Cevap:
Açıklama:
Türkiye’de cumhuriyet döneminde müzik türleri, kendi ayırt edici özelliklerini sergilemek bakımından açıklık kazanmıştır: Geleneksel müzikler, uluslararası sanat müziği ve popüler müzik çeşitleri, gelişkin ülkelerdeki gibi, ayrı kulvarların müzikleri olarak “türsel” niteliklerini belirgin biçimde ortaya koymuşlardır. Özellikle 20. yüzyılın ilk yarısında “geleneksel müzik” türünü oluşturan halk müziğimiz ve sanat müziğimiz, yeni bir müzikolojik kavrayışla değerlendirilmeye başlamış, öte yandan çağdaşlaşma yöneliminin güçlendirdiği çokseslilik hareketinin de kendi türüne büyük canlılık kattığı görülmüştür. Popüler müzikler ise batı kültürleriyle daha yakın iletişim içine girildiği için Türkiye’nin kentsel müzik yaşamında dikkat çekici bir yer tutmuştur. Bu görünüm, 20. yüzyılın ilk yarısında daha fazla geçerli olmuştur. Yüzyılın ikinci yarısında ise iç göç, hızlı kentleşme gibi toplumsal ve ekonomik dalgalanmaların getirdiği kültürel değer değişimleri, özellikle geleneksel müziklerimiz olan halk ve sanat müziklerini olumsuz yönde etkilemiş, gelenek dışı eğilimlerin ağırlık kazanmasına yol açmıştır. Tutarsızlıklara varan değer değişimleri, popüler müzik çeşitlerinde kendisine daha geniş hareket alanı bulmuştur.
20. Yüzyılın ilk yarısında Türk halk müziği ve Türk sanat müziği çalışmaları daha çok Ankara ve İstanbul radyolarında kurulan topluluklar eliyle geliştirilmiş ve halka bu yolla ulaştırılmıştır. Yüzyılın ikinci yarısında ise bu işlevi daha çok Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü üstlenmiştir. Genel Müdürlüğün kurmuş olduğu ve etkinliklerini günümüzde de sürdüren geleneksel müzik topluluklarımız şunlardır:
İstanbul Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu, İzmir Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu , Ankara Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu, Bursa Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu, Diyarbakır Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu, Samsun Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu, Elazığ Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu, Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu, Sivas Devlet Türk Halk Müziği Korosu, Şanlı Urfa Devlet Türk Halk Müziği Korosu, İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu, Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu, İstanbul Devlet Modern Folk Müzik Topluluğu, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu, İzmir Devlet Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu.
Yukarıdaki geleneksel müzik topluluklarına, yine Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak etkinliklerini sürdüren Devlet Halk Dansları Topluluğunu eklemek gerekir.
Öte yandan, Türkiye’de sosyo-kültürel koşulların müzikal gelenekleri korumaya el vermemesi nedeniyle yaşanan boşluğu, başka bir müzik türü olan popüler müziklerin şaşırtıcı bir çeşitlilikle ve değişim hızıyla doldurduğu gözlenmiştir. Cumhuriyetin ilk kırk yılında kent kültürü açısından popüler müzikler batıyla yakınlaşmanın göstergelerinden biri olarak algılanmış, örneğin “tango müziği” belli bir kent kesiminin günlük yaşamına girmiştir. 1960’lı yıllarda bütün dünyada etkili olan Anglo-Amerikan popu Türkiye’de pek yaygınlaşmamış, buna karşılık halk müziği gereçlerinden yararlanan şarkılar öne çıkmıştır. Modern Folk Üçlüsü, Moğollar, Cem Karaca, Barış Manço, Fikret Kızılok, Esin Afşar gibi topluluk ve şarkıcılar başarı kazanmışlardır. Bu akım içinde yer almayan sanatçılar arasında Erol Büyükburç, Alpay, Özdemir Erdoğan, Erol Evgin vardır. Günümüzün bazı tanınmış pop şarkıcıları ise şöyle sayılabilir: Sezen Aksu, Kayahan, Nilüfer, Fatih Erkoç, Sertab, Aşkın Nur Yengi, Tarkan. Buluşlarıyla öne çıkan Mazhar-Fuat-Özkan üçlüsü de bu alana değer katmıştır. Popüler müziklerde besteci ve aranjör olarak iz bırakan isimler arasında Selmi Andak, Melih Kibar, Ali Kocatepe, Timur Selçuk, Garo Mafyan, Onno Tunç, Atilla Özdemiroğlu, Turan Yükseler bulunmaktadır.