Merhaba(En iyi seçer misin senin için o kadar okudum hikayeyi)
Konu: Kuru bir çayın üstüne köprü yaparak geçenlerden haraç toplayan Deli Dumrul’un; gücünü ve yiğitliğini ispatlamak için Azrail’e bile kafa tutması, sonra hatasını anlayıp Allah’tan af dilemesi ve canının bağışlanması.
Hikâyede olayın geçtiği zaman net olarak belirtilmemiştir. Geniş anlamıyla İslamiyet’in kabul edilmesinden sonraki zaman; dar anlamıyla olayın bir gün içinde cereyan ettiği seziliyor. Hikâyede mekân kavramı üzerinde durulmamış, mekan önemsenmemiştir. Bir köprü, anne ve babanın yaşadığı ev, hikâye kahramanının eşiyle birlikte yaşadığı ev genel mekân kavramlarıdır.
Deli Dumrul: Güçlü kuvvetli, gözü pek yiğit, aynı zamanda aklına eseni yapabilen deli bir yapısı vardır, Azrail’e bile kafa tutan korkusuz, biraz da kendi bilmez biridir. Bilek gücüyle her şeyi alt edebileceğini düşünür. Ancak hatasını görüp pişman olan ve af dileyen yanıyla da olgunlaştığı görülür. Deli Dumrul üzerinde insanın gücü – güçsüzlüğü, cahilliği – olgunlaşması, hataları – pişmanlıkları verilmeye çalışılmıştır.
Azrail: Deli Dumrul’un canını alması için Allah’ın gönderdiği melektir. Allah, Azrail aracılığıyla inanç yönünden zayıf olan kuluna ders vermek istemiş, bunun için Azrail’i vazifelendirmiştir.
Anne ve Baba: Hikâyede bencil ve bir anne ile babanın yapması gereken fedekârlıktan uzak olan kişiler olarak ele alınmıştır. Çocukları için kendi canlarından vazgeçemeyen kişilerdir.
Deli Dumrul’un Eşi: Fedâkar ve vefalı biridir. Sevdiği adam uğuna kendi canını bile vermekten çekinmeyen bir kadındır.