Soru: aşağıdaki fotorafla ilgili kompozisyon yazarmısınız lütfen çok acil​

question img
  • drugie-predmety

    Konu:

    Türkçe
  • Yazar:

    ozzy
  • Oluşturulma Zamanı:

    2 yıl önce

Cevaplar 2

Cevap:

Cevap:

Her millettin kendine özgü silahları ve barındırma yerleri vardır ve bu devletler için çok önemlidir aynı zamanda Osmanlı Devleti içinde önemliydi Osmanlı devletinde silahlar tophanede barındırılıyordu.

Cevap:

Cevap: selam

Açıklama: Osmanlı Devletinin 18. Yüzyılda Bazı Şark Kalelerinde…

281

daha büyük gülle atabilen şâhî toplarına rastlanılmıştır. 15 Mayıs 1750 (22 Mayıs 1163) tarihinde

Erzincan Kalesi’nde 6 adet şahi topu, Kerkük Kalesi’nde 10 adet, Trabzon Kalesi’nde 20 Eylül

1762 (1 Rebiyü’l-evvel) tarihinde 11 adet şahi topu bulunmaktaydı. Trabzon Kalesi’nde bulunan 11

şahi topundan 1 adedi 1,5 kıyyelik başı kırılmış şahi toptan, 10 adedi ise 0,5 kıyyelik şahi

topuydu33

.

1.1. 3. Miyane Top

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, miyane topunu zarbazen denilen topun üç çeşidinden biri olduğunu

ifade etmiştir34. Miyane top; orta büyüklükte bir top olup, sefer zamanlarında yoğun olarak

kullanılan bir top çeşididir. Salim Aydüz, miyane toplarının 1 (1.283 gram) ve 0,5 okka35 (641,5

gram) arasında fındık36 alabildiğini belirtmiştir37

. 29 Ocak 1742 (22 Zilkade 1154) tarihinde

Erzurum Kalesi’nde 14 adet miyane topu bulunmaktaydı38

.

1.1. 4. Şakaloz/ Çakaloz Top

Şâhî Zarbazen topundan büyük, Pırankı’dan küçük olan bir top çeşididir39

. Kaz yumurtası

büyüklüğünde gülle atabilen ve 30 (38,5 kg) okka ağırlığında olan bir toptur40. Büyüklüğü tüfeğe

çok yakın olduğu için şakaloz tüfeği olarak da geçmektedir. Anadolu’da bulunan bir tüfek için

büyük şakaloz tüfeği anlamına gelen tüfeng-i büzürg şakaloz tabiri kullanılmıştır41

. Erzurum

Kalesi’nde 1749- 1750 (H. 1160) tarihinde 4 adet şakaloz topu mevcuttu42

.

1.1. 5. Havan Topu

Osmanlı Devleti kalelerinde çeşitli nitelikte havan topları bulundurmaktaydı. Havan topu,

evlerde ve eczacılıkta kullanılan havanlara benzediği için bu ismi almıştır. Şehir kuşatmalarında

siper gerilerinde ve siperdeki hedeflere karşı kullanılmaktadır43

.

Havan topları diğer toplara göre daha kısa namlulu olmakta ve kuyruk kısmında bulunan

muylular sayesinde istenilen yükseklik ve açı verilebilmektedir44. Havan, atış açısı büyük olup kale

ve mevki savaşlarında görülmeyen hedefleri bulmada kullanılan dik mermi yollu bir silahtır.

Osmanlılar havan topunu da hevayî top olarak adlandırmış ve top alarak kabul etmişlerdir. Kundak

tabiri de top namlu kısmının üzerine konulduğu, muylular aracılığıyla mesafe, irtifa ve istikamet

veren namluya yataklık eden silahın gövde kısmını verilen addır45. Kundaklar atıştan sonra ortaya

çıkan sarsılmalara ve çarpmalara dayanıklı olmaları ve ağırlıklarında namlunun ağırlığına uygun

olması gerekmekteydi46

. 10 Nisan 1750 (2 Cemaziye’l-evvel 1163) tarihinde Van Kalesi’nde 2 adet

32 çapında ve 1 adet 18 çapında havan topu olmak üzere toplamda 3 adet havan topu kayıtlıydı. 22

Mayıs 1750 (15 Cemaziye’l- âhir) tarihinde Hasan Kalede 32 çapında 1 adet havan topu, 1749-

1750 (H. 1163) tarihlerinde Erzurum Kalesi’nde ise 21 adet havan topu bulunmaktaydı. Erzurum

’da bulunan bu havan toplarının 2 adedi 85 çapında, 1 adedi 65 çapında, 2 adedi 32 çapında, 13

adedi 18 çapında ve 3 adet de küçük havan topuydu.

47

.

33 BOA, CBH.d. 18424, s. 7, 12, 26.

34 Zarbazen topu sâhâi, miyane ve küçük olmak üzere üç çeşittir. Bkz. Uzunçarşılı, Kapukulu Ocaklar, C.II, s. 50.

35 Kürkman, s. 395.

36 Eskiden kullanılan yivsiz tüfeklerin mermilerine verilen addır. Sertoğlu, s. 113.

37 Aydüz, Tophâne-i Âmire ve Top Döküm Teknolojisi, s. 381.

38 BA., C.AS. 21867.

39 Midhat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lûgatı, İstanbul, 1986, s. 400.

40 Eralp, s. 117.

41 Aydüz, Tophâne-i Âmire ve Top Döküm Teknolojisi, s. 400.

42 BOA, CBH.d. 18424, s. 19.

43 Erendil, s. 154.

44 Eralp, s. 138.

45 Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, s. 323.

46 Aydüz, Tophâne-i Âmire ve Top Döküm Teknolojisi, s. 286.

47 BOA, CBH.d. 18424, s. 4, 6, 19.

F.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi 2014-24/2

282

1. 1. 7. Kalelerde Bulunan Diğer Toplar

Kalelerde yapılan yoklama sonucunda tanzim edilen defterlerden farklı ağırlıklarda gülle

atabilen topların mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Kalelerde yapılan yoklama sonucunda 18 Mart

1750 (9 Rebiyü’l-âhir) tarihinde Hasan Kalede 43 adet, 10 Nisan 1750 (3 Cemaziye’l-evvel 1163)

tarihinde Van Kalesi’nde 116 adet, 22 Mayıs 1750 (15 Cemaziye’l- evvel 1163) tarihinde Erzincan

Kalesi’nde 2 adet, 1749- 1750 (H. 1163) Kerkük Kalesi’nde 3 adet ve Erzurum Kalesi’nde 178 adet

farklı ağırlıklarda gülle atabilen toplar mevcuttu. 20 Eylül 1762 tarihinde yapılan yoklama

sonunucunda Trabzon Kalesi’nde 12 adet top bulunmaktaydı48

.

1.2. Humbara

Humbara, Farsça bir kelime olup, küpe benzediği için küp, küpceğiz anlamına gelmektedir. İçi

boş bir demir yuvarlağının içine barut, kurşun ve demir konulmak suretiyle elle veya havan topuyla

atılan, halk dilinde kumbara olarak ta bilinen aletin ismidir49. El ile atılabilen humbaralara

humbara-yı dest denilmekteydi50. Havan mermileri önceleri taştan yapılmış daha sonraları ise

humbarahanelerde humbara mermilerine bezer olarak demirden mamul edilmiştir. Havan

humbaraları vesikalarda Humbara- î Kebir (havan humbarası) şeklinde yer almaktadır51. 1749-

1750 (H. 1163) tarihlerinde Erzurum Kalesi’nde 7.984 adet, 10 Nisan 1750 (3 Cemizeye’l-evvel

1163) tarihinde Van Kalesi’nde 777 adet ve 20 Eylül 1762 (1 Rebiyü’l- evvel 1176) tarihinde 8.150

adet humbara Trabzon Kalesi’nde mevcuttu52

.

1.3. Yuvarlak

Erzurum Kalesi’nde çeşitli ağırlıklara sahip gülleler de mevcuttu. Toplardan atılan ve çeşitli

ağırlıklara sahip bu güllelere yuvarlak ismi de verilmekteydi53. Bu yuvarlaklar demir, taş ve

mermerden yapılmış olabilirdi54. Ancak Osmanlı ordusu taşa nazaran daha etkili olan demir

gülleleri harp meydanlarında tercih etmekte ve savaş dönemlerinde çıkarılan demir madeninin çoğu

demir güllelerin yapımı için kullanılmaktaydı. Demir madeni Bilecik, Van, Keban, Kığı, Maden

gibi Anadolu’nun muhtelif yerlerinde çıkarılmaktaydı55. Yuvarlaklar demirin yanı sıra kurşun

madeniyle de yapılabilmekteydi. Ancak gülleden çok tüfek fındığı üretiminde kullanılmaktaydı56

.

18 Mart 1750 (9 Rebiyü’l-âhir 1163) tarihinde Hasan Kalede 3 adedi mermer ve 20 adedi büyük

yuvarlak olmak üzere toplamda 1.623 adet, 10 Nisan 1750 (3 Cemaziye’l-evvel) tarihinde Van

Kalesi’nde 27.753 adet, 1749- 1750 tarihlerinde Kerkük Kalesi’nde 6500 adet ve Erzurum

Kalesi’nde 115.845 adet yuvarlak bulunmaktaydı. 20 Eylül 1176 (1 Rebiyü’l-evvel 1176) tarihinde

ise Trabzon Kalesi’nde 100 adedi mermer olmak üzere toplamda 13.600 adet yuvarlak mevcuttu57

.

1.4. Tüfek

Tüfekler, topun icadından yaklaşık bir elli yıl sonra muhtemelen 1381 yılından itibaren

kullanılmaya başlamıştır. Topun; savaş meydanlarında seri atış yapma kabiliyetinin sınırlı olması,

ağırlığından dolayı sevk ve harekâtının zaman alması ve birden fazla personelle kullanılması gibi

nedenlerle topun yanında ikinci bir ateşli silah gücüne ihtiyaç duyulmuştur58. İlk yapılan tüfeklerde

uzun bir namluya sahip olmalarından dolayı ağır ve hantal olmakta ve bir kaç kişi tarafından

48 BOA, CBH.d.18424, s. 6, 4, 7, 19, 23.

49 Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C. I, s. 854.

50 Meryem Erdoğan, “II. Viyana Seferi’nde (1683) Osmanlı Ordusunun Kullandığı Silahlar ve Mühimmatının Temini”,

Osmanlı, C. VI, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 1999, s. 662.

51 Eralp, s. 138

52 BOA, CBH.d. 18424, s. 19, 4, 26.

53 Erdoğan, s. 662.

54 Tahir Sevinç, “17. Yüzyıl Sonlarında Başarısız Bir Sefer Girişimi: 1695 Mora Seferi”, History Studies, Volume, 2/3,

2010, s. 291.

55 Aydüz, Tophâne-i Âmire ve Top Döküm Teknolojisi, s. 237, 238.

56Ümit Koç, “XVI. Yüzyıl Anadolusu’nda Top Dökümü, Gülle ve Fındık Yapımı”, Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı:

162, İstanbul, 2006, s. 72.

57 BOA, CBH.d. 18424, s. 6, 4, 6, 12, 19,

58 Eralp, s. 104.  

Osmanlı Devletinin 18. Yüzyılda Bazı Şark Kalelerinde…

283

taşınmaktaydı. Bu özelliğiyle geçici tabyalarda, kullanılmış ve bu tüfeklere metris tüfeği adı

denilmiştir. İlk kullanılan tüfekler adeta küçük bir topun özelliğini yansıtmakta ve ağırlığından

dolayı siperlerde, kale mazgallarında kullanılmaktaydı. Metris tüfekleri; ağızdan doldurulan, taş ve

gülle atabilen ve uzaktan bir fitil aracılığıyla ateşlenebilen bir tüfektir. Süvari askerlerinin

omuzlarından taşıyabildikleri büyüklük ve kısalıkta namluya sahip tüfekler de filinta denilmektedir59. II. Bayezid döneminde yeniçeri askerleri çoğuna tüfek verilmiştir. Elle taşınıp küçük bir top

atabilen bu silah cinsi hem piyade sınıfına hem de kalelere verilmiştir. Bir müddet sonrada süvari

sınıfındaki askerlere de verilmiş ve 1517 yılında “atlı tüfekçi zümresi” oluşmuştu. Ancak kılıç

süvari sınıfının kullandığı bir silah olarak devam etmiştir60. II. Beyazid döneminde Yeniçeri

askerlerinin iki türlü tüfekleri bulunmaktaydı. Bunlardan birincisi; sekiz kenarlı silindir namlulu ve

ateş borusu 130- 160 cm uzunluğundaki kuşatma savaşlarında kullan ağır fitilli tüfeklerdir. İkincisi

ise; 120- 135cm uzunluğa 3- 4,5 kg ağırlığına sahip diz çökerek ya da ayakta atılabilen meydan

savaşlarında kullanılan tüfeklerdir. Osmanlılar Avrupa ordularının da kullandığı ve Avrupa da 1688

yılından sonra “Vauban çakmağı” olarak bilinen bir tür çamaklı tüfekler bileşimini ordusunda

bulundurmuştur. Eyalet askerleri, tüfekçi atlılar, kalelerde bulunan piyade müstahfızı ve azeb

askerleri de tüfek kullanmıştır61. Tabanca ile ağızdan dolma çakmaklı piştol adı verilen fitilli

tüfeklerde bulunmaktaydı. Fitilli tüfekler ağır olup kurşunları da tüfeğin büyüklüğüne göre 6, 9, 12,

15, 25 dirhem62 olabilmekteydi. Tüfeklerin namluları uzun olmakta ve daha uzun menzilli atışlar

yapabilmekteydi63. Yeniçeri askerleri devletin kendilerine verdiği mirî tüfekleri kullanmak yerine

daha iyi olmalarından dolayı başka tüfekleri kendi hususi paralarıyla satın alırdı. Sefere katılmadan

önce haftada 2 defa silah eğitimi yaparlardı

64

.

23 Aralık 1749 (13 Muharrem 1163) tarihinde Diyarbakır Kalesi’nde 1.742 adet tüfek, 25

Aralık 1749 (15 Muharrem 1163) tarihinde Sivas Kalesi’nde 1.251 adet kara demir tüfek, 4 Ocak

1750 (25 Muharrem 1163) tarihinde Hasan Kalede 200 adet kara demir tüfek, Erzincan Kalesi’nde

130 adet namlulu tüfek, 22 Mayıs 1750 (15 Cemaziye’l-âhir 1163) tarihinde Erzurum Kalesi’nde

2.161 adet tüfek mevcuttu. 28 Ocak 1757 tarihinde Haleb Kalesi’nde 1.497 adet kara demir tüfek

kayıtlıydı. 20 Ekim 1762 (1 Rebiyü’l-âhir 1176) tarihinde Trabzon Kalesi’nde 353 tüfek

bulunmaktaydı. Bu tüfekler içinde 215 adedi kara demir tüfek, 54 adedi milli tüfek, 24 adedi eski

tüfek ve 60 adette yarısı kırık tüfenkten oluşmaktaydı65

.

2.1 Patlayıcı ve Kimyasallar

2.1. 1. Kurşun

Top güllesi ve tüfek fındığı dökümünde kullanılmıştır. Anadolu’da en çok Hakkâri’de ve

Erzurum Canice madeninden çıkarılmaktaydı66

. 23 Aralık 1749 (13 Muharrem 1163) tarihinde

yapılan yoklama neticesinde Diyarbakır Kalesi’nde 17 batman67

, 25 Aralık 1749 (15 Muharrem

1163) tarihinde Sivas Kalesi’nde 551 kantar68 32 kıyye, 4 Ocak 1750 tarihinde Hasan Kalede 108

59 Zeki Tez, Patlayıcı, Silah ve Savaş Tekniğinin Kültürel Tarihi, İstanbul, 2010, s. 181.

60 Taşkıran, “Yükselme Döneminde Osmanlı Ordusu”, Osmanlı, C. VI, s. 563.

61 Gabor Agoston, “1453- 1826 Avrupa’da Osmanlı Savaşları”, Top Tüfek ve Süngü Yeniçağ’da Savaş Sanatı 1453- 1815,

(Çev. Yavuz Alagon) , İstanbul, 2003, s. 135, 136.

62 Dirhem bir ağırlık ölçü birimidir. W. Hinz 1 dirhemin 3,125 gram olduğunu belirtirken, Halil İnalcık ise 1 dirhemin 3,2

gram ettiğini ifade etmiştir. Bkz. Ünal Taşkın, Osmanlı Devleti’nde Kullanılan Ölçü ve Tartı Birimleri, Fırat Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 2005, s. 28.

63 Erdoğan, s. 666.

64 Uzunçarşılı, Kapukulu Ocakları, C. II, s. 366.

65 BOA, CBH.d. 18424, s. 8, 2, 5, 7, 14, 28, 26.

66 Ümit Koç, XVI. Yüzyılda Anadolu’da Sanayi, Ankara, 2006, s. 27.

67 Batman, bir ağırlık ölçüsü olup Osmanlı ülkesinde standart bir ölçüsü bulunmamaktaydı. Batmanın değeri bölgeden

bölgeye ve ürünün cinsine göre değişmekteydi. Diyarbakır’da bir batman yaklaşık 1.580 dirhem (5,067 kg) olduğu

düşünülmektedir. Ünal Taşkın, Osmanlı Devleti’nde Kullanılan Ölçü ve Tartı Birimleri, Fırat Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 2005, s. 15- 17.

68 Halil İnalcık 1 kantarın 44 okka (56,499 kg) olduğunu belirtmiştir. İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu’nun Klâsik Çağı, s.

250. Şevket Pamuk 44,3 kg, Yılmaz Kurt ise 50,368 kg olduğunu belirtmiştir. Genel olarak itibar edilen görüş ise 1

kantarın 55- 56 kg arasında olduğudur. Taşkın, s. 52

en iyi seçermisin<3

Cevabı biliyor musunuz? Buraya ekleyin!

Cevabı bulamıyor musunuz?

Google ile giriş yap

veya

Şifrenizi mi unuttunuz?

Hesabım yok ve şunu yapmak istiyorum: Kayıt ol

Bir dil veya bölge seçin
How much to ban the user?
1 hour 1 day 100 years