Konu:
TarihYazar:
omarsimpsonOluşturulma Zamanı:
2 yıl önceCevap:
Tarihçiler tarafından, ‘’III. yüzyıl Krizi (235-284)’’ olarak adlandırılan, imparatorluğa zararlar veren döneme son vererek tahta geçen Diocletinus (284-305)[9], hem büyük reformlar yapmış, hem de Hristiyanlara karşı ‘’Büyük Zulüm’’ adı verilen bir kıyıma imza atmıştır. Diocletianus, ilk başlarda Hristiyanları görmezden gelmişti. Roma Devleti’nden bağımsız olarak kendi içinde hiyerarşik biçimde örgütlenen Hristiyan Kilisesi, deyim yerindeyse devlet içinde devlet gibiydi. Bu durum tehdit oluşturuyordu. Sezar, olarak görev yapan meslektaşı Galerius’un (293-311) kışkırtmasıyla Hristiyanlar’a zulmetmeye başladı. Öncelikle Apollon kahininin takibattan yana görüş bildirmesi üzerine, takibat kararı kesinleşmiştir. Henüz hava aydınlanmadan askerler, komutanlar, tribunuslar ve hazine bakanı, Nikomedia Kilisesi’nin önüne gelmiş savaş pozisyonu almıştır. Kapıyı zorla açtırıp, kutsal metinleri yakmışlar ve tüm binayı yerle bir etmişlerdir. Diocletianus’un sarayı kilisenin tam karşısında olduğundan, Diocletianus ve Galerius tüm bu olup biteni birlikte izlemişlerdir.[10] Ertesi gün Büyük Takibat’ın ilk edictumu yayınlanmış oldu. Bu fermana göre, bütün Hristiyan kiliseleri ortadan kaldırılacak, kutsal metinler ve kutsal metin bulunduran evler yakılacak, kiliseye ait mülklere el konulacak, Hristiyanlar ibadet amacıyla bir araya gelemeyecek ve mahkemelerden yararlanamayacaklardı. Edictum kısa sürede uygulamaya konulmuş, kiliseler tahrip edilmiş ve toplumun üst sınıflarından olan Hristiyanlar dahi vatandaşlık haklarını kaybetmiştirler. Ancak Hristiyanlık imparatorluğun batı tarafında pek yaygın olmadığından çok daha hafif biçimde uygulanmıştır.
İlk editcumu yeterli bulmayan Galerius, Diocletianus’u kışkırtmak amacıyla sarayında bir dizi yangın çıkartmıştır. Bu olayın faillerini bulmak amacıyla yapılan mahkemelerde saraydaki herkes yargılanmış ve kurban kesmeye zorlanmıştır. Ancak kundakçılar tespit edilememiştir. Bu sırada Melitene ve Suriye’de çıkan isyanlar, imparatorluğa karşı bir komplo olduğu düşünülüp daha şiddetli ikinci bir edictum yayınlandı. Tüm piskopos ve rahipler tutuklanmıştır ve hapishaneler ağzına kadar dolmuştur. Hapishanelerde yer açmak amacıyla, sıradan suçlular serbest bırakılmıştır.
Pek çok Hristiyan din adamının tutuklanmasının ardından 303 yılı Kasım ayında, hapishanelerde yoğunluğu gidermek amacıyla genel bir af ilan edilmiştir. Serbest bırakılan din adamlarının zorla ya da işkence yoluyla kurban kesmek koşuluysa serbest bırakılmalarını emreden üçüncü edictum yayınlanmıştır.[11] Kurban kesmeyi reddeden pek çok din adamı, işkence sırasında ölmüştür.
Kilise tarihçiliğinin kurucusu olarak kabul edilen Eusebius’un eserlerinde, herkese kurban kesmeyi ve tanrılara ibadet etmeyi emreden dördüncü edictumun yayınlandığından bahsedilmektedir. Ferman, kesin olarak tarihlenememektedir. Fakat imparatorluğun farklı yerlerinde, farklı tarihlerde yayınlandığı bilinmektedir. Dördüncü edictuma uymayanlar, maden ocaklarına gönderilmiş, çeşitli işkenlere maruz kalmış ve hatta öldürülmüşlerdir.
İmparator Diocletianus’un Roma imparatorlarına hiç benzemeyen bir tutumla çiftçilik yapmak üzere tahttan çekilmesinden[12] sonra, Galerius ve Maximinus Daia’nın hüküm sürdüğü topraklarda Hristiyanlara karşı kıyımlar devam etmiştir. Caesar ünvanıyla Daia, genel kurbanı emreden bir edictum yayınlamıştır. Daha sonrasında kurban sunacakların listeleri hazırlanmış, insanlar tapınaklara toplatılıp, sırayla çağırılarak kurban uygulaması gerçekleştirilmiştir. 308 yılının sonunda bir edictum daha yayınlanıp, genel kurban töreni emredilmiştir. Kadın, erkek, köle, çocuk ayırt etmeden herkes kurban kesilmeye ve ibadet etmeye zorlanmıştır.[13]
Takibatın en ateşli savunucusu ve uygulayıcısı olan Batı Roma Augustus’u Galerius, ölümünden kısa bir süre önce 311 yılında, ‘’Hoşgörü Fermanı’’nı yayınlamıştır. Ferman sayesinde Hristiyanlık yasadışı olmaktan çıkmıştır. Roma Hristiyanlara, kamu düzenini bozmamak şartıyla tekrar kiliseler inşa etme izni vermiştir. Galerius, bu fermanın hemen ardından ölmüştür. Bu edictum Hristiyanlar açısından çok önemlidir. İlk kez karşı hoşgörü yasallamıştır. Hoşgörü Fermanı’na rağmen Maximinus Daia, 312 yılında Anadolu’daki Hristiyanlara karşı yeni takibata başladı. Takibat kapsamında Caesarea’da Hristiyan askerleri görevinden ayrılmaya ve pagan törenlere katılmaya zorlamıştır. Daha sonra 313 yılında Licinius ile birlikte girdiği taht mücadelesinde mağlup olup kaçmıştır ve kaçtığı Tarsus’ta kısa süre sonra ölmüştür.
Açıklama:
umarım yardımcı olabilmişimdir en iyi seçersen sevinirim iyi dersler
Yazar:
carlosgutierrez
Bir cevabı oylayın:
9