Kilisenin çan kulesinde buluştuklarında yolda sürekli kesilip duran konuşmanın boşluklarını doldurdular. Çok sıcak bir öğleden sonraydi. Tozlu ,ince dallarla kaplı yere oturup saatlerce konuştular; arada sırada biri kalıp gelen var mı diye bakıyordu. Güçlü ve karmaşık bir elektrik motorunu çalıştırıp ve bakımını sağladığı işinden son derece memnundu.. 11 Ama ortaya çıkan ürün onu hiç ilgilendirmiyordu. "Okumayı pek umursamadığını söylüyordu. Kitap, onun gözünde tıpkı reçel ya daayakkabı bağcığı gibi, üretilmesi gereken bir eşyaydı, hepsi bu. Birkaç saniyeliğine, çocukluğunun yarı unutulmuş dünyasına dalıp gitti, devam etmek çok zor geldi. Savaş başladığından beri benzin pahalı ve kit. Kontrol noktasına geçince ilk yaptıkları şey ehliyete bakmak. Devam ediyoruz. yolu döndüğümüzde elimi sıkıyor, bana bakıyor Sanki içimden geçenleri biliyor gibi rahatlamamı söylüyor. Eve dönüşümüz geride bırakılan acı anılar ve kanlı sahnelerle dolu maalesef . Onun varlığı, beni anlayan bakışları, konuşmadan ruhuma dokunuşu hoşuma gidiyordu ve içimdeki fırtınayı dindiriyordu. Sanki burası iki yıl önce birakip savaşmak için cepheye gittiğim evim değildi. Her şey çok değişmiş başka bir hale bürünmüş manzarasıyla beni ürkütmüştü. Çocukken koştuğumuz bayırlar, yuvarlandığımız tepeler yemyeşil çimenler yerine kahverengimsi korkunç bir manzara vardı. Elimde olmadan yaşaran gözlerimden akan yaşlar usul usul iniyordu yanaklarımdan . Merakla ve korkuyla , köyde yaşayan kaç kişi kaldı sorusu dönüyordu beynimde. Düşünmek ve kabullenmek istemesem de burası ayrıldığım yuvamdan çok ayrı bir yere dönüşmüş bir harabeydi artık. filimsi ve isim tamlamaları nı yazınız
. İki şehir arası uzaklık 1280 km'dir. Saatte or-
talama 87 km hızla giden bir otobüs 6 saat
gittikten sonra mola veriyor.
Moladan sonra otobüsün gideceği kaç ki-
lometre yolu kalmıştır?