalmamıştır.
Treneri çok seven ve kendi treniyle ulaşabileceği bir evde yaşamak isteyen Münevver Hanım, hayalindeki harika fikri gerçekleştirebilmek için hiç vakit kaybetmeden iş tulumunu giyip kolları sıvar. Onu izleyip bu iş olmaz diyerek olumsuz yorumlar sıralayan köyün emekli maden işçileri bir süre sonra teker teker Münevver hanım’a yardıma gelmeye başlarlar.
Herkesin canla başla bir işin ucundan tutup özenle çalıştığı “Eve Giden Küçük Tren” hayali, köye adeta yeni bir soluk getirmiştir. Köylüler arazi yüzünden çıkan kavgayı unutmuş el birlğiyle ortak bir hayal yaratmanın heyecanını paylaşır olmuşlardır.