Cevap:
Yazar ve kitab hakkında bilgi ve kitabın özeti var lütfen çok çok ihtiyacım var lütfen en iyi seç
Açıklama:
Kendime Engel Olmayacağım Alıntıları - Sözleri
hz.Ömer "bütün insanlar cennete, bir tek insan cehenneme gidecek deseler o benim diye korkarım" demiştir. bu söz insanlara nasıl bakmamız gerektiğinin dersini veriyor.
gerçek arkadaşlarımız kendilerine "hayır" denmesinden gücenmez. kötü arkadaş "hayır" denmesini eleştirir. "hayır" diyemediği için her gün birkaç saatini, her ay günlerini kaybeden insanlar çoktur. esasen "hayır" diyememek tehlikeli bir zayıflıktır ve bazen tek bir "evet" le bile hesapta olmayan karışık işlerle uğraşır dururuz.
Kış, kendisini naza çeken bahardan başka birşey değildir. Onun için fırtınalardan korkmayacağız. Çünkü korku, bütün kuvvetlerimizi insafsızca hapsettiğimiz bir zindandır.
Şöyle anlatıyor Edison: "-İyi bir annenin ne demek olduğunu o zaman anladım. Annem "Benim oğlum öğretmeninden daha zekidir, ama onu anlamıyorlar. Onu ben yetiştireceğim!" diyerek beni savundu. Ben de hayatım boyunca annemin, hakkımdaki bu inanışına layık olmaya çalıştım."
Anlaşılma arzusu,sevilme arzusu kadar şiddetlidir. -John Ponnys -
Ancak ideallerinin esaretinde yaşamayı bilenler ideallerindeki hürriyeti bulabilirler.
Diyojen heykellerden para istemeye başlayınca sormuşlar: -Niçin böyle yapıyorsun? Filozof şu karşılığı vermiş: -Red cevabına alışmak için..
Cambaz, ipin üzerinde yürürken her an düşebileceğini düşünmez. Onun düşmemesinin sebebi yalnızca dengede kalabilmesi değildir. Dengede kalabilmek sebep değil, neticedir. Cambaz, aşağıya düşmeyeceğini düşünerek, bu düşünceyi yaşayarak dengede kalır.
Övünmek, insan kalitesi üzerindeki ciddi bir defodur. Kendi kendini öven bir insan, karşısındakine eğlenmek için bir soytarı aratmaz.
Övünmek gibi övülmek de pek tehlikelidir. Eğer sizi yüzünüze karşı bol bol övenlerin etkisi altında kalırsanız, boğazlanmış olursunuz. Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "-Çok övgü dinlemekten sakının. Zira çok övgü boğazlamaktır."
Kaybettiklerinizi ararken yanınızda görebileceğiniz dostlarınızın sayısı, kazanırken yanınızda olacak dostlarınız kadar çok olmayacaktır.
Hiç kimse kaybettiklerinizin acısını sizin kadar duyamaz. Üstelik içten içe sizi suçlarlar. En iyisi kaybetmemek, kaybettiğinizde de tek başına arayacak gücü bulabilmektir.
"Hayata yeniden başlasaydım saniyelerin nabzını tutardım" diyor Dostoyevski. Gerçekten saniyelerin önemini, zamanının az kaldığını düşünenlerden dinlemelisiniz. Çoğumuz başa dönmek isteriz ama bu mümkün değildir. Önce zamanı dikkatsizce ve hoyratça harcarız, sonra harcadığımız zamana aşk ilan ederiz.
Allah'ım! Sen zulmetmezsin. Kendime ben zulmettim. Sen merhametlisin ve teksin. Başıma gelenler benim eserimdir.
Mevlâna der ki: "Hergün bir yerden geçmek ne iyi Hergün bir yerden göçmek ne güzel Bulanmadan, donmadan akmak ne âlâ Dünle beraber gitti cancağızım Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım"
Yazarı hakkında bilgi :
Kitabın Yazarı Recep Şükrü Apuhan Kimdir?
Recep Şükrü Apuhan 1958 yılında Urfa'da doğdu. İlk ve ortaokulu İstanbul, Ankara, İzmir illerinde okudu. Lise öğrenimini Çanakkale'de, yüksek öğrenimini İstanbul'da tamamladı.
İlk yazılarını mahalli gazete ve dergilerde yayınladı. Yurt içinde ve yurt dışında çeşitli gazete ve dergilerde makaleleri, denemeleri, şiirleri ve araştırmaları yayınladı.
Bazı gazete ve dergilerde yazı işleri ve yayın müdürlükleri yaptı.
Halen resmi bir kurumda yöneticilik görevini sürdüren yazar, evli ve iki çocuk babasıdır.
Recep Şükrü Apuhan Kitapları - Eserleri
Çanakkale Geçilmez
Örnek Hayatlar - Meşhur Olan Fakir Çocuklar
Çanakkale'den Kurtuluş Savaşı'na Son Kahramanlar
Asla Yenilmeyeceksin
Kendime Engel Olmayacağım
27 Mayıs'tan Yassıada Mahkemelerine Menderes Resmi Tarihi Değiştirecek Gerçekler
Hedefe Yürürken
Başarı Yolunda Yetmiş Altın Kural
Türklerin Tarihi
Yüksek Yaşama Sanatı
Başarı İçin Gençlere 33 İşaret
Mehmet Akif Ersoy Özgürlük Peşinde
İnsanları Etkileme Sanatı
70 Altın Gün 70 Altın Kural
Çanakkale 1915
Ergenlerle İletişim
Batının Dar Ağacında İsyan
Senin İçin Ağlayacağım
Mehmetçik
Öteki Menderes
Herşey Bana Bağlı
İnsan İlişkilerinde En Etkili Davranışlar
Sen Hasan Ben Hüseyin
Suçları Müslüman Olmaktı
Güzel Konuşma ve Yazma Rehberi
Ruhumda Darp Izi Var
Hayatın Kalbine Yürü
Demokratik Ateş Yalama Toplantısı
Ahlak ve Karakter Eğitimi
Türkiye Belgeselinden Notlar
Sevmeye Geç Kalmadın
İhanetin Türküsü
Recep Şükrü Apuhan Alıntıları - Sözleri
Hiç olmazsa bazı ruhlar her zaman dimdik ve sapasağlam kalacak, onlar da bütün düşmanlarla baş etmeye daima yetecekti. (Çanakkale Geçilmez)
"Adaletsizlik her türlü yolsuzluğu seri halde üreten muazzam bir entegre tesistir." (Yüksek Yaşama Sanatı)
"Dünyaya sığmayan bu muazzam yaratığı bir tahta kutuya kim sığdırıyor?" (Senin İçin Ağlayacağım)
“Asıl fakirlik, kendisine, ailesine ve doğaya baktığında sunulan güzellikleri görememektir.” (Örnek Hayatlar - Meşhur Olan Fakir Çocuklar)
"Bir gömlek,hayatla bizim aramızda aracılık eder bazen!" (Senin İçin Ağlayacağım)
“Başkan’a itaati sonsuzdu Yılmaz’ın. Bir dediğini iki etmezdi. Rakipsiz olmak için bu memlekette liyâkat ve çalışmadan önce itaatkâr olma vasfının arandığını çoktan keşfetmişti.” (Demokratik Ateş Yalama Toplantısı)
sattığınız tabağın ne kadar sağlam olduğunu tabağı adamın kafasına vurarak ispat etmeniz akıllıca bir yol değildir (İnsanları Etkileme Sanatı)
Basitleşme Ayakkabı boyayan birisini, ayakkabı boyası olarak görme günahının cezası basitleşmedir. Değersiz olduklarına inandırılan insanlar, işlerini iyi yapma arzusunu kaybederler. Böylece sıradan davranışlar, üstünkörü yapılmış işler artar, düzen bütün inceliğini yitirir, işler üzerindeki sorumluluk duygusu yok olur. Pislik içindeki bir çevreyi incelerseniz, orada değerli olduklarına inanmayan insanlar görürsünüz. İnsanlar değerli olduklarına inandıramadıkları müddetçe değişime ikna edilemezler. Her yerde itilip kakılan birisi, çöpünü o sokağa fırlatmakta beis görmez. Bir insanı aşağılamak, hayatı aşağılamaktır. Tek su kaynağı zehirlendiğinde herkes zehirlenecektir. Aşağılayan, aşağılanır. İnsana yapılan saygısızlığın toplumsal bir sonuç doğurmadığı tek örnek yoktur. Basitleşme, en tehlikeli sonuçlardan biridir. İnsan yerine konulmak için “bir tanıdık bulmanın” gerektiği toplumlarda düşmanların yapması gereken tek şey, sabırla beklemektir. (Yüksek Yaşama Sanatı)
"Güzel teşebbüslerle tamamlanmayan güzel sözler, damda duran lamba gibidir. Evin içinin aydınlatılması için lambanın evin içinde yanması gerekir." (Hayatın Kalbine Yürü)
" Onları öldürebilirsiniz.Fakat asla mağlup edemezsiniz. " (Mehmetçik)
"Dünyayı yaşanmaz yapacak olan "ilaçların" bulunamaması değil, "ilaçları" bulmak isteyecek insanları kalmaması olacak." (Hayatın Kalbine Yürü)
"Gençtik,tahsil çağındaydım,hukuk tahsilinden başka düşüncem yoktu.Büyük harp ilan edildi hayret ve dehşet içinde rahmetli doktor babamın küçüklüğümde Gümüşsuyu Hastanesi'ndeki vazifesine gitmediği zamanlarda Boğaz içinde beraber gezerken bana daima tekrarladığı sözleri hatırlıyorum.O derdi ki:"Oğlum!Bir zaman gelecek Avrupa'da bir hadise iki devlet arasında harp çıkaracak.Bu kadarla kalsa iyi! Harp yayılacak! Milyonlarca insanın kanının dökülmesine , bütün insanlığın felaketine sebep olacak.Temenni ederim ki bu tahminimde aldanayım,aldanmıyorsam yine temenni ediyorum ki bu harp senin tahsilinden ya evvel ya da sonra çıksın ki tahsilin yarıda kalmasın." Babamın bütün korkusu hakikat oldu."der Münim Mustafa. (Çanakkale 1915)
" 'Rahmetli' henüz ölmüş biri için kullanılınca bu kelime,toprak tadında bir hüzün kıpırdıyor dudaklarınızda.Yutkunamıyorsunuz!" (Senin İçin Ağlayacağım)
Nasıl ifade ettiğiniz, ne ifade ettiğinizden daima daha önemlidir. (İnsanları Etkileme Sanatı)
Bin beşyüz'lu yıllarda Almanya'da kadınların insan olup olmadıkları sorunu henüz tam bir çöžüme kavuşmamıştı. (Türklerin Tarihi)
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın ? Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın ! (Mehmetçik)
"En büyük mutsuzlar, hayatta kendilerine biçtikleri rolü iyi oynamayanlardır." (Hayatın Kalbine Yürü)
Huzur İçin Temel Hamle Bir insanı bir topluma ait kılan, o toplumun sorumluluğuna ortak eden, onu hayata tutunduran en güçlü bağ, insan olduğu için göreceği saygı ve o saygının kurumsallaşmış şekli olan adalettir. İnsanlara saygı gösterilmesi, bütün işleri sıradan olmaktan ve sıradan yapılmaktan kurtarır. Bir toplumun saygısızlıktan dolayı uğradığı zararı aritmetik hesaplayamaz. Adalet sosyal huzuru, sosyal huzur zarafeti teşvik eder. Adalet yoksa herkes yatağından hasta kalkar. O gün adil ölçülere ve adil vicdanlara huzurla teslim olma günü değil, habis vicdanlarla ve vicdansız ölçülerle savaş günüdür. Her türlü çabanın işe yarar bir sonuca dönüşmesi adaletle mümkündür. İnsan, kendisinden en yüksek verimi ancak adalet sayesinde alabilir. Toplum da insanların yetenek ve emeklerinin tamamından ancak adalet sayesinde faydalanabilir. Adalet; zekâların, yeteneklerin, emeklerin israf edilmemesi için en önemli tedbirdir. Adalet yoksa mutluluklar aldatıcı veya geçicidir. Haksızlığa uğratılan ve bununla yaşamaya zorlanan insan nasıl huzurlu olabilir? Daima ekmeğine el atılan, malı mülkü yağmalanan, geleceği karartılan bir insan hayata nasıl kenetlenebilir? Adaletsizlik hayatı bir esir kampına çevirir ki esarete teslim olmak zorunda kalmış insanların durgunluğunu ve çaresizliğini huzur zannetmek büyük yanılgıdır. Huzur ve özgüveni adalet temin eder. Aksi takdirde zevkler ve tercihler basitleşecek, basit zevkler büyük olaylara dönüştürülecektir. Bir esir kampında kültür, tek sayfalık el yazması gazete; sanat, patatesten heykel; spor, çukur kazmaktır. Orada bir kedi bile bütün kampın eğlenmesi için yeterlidir. Tahtakurusu yarışları da düzenleyebilirsiniz… (Yüksek Yaşama Sanatı)
" Antep'in düşmesini görmek için 10 ay bekledik. Anadolu'da daha bin Antep var." (Çanakkale'den Kurtuluş Savaşı'na Son Kahramanlar)
" Bir şehid yetimi olduğunuzu unutmayın ve unutturmayın.Bunu unutmanın,unutturmanın bedeli bir vatandır. " (Mehmetçik)