Cevap:
Hangi parça!?
Açıklama:
Bir vakit girdikten sonra önceki vakitlerin namazı kazaya kalmış olur. Kılınan namaz da kaza namazı olarak kılınır. Yani vakit çıkınca namaz vakti de çıkmış olur.
Namazın farzlarından biri de vaktin girmiş olmasıdır. Mesela öğle namazı vakti girmeden öğle namazını kılamayız. Namazların kılınma vakitleri ise vaktin girmesiyle başlar, öbür vaktin girmesiyle biter. Bu iki vakit arası namazlarımızı kılabiliriz.
Diyelim ki öğle namazınızı geciktirdiniz. İkindi yakın. Hemen namaza durdunuz. Bir rekatı kılıp secdeye vardıktan sonra ikindi vakti girdi. Daha üç rekat öğlenin farzı duruyor. Ne yapacağız? Hemen devam edip kalan üç rekatı da kılacağız, namazımız olur. Çünkü bir hadiste “Namazın bir rekatına yetişen hepsine yetişmiş gibidir.” buyurulur.
Yalnız sabah namazı ile ikindi namazı biraz dikkatli kılınması lazımdır. Sabah güneş doğarken ve akşam güneş batarken namaz kılmak güneşe tapanlara benzememek için caiz değildir. Bu sebeple sabah namazı güneş doğmadan 1-2 dakika önce, ikindi namazını da güneş batmadan önce bitirmek gerekiyor.
İşte ikindi namazını akşam güneş batımına sarkıtmamak için dikkatli olmak lazımdır. Güneşin batmasına yakın kılmak bu sebeple mekruhtur. Hoş olmasa bile yine namazımız caizdir, kabul edilir.
Sabah namazının vakti imsak ile girer, güneşin doğması ile biter. Ancak hanefilere göre güneşin doğmasına yakın, şafilere göre ise imsaktan biraz sonra kılmak faziletlidir.
Tam namaz kılarken ve namaz bitmeden güneş doğarsa hanifilere göre namaz bozulur. Kerahet vakti çıktıktan sonra yeniden kılmak gerekir.
Vaktin son on dakikasında namaz kılıp, arkasından öbür namaz vakti girerse onu kılmak meselesi, öğle namazı ile akşam namazı için olabilir. Zor durumlarda böyle bir çareye başvursak namazımız olur. Peygamberimiz bir yolculuk ta öğle namazını geç kılmış, hemen arkasından ikindi girmiş ve ikindiyi kılmıştır.
Fakat namazların vaktin başın da kılınması daha faziletlidir. Vaktin sonu da olsa kazaya bırakmadan kılmak gerekir.
mızraklı ilmihal
Genelde bazı hastalıklar vardır ki,sebebi mikrobiktir,insanın cismine arız olur.Bazı hastalıklar da vardır ki,sebebi mikrobik değildir,yani ruhidir,insanın ruhi fonksiyonlarına ve yaşantısına arız olur.Fakat bununla beraber arasında kesin bir kategorik bir ayrım olmadığından ,bedeni bir hastalık,bazen ruhi yaşantıyı da hasta ettiği gibi,ruhi bir hastalık bazen bedeni de etkileyebilir.O halde tam sağlıklı bir kişilik için hem bedeni hem de ruhu dengeli bir şekilde sağlıklı tutmak gerekir.İslam,namaz ve diğer ibadet sistemiyle her türlü hastalığa karşı hem koruyucu bir hekimlik ,hem de iyileştirici etkin bir ilaçtır.
Namaz bütün erkanıyla Allah'ı hatırlama ve zikretmektir.Allah'ı zikretmek olan namaz,insanın bedenine,hem de ruhuna şifadır.Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:”Onlar inanmışlar,kalbleri Allah'ı zikirle huzura kavuşur.”(Ra'd Suresi:28)Yine:”Rablerinden korkanların bu kitaptan tüyleri ürperir,sonra hem derileri,hem de kalbleri Allah'ın zikriyle yumuşar ve yatışır.”(Zümer Suresi:23) Bir hadis-i şerifte,”Namazda şifa vardır.”(Ahmed ibn.-i Hanbel:2/390) buyurulur.
Namazı yalnız bir beden eğitimi gibi gören bazı yanlış anlayışlara cevap olarak,şunları söyleye biliriz Beş vakit namazda 40 rek'at ve 80 secde var.Her gün kaç jimnastikçi bu kadar hareket yapar Namaz yavaş yavaş kılınır.Kalp yorulmaz.
Namaz günde beş ayrı vakitte kılınır.Kaç jimnastikçi günde beş defa ayrı ayrı zamanlarda beden eğitimi hareketi yapar?Yolculuk yaparken bile namaz terk edilmez.
KUR’AN’A GÖRE NAMAZ / ÜÇ VAKİT NAMAZ:
24Nur suresi/58-Siz ey imana erişenler! Meşru şekilde sahip olduğunuz kimseler, içinizden henüz ergenlik çağına varmamış olanlar, günün şu üç vaktinde, sabah namazından önce, gün ortasında soyunup dinlenmeye çekildiğiniz zaman ve yatsı namazından sonra yanınıza girmeden önce sizden izin istesinler; bu üç vakit mahremiyetinizin korunmasız olabileceği vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında birbirinizin yanına girip çıkmanızda sizin için de, onlar için de bir sakınca yoktur. Allah mesajlarını size işte böyle açıklamaktadır: Çünkü Allah doğru hüküm ve hikmetle buyuran mutlak ve sınırsız bilgi Sahibidir!
17İsra suresi/78-Güneşin doruğu aşmasından gecenin çöküşüne kadar(ki süre içinde) namazı(nı) gereği üzere yerine getir; sabah (namazı) okumasını da (tam bir dikkat ve duyarlık içinde gerçekleştir); çünkü sabah okuması(nda insan) gerçekten de (ulvi olan her şeye) açıktır. 79-Ve gecenin bir vaktinde kalkıp, kendi isteğinle yaptığın ilave bir eylem olarak namaz kıl: ki böylece Rabbin seni belki (ahirette) övgüye değer bir konuma yükseltir.
11Hud suresi/114-Ve gündüzün başında ve sonunda, bir de gecenin erken saatlerinde salatta devamlı ol; çünkü muhakkak ki iyi eylemler kötü eylemleri giderir; (Allah’ı) hatırında tutanlar için bir öğüt, bir hatırlatmadır bu.
2Bakara suresi/238-Namazlarınıza ve namazı en uygun şekilde ifa etmeye dikkat edin; ve Allah’ın huzurunda içten bir bağlılıkla durun.
2Bakara suresi/239-Ama eğer tehlikede iseniz, yürürken ve binek (üzerin)de (namazınızı ifa edin); tekrar güvenliğe kavuşunca Allah’ı anın, çünkü daha önce bilmediklerinizi size öğreten O’dur.
• İbadet dini övgü ve bağlılığı ifade eder. Bu, Tanrı'nın onurlandırılmasıyla sonuçlanır. İbadet, Tanrı'ya olan sevginin bir ifadesidir. Fakat dua, Tanrı ile olan iletişimi ifade eder. Kelimenin tam anlamıyla Tanrı ile konuşmak veya basit bir deyişle Tanrıya şükran anlamındadır.
• Dua, itiraf anlamına gelebilir, ibadet anlamına gelmez.
• İbadet ve ibadet arasındaki ana farklılıklardan biri, ibadet için belirli bir prosedür izlenmesini gerektirir; ancak namaz, böyle bir prosedürün uygulanmasını gerektirmez.
• İbadet ritüelizme dayanıyor, oysa namaz maneviyata dayanıyor. Dua manevi ilerlemeye götürür. İbadet, ritüel ilerleme yol açar. Bu, namaz ile ibadet arasındaki bir diğer önemli farklılıktır.
• Tanrı'ya şükranlarımızı sunarken ibadet bencil değildir. Öte yandan, namaz bir canlının ilgisini temsil eder. Dolayısıyla, bu durumda, ibadetin aksine bencil bir doğası vardır.
• Genel olarak, duaların tekrarlarla daha fazla güç kazandığı düşünülür; ancak ibadet, yalnızca onları tekrar ederek biriktirmez.
• Namaz düzenli olarak yapılır veya yapılır ancak ibadet düzenli olarak yapılmaz. Bazı dinlerdeki bazı dini festivaller sırasında yapılır.
• Dua ile ibadet arasındaki bir diğer önemli fark, namazın ilahi söylemesidir. Öte yandan, ibadet ilahi içermez. Eylem ve performans gerektirir.
• Dua şarkı söylemeyi de içerir. Öte yandan, şarkı, ibadet bölümünü oluşturabilir, ancak ibadet genel olarak şarkı söyleme eyleminden ibaret değildir.
• İbadet bazen rahibin rehberliğine ihtiyaç duyar, ancak dua bir rahip rehberliğine ihtiyaç duymaz. Tek tek telaffuz edilebilir