Cevap:
1. Dîvân-ı Hikmet’in ve dolayısıyla Ahmed Yesevî’nin dili, Kutadgu Bilig’in yazıldığı ve müellifi Kaşgarlı Mahmud’un -Türkçenin en yüksek şekli kabul ettiği- “Hakaniye Lehçesi”, yani Karahanlı Türkçesi olmalıdır. Ancak bu konuda kesin bir hükme varabilmek için, hiç değilse M. XII veya XIII. yüzyıla ait bir Dîvân-ı Hikmet nüshasının ele geçmesine ihtiyaç vardır.
2. Ahmed Yesevî’ye izâfe edilen Fakrnâme, Dîvân-ı Hikmet’in Taşkent ve Kazan baskılarının başında yer alan bir risâledir. Müstakil bir eserden çok Dîvân-ı Hikmet’in mensur bir mukaddimesi durumunda olan Fakrnâme, tasavvufun önemli ıstılahlarından olan “fakr”ın mahiyeti ve önemi, dervişliğin mahiyeti ve makamların anlatıldığı bir eserdir. Buna göre şeriatta on, tarikatta on, marifette on ve hakikatte on olmak üzere kırk makam yer almaktadır. Aynı şekilde fakrın on makamı, on nuru ve on mertebesi ile altı adâbı bulunmaktadır.
3. Vefatına kadar geçen tahsil, yetişme ve hizmet döneminde, devamlı ibadetle meşgul olup, geçimini kaşık yontup satarak sağlayan;[30] el emeği ile geçinmeyi teşvik eden bir sûfî olan Ahmed Yesevî, manevî ilimlerdeki şöhreti yanında bir Hanefî fakihi ve aynı zamanda Nizâmiye Medresesi’nde ders verecek kadar ilimde yüksek mertebelere ulaşan şeyhi el-Hemedânî’den manevî ve zâhirî ilimleri öğrenmiştir.
Adım adım açıklama:
Seç birini :)