Kırk yaşlarında kendi eserlerini çalmaya başlamıştır . Ailesi onun da ailesi olsun diye Aşık Veysel'i akrabaları olan Esma Hanım ile evlendirmişlerdir . Bu evlilikten bir erkek çocuğu dünyaya gelmiş faka o bebek de hayatını kaybetmiş , daha sonra anne ve babası da ölünce Aşık Veysel hayata küsmüştür . Daha sonraları bir kız çocuğu dünyaya gelmiş fakat eşi başka birine kaçtığı için bu küçük kızı da yanında kalmıştı . Aşık Veysel ilerleyen yıllarda kendini daha çok şarkılara , türkülere vermiştir ve onlara bağlanmış bir şairimiz olmuştur. Şairler gecesinde Ahmet Kutsi Tecer ile tanışmış ve daha sonra il il dolaşarak eserlerini söylemiş ve tanıtmıştır . Artık bundan sonra hayata tutunmaya başlamıştır . Gülizar adında bir hanımla evlenmiştir . Birçok eser ortaya çıkarmıştır . Eserlerinde genellikle mutsuzluk, iyimserlik, insan sevgisi, yaşama sevinci, hüzün ..vb konu edinmiştir. 1941 ile 1946 yılları arasında Köy Enstitülerinde halk türküleri ve bağlama dersleri vermiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararı ile özel bir kanun çıkarılıp 1965 yılında Aşık Veysel Şatıroğlu maaşa bağlanmıştır . Halk ozanı Şatıroğlu şair olmasının yanında doğa sevgisi de yüksek olan bir
şairimizdir.
Memleketine ilk meyve ağacını dikip yetiştiren ve köylüsüne örnek olan kişi olmuştur. 1973 yılında ise kanser hastalığı nedeni ile hayatını kaybetmiş ve günümüze de birçok kıymetli ve insanlığa mesaj bırakan muhteşem eserler bırakmıştır. Benim Sadık Yarım Kara Topraktır, Uzun İnce Bir Yoldayım, Dostlar Beni Hatırlasın, daha bir çok eserler bırakarak Türk halkının gönlünde büyük bir yere sahip olmuştur ve hala da onun eserleri dilden dile dolaşmaya devam etmektedir.
NOT- Sen kendin kısaltıp yazabillirsin.
#İKRASEL