Cevap:
She used to go to the theatre.
(O tiyatroya giderdi.)
He used to buy cheap necklaces.
(O eskiden ucuz kolyeler alırdı.)
I used to live in Berlin.
(Ben eskiden Berlin’de yaşardım.)
She used to work when she was traveling around the world.
(Eskiden dünyayı gezerken çalışırdı.)
I used to listen to his lies
(Eskiden onun yalanlarını dinlerdim.)
She used to call her friends from high school every day.
(O eskiden lise arkadaşlarını her gün arardı.)
They used to design our website.
(Eskiden web sitemizi dizayn ederlerdi.)
I used to call him my boyfriend.
(Eskiden onu, erkek arkadaşım diye anardım.)
You used to like poems.
(Eskiden şiirleri severdin.)
All of our tutors used to communicate with us English.
(Eğitmenlerimizin hepsi bizimle İngilizce iletişim kurardı.)
We used to watch that TV show.
(Biz eskiden o televizyon programını izlerdik.)
Sarah used to wear high – heeled shoes to work every single day.
(Sarah eskiden işe giderken her gün topuklu ayakkabı giyerdi.)
They used to visit their parents once in a month.
(Onlar eskiden ayda bir kere annelerini ve babalarını ziyaret ederlerdi.)
Ricky Gervais used to stay at his cousin’s farm house.
(Ricky Gervais, eskiden kuzeninin çiftlik evinde kalırdı.)
You used to call me on my cell phone.
(Eskiden beni cep telefonumdan arardın.)
He used to go to a ballet course when he was a child.
(O çocukken bale kursuna giderdi.)