RENK
Onu çok iyi hatırlıyorum . Yanıma geldiğinde ilk önce çok korkmuştum. Ama büyüdükçe ona alışmaya başladım.Cartlak ve parlak tonu artık beni benden alıyordu .Ona RENK demeye karar vermiştim . Ama insanlar daha sonra gördükleri her şeye renk demeye başlamışlardı . Artık bir özel yanı kalmamıştı . Moralim gitgide gözüküyordu . İnsanlara gıcık kapıyordum .
Bir gün yine Renk dediğim arkadasimla oturuyordum ve yanıma büyükannem geldi. Bana onu iyi tanıyıp ona yeni bir ad koymam gerektiğini söyledi ve yanımdan gitti . Onu zaten yeterince tanıyordum ama düşündüm . O çok parlak cartlak ve güzel bir ton idi. Ona bakınca aklıma aşk tutku ve şiddet geliyordu . Bir kitapa daha onca bir cismin adının kırmızı olduğunu duymuştum . Bu kelime bana çok çekici gelmişti . Bu arkadaşım da yani Renke de bakınca aklıma çekicilik geldiği için ona bundan sonra KİRMİZİ diyecektim. Büyükannem birden yanıma geldi ve güzel seçim yaptığımı soyledi ve tekrar gitti. O an ilk defa kırmızı konuşmuştu . Kaç ve saklan... bana bunu demişti çok urkmustum . Ama yine de onu dinleyip üst kata çıkmıştım . Daha sonra aşağıdan tamir tükür sesler gelmeye başlamıştı .
30 dk falan sonra sesler kesildi ve her yer sessizliğe boğuldu. Sessizliği benim çığlıklarım doldurmuştu. Yerde bir Kurt yatıyordu . Basında büyükannem dururyordu. Kürtün üstünden ve içinden gelen şey de arkadaşım kırmızıydı .
Şok olmuştum ve o günden sonra kırmızıyı görmemiştim . Ama artık dünya kırmızıyı tanıyordu . Kırmızı belki de beni hiç göremedi ama ben her ölen canlıdan sonra arkadaşımı tekrar görmüş oluyordum...