ʙσnjσur!
• İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy
- İstiklal Marşı, genel anlamda bir milletin varlığını ve bağımsızlığını gösteren milli sembollerinden biridir. İstiklal marşları, sembolü olduğu milletin özelliklerini övücü bir dille anlatan bir söz yapısına ve özel bir besteye sahiptirler. Milletlerin milli günlerinde, resmi törenlerde, çeşitli milletlerarası karşılaşmalarda çalınıp söylenmektedir. İstiklal marşının çalınıp söylendiğini duyan herkesin saygı duruşuna geçmesi mecburidir. İstiklal Marşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milli marşına verilen isimdir. Marşın sözlerini Mehmet Akif Ersoy yazmış, bestesini Zeki Üngör yapmıştır.
- Türk Kurtuluş Savaşında, bir milli marşa ihtiyaç duyulmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı, 1921 yılında bunun için bir şiir yarışması düzenlemiştir. Kazanacak şiire para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istememiştir. Ama milli eğitim bakanı Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla o da şiirini göndermiştir.
- Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif'in şiiri TBMM'ce İstiklal Marşı kabul edildi. Aynı yıl bir de beste yarışması açıldı, ama kesin bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanlığı'nca Ali Rıfat Çağatay'ın bestesi uygun görülerek okullara duyuruldu. 1930'a kadar marş bu beste ile çalındı. O yıl bunun yerini, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste aldı.
• Marşımızın kabulü
- Yarışmaya 724 şiir gönderildi. İstiklal mücadelesinin en çetin bir safhasında milletin duygularını belirtecek bir "İstiklal Marşı"nın yazılması istenmiş ve böylece, Maarif Vekaleti tarafından bir müsabaka açılmış ve müsabakada birinciliği kazanacak zata 500 lira nakdi mükafat verileceği ilan edilmişti.
• Osman Zeki Üngör
Osman Zeki Üngör istiklal marşının bestecisidir. Kendisi Mehmet Akif Ersoy'un istiklal marşını bestelemiştir.
• Ek Bilgi ~
Mehmet Akif Ersoy'un cenazesinde istiklal marşı okunmuştur.
Osman Zeki Üngörün cenazesinde de okunmuştur.
• Marşımız
İSTİKLAL MARŞI
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
~
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
~
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
~
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?
~
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.
~
Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı,
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
~
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
~
Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,
Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.
~
O zaman vecdile bin secde eder, varsa taşım,
Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım,
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
~
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
. Mehmet Akif Ersoy
- Noktalama işaretlerine dikkat edilip, yazımlara da dikkat edilmiştir.
***
Ꭼѕєnliklєr diℓєrim!