Soru: oyun kuru otu yere yigmis ardından onlan ateşe vem dece ihtiyanın eliyle diktigi vişne ve kayısı ağaçları da tutu a kötü an kovanlar da çevreye yayılan ateşte yanmaya ha d. Anlarıyla birlikte, alevlerin içinde yok olmuşlardı. Iki lüyü daha evden çıkarıp köy meydanına getirmişlerdi. Oradan din cilikları duyuluyordu. Çocuklar, olup bitenleri anlamadan, selerinin ağlamalarına katılıyorlardı. Her yanda yemsiz kalmış hay- vanlar böğürüp duruyorlardı. Çocukların biraz daha büyük olanlar da yun oynamıyor, ürkek ürkek, büyüklerin hâline bakıyorlardı. Avulun çeşmesi, su almasınlar diye pislikle doldurulmuştu. Cami aynı şekildeydi. Mollayla öğrencileri, çevreyi temizlemeye çalış- yorlardı. Ruslara karşı duyduklan nefreti, kini açığa vurmayı bile ge- rekli bulmuyorlardı. Çünkü yedisinden yetmişine kadar taşıdıklan duy- kinin de üstünde bir duyguydu. Rus köpekler, onların gözünde insan bile değildi . Bu yüzden, on- lardan kurtulmak onlar için öylesine olagan, onları öldürmek öylesine vararlı bir davranıştı Şimdi, karşılarında iki yol vardı: Ya bu avulda kalarak çok eski- den bin bir güçlükle yaptıklarını yeniden yerine koymak, boş yere yok edilenleri, kalanları yeniden onarıp yerleştirmek, sonra da hemen aynı helanm gelmesini beklemek, ya da dini duygularla içinden gelen o i- renmeyi ellerinden geldiğince bastırmaya çalışarak Ruslara boyun eg- mek Yaşlılar, dua ettikten sonra toplanıp tartiştılar, sonunda Şamil'e el- i göndererek yardım istemeye karar verdiler. Bunu yaptıktan sonra da yakılan ocaklarını onarmaya koyuldular. Baskını ertesi günü Butler, evin arka kapısından sokaja çıkmıştı Sabahin pek erken bir saati degildi. Her zamanki gibi, Petrov "la sabah​