17. yüzyılda yazılmış bilimsel eserler konusunda ön planda değerlendirilmesi gereken şahsiyet, Kâtip Çelebi’dir. 17. yüzyıl Osmanlı ilim ve kültür hayatına âdeta damgasını vuran Kâtip Çelebi, Osmanlı’da olduğu kadar Batı dünyasında da büyük takdir ve şöhret kazanmıştır. Kâtip Çelebi’nin, tarih, coğrafya, biyografi, din ve sosyo-kültürel alanda yazdığı birçok eseri vardır.
Kâtip Çelebi’nin Cihân-nümâ’sı, Osmanlı’nın ilk sistematik coğrafya kitabıdır ve 1648 yılında yazılmaya başlanmıştır. Gerardus Mercator’un Atlas Minor’undan da faydalanan Çelebi, 1654 yılında bu kitaptan eklemeler yaparak Cihân-nümâ’yı tekrar kaleme almıştır. 1732 yılında İbrahim Müteferrika'nın da eklemeleri ile Matbaa-ı Amire'de basılan Cihân-nümâ’da astronomi ve coğrafya bilgilerinin yanısıra sosyal bilimlere de geniş yer ayrılmıştır.
Cihân-nümâ'da kentlerin enlem ve boylamları, birbirlerine uzaklıkları, bölgelerde gerçekleştirilen üretim türleri, dönemin sanayi, halkların din ve dilleri hatta nüfusları erkek, kadın ve çocuk sayıları hakkında da bilgi verilmiştir.
Kâtip Çelebi’nin Arapça yazdığı Keşfü’z-zünûn’u, çeşitli konularda yazılan İslamî eserler ve yazarları hakkında bilgi veren bir bibliyografik sözlüktür. Bu eser, Alman bilgini Flügel tarafından Latince'ye çevrilerek 7 cilt halinde yayımlanmıştır.
Çelebi’nin başka bir eseri olan Düstûrü'l-Amel li-lslahi'l-Halel, Kâtip Çelebi’nin devlet felsefesine dair görüşlerini içerir. İbni Haldun’un devletlerin yükseliş ve düşüşü hakkındaki fikirlerinin belirtildiği bir mukaddime, üç fasıl ve sonuçtan oluşan eserde, Kanûnî Sultan Süleyman zamanından itibaren başlayan askerî, siyasî ve malî bozulmaların düzeltilmesi için bazı tedbirler ve çözümler öne sürülmüştür. Kâtip Çelebi’nin devlette görülen aksaklıkların giderilmesi hususunda görüşlerini beyan ettiği Mizânü’l-Hak fî-İhtiyâri’l-Ehak, raks, teganni, devir, tütün, kahve, bidat…vb. konularda pozitif ilimlerin önemini vurgulayan görüşleri dile getirmiştir.