Soru: Uzun gezi yazısı 5. sınıf

Cevaplar 1

Cevap:

Cevap:

ÖRNEKLER

ADIYAMAN GEZİ YAZISI

Adıyaman ismini belki de çoğunuz çok az duymuşsunuzdur. Ancak bu şehrimizi gezip gördüğünüzde nasıl olur da daha önce duymadım deyip çok şaşıracaksınız. Zira Adıyaman, öyle tarihi güzelliklere sahip ki bu ülkede yaşayan herkesin buraları muhakkak gezmesi gerekir. Doğrusu ben de bir İzmirli olarak bu ili pek duymamıştım. Bir iş arkadaşımın tavsiyesi ve sunduğu imkânlarla buraya bir gezi düzenleme fırsatı buldum. İyi ki de bulmuşum. Zira gezilesi o kadar çok yeri varmış ki anlatamam.

Yolda verdiğimiz kısa molalarla birlikte uzun bir yolculuktan sonra Adıyaman’a varmıştık. Yolculuğun sonu sabah saatlerine denk gelmişti. O kadar yorgunluk ve uykusuzluğa rağmen hepimizin tercihi zaman kaybetmeden gezmekten yana olmuştu. Güzel bir kahvaltıdan sonra ilk durağımız olan Perre Antik Kent’e, diğer adıyla Pirin Mağaralarına uğradık. Bu antik kent, insanlığın ilk yerleşim merkezlerinden ve zamanının en büyük kentlerinden birisiymiş. Öyle bir kent ki evlerin, yapıların, mezarların tamamı kayalar yontularak yapılmış. Kocaman bir tepe düşünün ki tamamı kayadan oluşuyor ve tüm bu kaya yontularak evler, ahırlar, anıt mezarlar yapılmış. Kent belki binlerce yıl toprak altında gizlenmiş. Sonradan kazılan toprak altından yüzlerce ev çıkmış. Senelerdir burada çalışılmasına rağmen kent tamamen gün yüzüne çıkarılmış değil. Güzel bir gezi ve fotoğraf çekiminden sonra Adıyaman’ın Kâhta ilçesine doğru hareket ettik.

Kâhta, tarihi kalıntılar açısından Türkiye’nin en zengin ilçelerinden birisi. Burada Milattan Önceden kalma yapıtlar bile var. Kâhta ilçe merkezinde yaptığımız kısa bir gezintiden sonra kuzeye doğru yol aldık. Diyarbakır’a giden yol üzerinden 7-8 km sonra Karakuş Tepesi’ne vardık. Bu tepede büyük taşların üst üste konulması ile oluşturulan ve çeşitli medeniyetlere ait olan büyük burçlar bulunmakta. Tepenin her bir köşesinde bir burç bulunmakta ve her bir burç, bir medeniyeti temsil etmektedir.

Sonraki durağımız Cendere Köprüsü oldu. Cendere Köprüsü Milattan önce yapılan ve taşların dışında hiç malzeme kullanılmayan bir köprü. Tamamen taşların sıkıştırılması yolu ile yapılmış bir köprü. Taşıt trafiğine kapatılmış ama hala dimdik ayakta.

Eski Kâhta Kalesi (Yeni Kale), Arsemia, Değirmenbaşı gezisinden sonra o günkü gezimize son vererek Kâhta ilçe merkezinde bulunan otelimizde dinlenmeye çekildik. Yukarıda da belirttiğim gibi buraları mutlaka gezip görmeniz lazım. Yoksa çok şey kaybetmiş olursunuz, benden söylemesi.

.

NEMRUT DAĞI GEZİSİ

Dünyanın sekizinci harikası olarak anılan Nemrut Dağını çok duymuştum; ama doğrusu gidip gezme fırsatını bir türlü bulamamıştım. İş yerimden aldığım bir haftalık tatilimi ailemle birlikte değerlendirmenin güzel bir fikir olacağını düşündüm ve iyi bir Nemrut gezisi yapabileceğimize karar verdim.

Nihayet Ankara’dan yola çıktık ve aslında Adıyaman iline bağlı olan Nemrut Dağına Malatya’dan gitmenin daha kolay olacağını öğrendik. Malatya’ya vardığımızda ilk işimiz konaklayabileceğimiz bir otel bularak üzerimizdeki yorgunluk ve uykusuzluğu atmak oldu. Ertesi gün öğlen saatlerine doğru Nemrut Dağı’na gitmek üzere kendi arabamızla yola çıktık. Yolda farklı yerlerde küçük molalar verdik. Karşılaştığımız yaylalar gerçekten konaklamaya değerdi. Bu gibi çeşmelerini de unutmamak gerek tabii. Yaklaşık iki saat süren bir yolculuktan sonra Nemrut’a vardık Tek otel olan Güneş Otel’e yerleştik. Akşam saat 6’da dolmuşla zirveye çıkacağımızı öğrendik. Etrafı biraz ezdikten sonra, dinlenmeye çekildik. Saati geldiğinde de zirveye çıktık. Nemrut’taki heykeller gerçekten görülmeye değerdi. Binlerce yıllık heykellerin bu dağ zirvesine nasıl çıkarıldığına akıl sır erdiremedik doğrusu. Güneş batımını bekledik. Güneş gerçekten çok güzel bir şekilde batıyordu burada. Ufuk, kıpkızıl bir hal almıştı. Ancak öğrendiğimiz kadarıyla asıl güzelliği sabah güneşin doğuşunda görecekmişiz. Güneş battıktan sonra dolmuşumuza geçtik ve otele indik. Akşam yemeği, çay derken gece geç saatleri buldu. Sabah erken saatlerde uyanacağımız için hepimiz erkenden yataklarımıza geçtik.

Güneş doğmadan yarım saat önce hepimiz uyanıp dolmuşumuza geçtik. Temmuzun ortaları olmasına rağmen hepimiz montlarımızı giymiştik. Buna rağmen fena halde üşüyorduk. Ama zirveye çıkıp da güneşin doğuşunu gördüğümüzde her şeye değdiğini düşündük. Böyle bir güneş doğuşunu hiçbir yerde görmemiştim ve doğrusu görebileceğimi de düşünmüyorum. Bu doğa harikasını hepinizin gezip görmesini şiddetle tavsiye ederim.

YUKARIDAKİ FOTOĞRAFLARDA ÖRNEK

Açıklama:

UMARIM YARDIMCI OLABİLMİŞİMDİR

answer img
answer img

Cevabı biliyor musunuz? Buraya ekleyin!

Cevabı bulamıyor musunuz?

Google ile giriş yap

veya

Şifrenizi mi unuttunuz?

Hesabım yok ve şunu yapmak istiyorum: Kayıt ol

Bir dil veya bölge seçin
How much to ban the user?
1 hour 1 day 100 years