Cevap:
Küçük Prens kitabı yazarın 6 yaşında iken Yaşanmış Öyküler adlı bir kitapta, avını yutan bir boa yılanının resmini anlatarak başlar. Bundan esinlenerek fil yutmuş bir boa yılanı çizer. Büyüklere “korktunuz mu” diye sorar. Herkes bir şapkadan korkmayacaklarını söyler. Hiç kimse onun fil yutan bir boa yılanı olduğunu anlamaz. Hatta ona resmi bırakıp bunun yerine tarih, aritmetik, coğrafya, dil bilgisine yoğunlaşmasını söyler ve yazarımızın resim yeteneği kaybolur.
Yıllar sonra yazarımız büyür ve pilot olur. Sahra Çölü üzerinde giderken bir uçak kazası yapar ve çöle zorunlu şekilde inmek zorunda kalır. Yardım isteyecek kimse yoktur. Ölüm kalım meselesi olur, çünkü yanında sadece 8 günlük suyu kalmıştır. Uyurken “Bana bir koyun resmi çizer misin?” diyen Küçük Prens’in sesiyle uyanır. Kimseye benzemeyen sarı saçlı küçük bir çocuktur bu. Yazar, farklı bir gezegenden gelen Küçük Prens’e önce fil yutan boa yılanını çizer. Prens, “Ben fil yutan bir boa yılanı istemiyorum” der. Pilot şaşırır, çünkü kimse o güne kadar bu resmi anlamamıştır. Bir kaç denemeden sonra kapalı bir kutu çizer, içinde koyun var der. Prens bu resme bayılır.
Küçük Prens kendi hikayesini anlatmaya başlar. Biri sönmüş üç volkanı ve harika, evrende eşi benzeri olmayan bir çiçeği olduğunu sözler. Küçük Prens baobap ağaçlarıyla kaplı küçük bir gezegende tek başına yaşadığını söyler.
Kendine bir uğraş olsun diye ayrıca bilgilerini arttırmak için yaptığı gezileri pilota anlatır. Gezilerinde tanıştığı değişik gezegenlerde birbirinden çok farklı insanları, bu insanların meslekleri, ilgi alanları gibi şeyleri pilota anlatır.
Gezdiği gezenlerin birinde her şeyi yönettiğini ve kontrol ettiğini düşünen bir kral, diğerinde kendini beğenmiş bir adam, bir başkasında sürekli sayılarla ve hesaplamalarla uğraşan bir iş adamı, birinde devamlı fenerini yakıp söndüren bir fenerci ve birinde de devamlı içen bir sarhoşla karşılaşır. En sonuncu gezegende buluşlarını kaybeden bir kaşife rastlar. Kaşif ona dünyaya gitmesini söyler. Böylece prensimizin gittiği yedinci gezegen dünya olur. Dünyada bir tilkiyi evcilleştirir.
Tilki ona bir sır verir: “İşte sırrım, çok basit: En iyi yüreğiyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.” der. Diğer gezegenlerde gördüğü karakterlerin aynısının dünyada binlerce olduğunu görür. Böylece bir yıl kaldığı dünyadan kendi gezegenine dönmek ister. Çünkü orada bakmak zorunda olduğu bir çiçeği vardır. Aslında o çiçekten dünyada binlercesi vardır ama büyükler çiçeklerinin kıymetlerini bilemezler. Ayrılık pilotumuz için zor olur çünkü aradığı konuşma arkadaşını çok geç bulmuştur. Küçük Prens gezegenine döner, pilotumuz da uçağı tamir edip ülkesine döner. Hiçbir zaman prensi unutamaz ve altı yıl sonra bu öyküyü kaleme alır. “Eğer yolunuz Afrika’ya düşerse, eğer bir çocuk size doğru geliyorsa, gülüyorsa, altın sarısı saçları varsa o olduğunu hemen anlayacaksınız. O zaman n’olur, beni böyle kederler içinde bırakmayın geri döndüğünü yazın…” diyerek öyküsünü sonlandırır.
Açıklama:
kısa istersen bana yaz