Soru: kendi dilinideki göz ile ilgili beş deyimi aşağıdaki boşluklara yazalım​

Cevaplar 2

Cevap:

Cevap:Göz açıp kapayıncaya kadar: (deyiminin anlamı) Pek kısa bir zamanda.

Göz açtırmamak: (Başka bir iş yapmasına) Vakit ve fırsat vermemek.

Göz alabildiğine: Gözün görebileceği en uzak yerlere kadar.

Göz alıcı: Güzelliği hemen dikkati çeken, alımlı.

Göz almak: Göz kamaştırmak.

Açıklama: İyi dersler

Cevap:

☁️selam☁️

Göz açamamak: Yoğun ve sıkı işleri yüzünden başka bir işle ilgilenmeye vakit ve fırsat bulamamak.

Göz açıp kapayıncaya kadar: (deyiminin anlamı) Pek kısa bir zamanda.

Göz açtırmamak: (Başka bir iş yapmasına) Vakit ve fırsat vermemek.

Göz alabildiğine: Gözün görebileceği en uzak yerlere kadar.

Göz alıcı: Güzelliği hemen dikkati çeken, alımlı.

Göz almak: Göz kamaştırmak.

Göz aşinalığı: Karşılaşılan bir kimseyi önceden kısa bir süre görmüş olmaktan doğan tanıma.

Göz atmak: Kısaca bakıvermek.

Göz aydına gitmek: Sevinçli durumdaki bir kimseye "gözün aydın" deme gitmek.

Göz banyosu: Güzel kimseler hoşlanarak bakmak, etkisinde kalınan güzellikten, seyrederek zevk almak.

Göz boyamak: Nitelikçe kötü bir şeyi, iyi gibi göstermek, böylece karşısındakini aldatmak; bir şey, olduğundan farklı görünmek.

Göz (nazar) değmek: Uğursuzluğuna, kötülüğü dokunacağına inanılan birinin kıskançlık ya da hayranlıkla bakması sonucu kötü bir duruma düşmek.

Göz dikmek: Bir şeyi ele geçirmek isteğine kapılmak.

Göz doldurmak: Görünüşüyle umulduğundan çok etkilemek.

Göz doyurmak: (Bir şey) Görünüşüyle etkili olmak, seyredenlere zevk vermek.

Göz etmek: Başkalarının gizlediği isteklerini birine göz kırparak ya da gözlerini oynatarak anlatmak.

Göz gezdirmek: Yazılmış bir şeyi kendini vermeden okumak. Birçok şeye dikkatsiz bakıp geçmek.

Göz göre (göz göre göre): Herkesin gözü önünde. Apaçık, utanmadan, çekinmeden.

Göz göz: Üzerinde birçok göz (delik) bulunan.

Göz göze gelmek: Bakışları karşılaşmak.

Göz gözü görmemek: Sis, duman, toz gibi engellerden ortalık görülememek.

Göz hakkı: Görülüp de imrenilebilecek ufak tefek şeylerden, görenlere verilen pay.

Göz hapsine almak: Bakışlarını üzerinden ayırmamak, hiçbir davranışını gözden kaçırmamak.

Göz kamaştırmak: (Kuvvetli ışık ya da parlaklık) Kısa bir zaman için görüşü bulandırmak. Hayran etmek, görenleri hayran bırakmak.

Göz kararı: Ölçü ya da tartıyla kullanılan şeylerde göz oranlaması.

Göz kesilmek: Bütün dikkatiyle bakmak.

Göz kırpmadan: Acımadan, merhamet etmeden, hiç çekinmeden, duraksamadan.

Göz kırpmak: Birine amacını işaretle anlatmak için bir gözünü bir an için kapayıp açmak.

Göz koymak: Bir şeyi ele geçirme isteği gütmek.

Göz kulak olmak: Bir şeyin korunmasında dikkatli olmak.

Göz kuyruğuyla bakmak: → Göz ucuyla bakmak.

Göz nuru: Görme yeteneği. Göz emeği.

Göz nuru dökmek: İnce, değerli bir şey oluşturmak için göz emeği harcamak.

Göz önüne getirmek: Tasarımlamak, hesaplamak.

Göz süzmek: Göz kapaklarını birbirine yaklaştırarak, baygın baygın bakmak.

Göz ucuyla bakmak: Başını çevirmeden, gözlerini yana çevirerek bakmak.

umarım yardımcı olabilmişimdir kardşim:)

en iyi seçersen gerçekten çok mutlu edersin ❤️

İYİ DERSLER

Cevabı biliyor musunuz? Buraya ekleyin!

Cevabı bulamıyor musunuz?

Google ile giriş yap

veya

Şifrenizi mi unuttunuz?

Hesabım yok ve şunu yapmak istiyorum: Kayıt ol

Bir dil veya bölge seçin
How much to ban the user?
1 hour 1 day 100 years