Hevese "havas" derlerdi, biz çocukları da "Her şeye havas etmeyin, her şeye havas etmeyin!" diye sürekli uyarırlardı. Uyaran ses; annemizin, baba mızın ağzından konuşan yoksulluğun sesiydi hiç kuşkusuz. Bu uyarıların kıskacında, daha o yaşta içimiz kocaman bir heves mezarlığına dönüşmüş tü. Heves ettiğimiz şeyler, ergenliğimizi süsleyecek ufak tefek şeylerdi aslında: kemer, gömlek yahut İspanyol paça bir pantolon... Hadi diyelim, cafcafli bir dolma kalem ya da jantlarından parıltılar saçan, gidonu püsküllü bir bisikletti. Bu parçada geçen "heves mezarlığına dönüş mek" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakiler den hangisidir? A) Bir şeye karşı istek duymamak, eğilimli olma mak B) İsteklerin ve imrenilen şeylerin gerçekleşmeye ceği inancına kapılmak C) Geçmişteki mutlu günlere bir daha geri dönüle meyeceğinin bilincinde olmak D) Derdini, sıkıntılarını ayrıntılı olarak anlatama mak E) Rahat davranmasını engellemek amacıyla bir kimseyi denetim altında tutmak