Cevap:
Boş:
Boş atıp dolu tutmak
Boş bulunmak
Boş düşmek
Boş gezenin boş kalfası
Yürek:
Yürek acısı: Derin üzüntü.
Yürek çarpıntısı: (deyiminin anlamı) Merak, kaygı, korku gibi duygular yüzünden uğranılan iç tedirginliği.
Yürek karası: İşlenen bir günahtan sonra duyulan sürekli ve üzücü pişmanlık.
Yürek yarası: Büyük keder.
Yüreği ağzına gelmek: Birdenbire çok korkmak.
Yüreği bayılmak: Karnı çok acıkmak.
Yüreği (içi) cız etmek (cızlamak): Aniden duyduğu kötü bir haber üzerine birine, bir şeye çok acımak.
Yüreği çarpmak: Merak, kaygı, korku gibi duygular yüzünden içi tedirgin olmak.
Yüreği dağlanmak: Büyük acı, üzüntü duymak.
Yüreği dayanmamak: Acısına katlanamamak, katlanılmaz acı duymak.
Yüreği delik: Dertli olan kimse.
Yüreği dolu: Uzun zamandan beri hınç biriktirmiş.
Yüreği ezilmek: Birdenbire açlık duymak.
Yüreği ferahlamak: Kaygıdan kurtulur olmak.
Yüreği geniş: Hiçbir şeyi kendine tasa etmeyen.
Yüreği götürmemek (kaldırmamak): Acımak, üzülmek.
Yüreği hop etmek (hoplamak): Yanılarak ansızın bir korku ya da heyecana uğramak.
Yüreği kabarmak: Midesi bulanmak.
Yüreği kalkmak: Heyecanlanmak.
Yüreği kararmak: İçine karamsarlık çökmek.
Yüreği katı: Acınacak durumlar karşısında duygusuz kalabilen, katı yürekli.
Yüreği katılmak: Ağlamaktan ya da soğuktan nefesi tutulmak.
Yüreği oynamak: Ansızın heyecanlanmak ya da korkmak.
Yüreği parçalanmak: Birinin üzücü durumuna çok acımak.
Yüreği parça parça olmak: Pek çok acımak.