Soru: Bir metin yazın diyor ama ne yazacağımı bilmiyorum acill

Konu:
Türkçe
Yazar:
apple jack
Oluşturulma Zamanı:
2 yıl önce

Cevaplar 2

Cevap: Isınma ve soğuktan, nem ve böceklerden korunma amacıyla kullanılan halı ve kilimler, göçebe hayatı yaşayan atalarımızın en önemli ihtiyaçlarından olmuştur. ... Halı ve kilimler, olumsuz şartlardan korunma amacı taşısa da zamanla ailenin statüsünü gösteren ve o ailenin estetik zevkini yansıtan eşyalar haline gelmişlerdir.

Yazar:

otiliaerickson
Bir cevabı oylayın:
8

Cevap:

Cevap:

Birlikte beraber yaşayan insanların kendilerine ait geliştirdikleri edinimler var ki buna en genel anlamda gelenek görenek adı veriliyor. Buna bağlı olarak da her toplumun kendisine ait bir kültürü ortaya çıkıyor.

Gerek Türklerin, gerek Anadolu ve Asya’da yaşayan birçok topluluğun ortak kültürel değerlerinden birisi bugün artık unutulmaya yüz tutmuş ve/veya fason olarak üretilen kilimlerdir.

Devam Ediyor... Aşağı Kaydırın

Kilimler kullananların çok iyi bildiği üzere kendisine has deseni ve özel bir dokuma tekniği olan halıdan daha ince olarak yere serilen bazen de yine kimi kültürlerde yapısı itibarıyla duvara asılan ürünlerdir. Çok farklı yörelerin kendi deseni ve renkleri ile öne çıkan kilimleri vardır. Ülkemizde kilim başta İç Anadolu Kayseri, Aksaray illeri ve çevresinde olmak değişik yerlerde de karşımıza çıkmaktadır. Genellikle köylerde sıklıkla köy evlerinde, Yörük çadırlarında sıklıkla tercih edilir durumdadır.

Bulunduğu ortama ayrı bir etnik görünüm veren kilimler son derece zahmetli bir biçimde el emeği göz nuru olarak yapılır ki bu nokta eriş atma noktasında halı ile kilim arasında farklılık vardır. Uğruna şarkılar şiirler yazılan kilim en basit ifade ediş biçimi ile dünden bugüne bizim kültürümüzün temel taşlarındadır. Özellikle geçmiş dönemlerde yani bundan yaklaşık bir 70 yıl öncesine kadar anneler kızlarını evlendirir iken kendi el dokuması kilimlerini kızlarının çeyizine koymuş ve bu sonraki nesillere kadar geçen bir kültürel miras ürünü olmuştur. Böylesine manevi yönü olan bir üründür. Sıradan bir yere serilen ürünün çok daha ötesindedir. Kimi yerlerde üzerinde yer alan her bir motifin ayrı bir anlamı olduğu da bilinmektedir.

Cevabı biliyor musunuz? Buraya ekleyin!

Cevabı bulamıyor musunuz?

Size yardımcı olabilecek diğer ilgili sorular

arkadaşlar bana 5 tane fonksiyon sorusu ve cevaplarını atarmisiniz lütfen

Yazar:

loser93

Yazar:

doroteary77
Bir cevabı oylayın:
0

İsra ve mira mucizesi nasıl gerçekleşti ?

Yazar:

mercer

Cevap:

Açıklama:

Hicretten bir buçuk sene evvel ve Receb ayının 27. gecesinde İsrâ hâdisesiyle Mekke’deki Mescid-i Harâm’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya götürülen Peygamber Efendimiz’e, buradan semâvâta urûc etme, yâni Miraç şerefi bahşolundu. Gerçekten, Mescid-i Aksâ’ya varan Hz. Peygamber buradan Cebrâîl’in (a.s.) rehberliğinde “Sidretü’l-Müntehâ”ya kadar çıktı.

Müslim’den rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:

“Resûlullâh’a (Miraç’ta) üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara Sûresi’nin sonu ve ümmetinden şirke düşmeyenlere büyük günahlarının affedildiği haberi…” (Müslim, Îman, 279)

Âyet-i kerîmede, bu kudsî yolculuk şöyle ifâde edilmektedir:

“Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.” (el-İsrâ, 1)

Diğer bir âyet-i kerîme de, bu ilâhî yolculuktaki hikmetli tecellîleri şöyle ifâde etmektedir:

“O dem ki Sidre’yi bir feyiz sarıyor, sardıkça sarıyordu. Peygamberin gözü kaymadı, şaşmadı, sınırı aşmadı da. Vallâhi gördü, hem de Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü.” (en-Necm, 16-18)

MİRAÇ MUCİZESİ

Miraç vak’ası, bütün ihtişâmı ile tefekkür edildiğinde açıkça anlaşılır ki, gecenin bir ânında cereyân eden bu ilâhî tecellî, Resûlullâh Efendimiz’in, Hak Teâlâ’nın sonsuz kudretinin azametini müşâhede etmesi için tertip edilmiş bir “Habîb ile Mahbûb” mülâkâtıdır. Bu ilâhî dâvet ve kabûlün derin hikmetleri, müstesnâ incelik ve güzellikleri, aklın hudutları ve beşer mantığının sınırları dâhilinde lâyıkıyla kavranmaktan münezzehtir. Bu cihetle bu muhteşem yolculuğun derûnî hikmetleri, bildirilen mahdud bilgilerin dışında Habîb ile Mahbûb arasında bir sır olarak kalmıştır.

Sidre’yi sarıp kaplayanın, melekler veya Allâh’ın nûru olduğu rivâyetleri de bulunmaktadır.

Âyet-i kerîmedeki bu ifâdeler:

“Hazret-i Peygamber Rabbine o kadar yönelmişti ki gök melekûtunda temâşâ ettiği sayısız güzellikler, onu meşgul etmedi.” şeklinde tefsir edilmektedir.

Yazar:

ryanngxdj
Bir cevabı oylayın:
1

3. Tongül hikaye kitabının sekizde üçünü okumuştur. Tongül 48 sayfa okuduğuna göre kitabın tama mi kaç sayfadır?

Yazar:

brownie

Yazar:

cailynbarr
Bir cevabı oylayın:
18

Yazar:

salomébjmg
Bir cevabı oylayın:
9

Bir dedenin yaşı ikişer yıl arayla doğmuş üç torununun yaşları toplamının 2 katından 4 fazlasıdır Dede 76 yaşında olduğuna göre ortanca torun kaç yaşındadırLütfen denklem kurarak gösterin lütfen

Yazar:

hazelpark

Yazar:

noéwolfe
Bir cevabı oylayın:
5

Soru: Bir metin yazın diyor ama ne yazacağımı bilmiyorum acill

Cevaplar 2

Cevabı biliyor musunuz? Buraya ekleyin!

Cevabı bulamıyor musunuz?

Size yardımcı olabilecek diğer ilgili sorular

Diğer Türkçe Sorular