Soru: Yükleme hangi soru sorulur nasil bulunur ? Ne neyi kimi sorulari sorulur diyor ama ne sorusunu aynı zamanda özneye de soruyoruz kafam karisti ? ​

Tammat Berlin tyt a kitapçığı;

Cevap:

961

Adım adım açıklama:

Bu soruyu çözebilmek için uzunluk ölçüleri basamağını bilmemiz gerekiyor. Bu basamağı aklımızda şöyle tutabiliriz:

Kamile (kilometre) hanım (hektometre) damda (dekametre)  Mehmet (metre) dayım (desimetre) camda (santimetre) merhaba merhaba (milmetre)

           Basamağı daha dikkatli görmek istiyorsan ektedir.

Basamağı öğrendiğimize göre bu basamaktan yukarı çıkarken sayıyı onla çarparız, aşağı inerken ise ona böleriz. Kaç basamak artıyor/azalıyorsa o kadar böleriz/çarparız. Örnek:

1 cm (santimetre) kaç dam (dekametre)'dir.

Bu tarz soruları çözmek için öncelikle bilmemiz gereken şudur: Dekametre santimetrenin kaç basamak yukarısındadır? Sırayla sayacak olursak: cm, dm, m, dam yani üç basamak yukarısındadır. Kaç basamak yukarı çıkarsak sayıyı bir kere daha onla çarpacağımız için çözümü bularken 1000 ile çarpacağız. Yani bu sorunun cevabı 1000x1=1000 işleminden bulduğumuz sonuçla 1000'dir.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------

Asıl soruya gelecek olursak bu soruda bize 99 mm (milimetre)' nin kaç cm(santimetre) olduğunu soruyor. Sıralayacak olursak: milimtre, santimetre. Aralarında sadece 1 basamak olduğu için 10 ile çarpsak yeterli olur. 99x10= 990 işleminden bulduğumuz sonuçla 99 milimetre 990 santimetredir. Ama soru bunla yetinmiyor birde şunu soruyor: Önceden de yapılmış 29 santimetrelik bir kısım var. Bu yüzden 990-29=961 işlemini yaparak sonuca ulaşıyoruz.

Açıklama:

Soruda devriklik var ama anladığım gibi ise cevap Hititler.

Cevap:

Hititler

Açıklama:

Açıklama:

• MERHABA (◠ᴥ◕ʋ)

EGE GÖÇLERİ:

Ege göçleri diğer adı da Deniz kavimleri göçü tarihte Tunç ve Demir devirlerini birbirinden ayıran büyük bir olay olmuştur. Bu göçlerle Hitit, Mitanni, lll.Babil gibi MÖ. 2. binyılın monarşik devletleri ortadan kalkmıştır. onların yerine teşkilatsız ve kültürsüz kavimler ortaya çıkmıştır.

Devletin idari tarzında görülen bu olayın en büyük sebebi, o zamanki şehirlerdeki kavimlerin kültürde geri olmalarıdır.

Anadolu'da MÖ. Xll-Vll. yüzyıllar arasındaki döneme ait arkeolojik ve yazılı hiç bir şekilde eser gösterilemiyordur.

~

Senin soruna bakalımm

~

Dorlar yok, Akakarlar da yok, Hititler var, Mısır yok, Romalılarda yok

#UMARIM YARDIMCI OLMUŞUMDUR

#ARMY

#Rehberim=#ivana( ◜‿◝ )♡

#İyi dersler ❤️｡◕‿◕｡

Cevap:

❀мєянαвαℓαя❀

Açıklama:

•Yeşil Orman bu sabah sıcak bir güne uyandı. Güneş, erkenden dağların üzerinde yerini aldı. Bu yaz her zamankinden daha sıcak geçiyordu. Orman sakinleri iş yapmak için sabahın erken saatlerini tercih ediyordu. Güneş en tepeye ulaşınca yuvalarına çekilip uyuyorlardı. Akşamın tatlı serinliğinde ise göl kenarında sohbet ediyorlardı.

Bugün en erken uyananlardan biri Laklak'tı. Papağan Laklak, başını kaldırdı. Dışarıya baktı. Doğruldu, rengârenk kanatlarını açtı. Tüylerinin rengi güneşle bütünleşince daha bir parladı. Isındıkça kanatlarının gücü arttı. Böyle dakikalarca durabilirdi. Ama güneş banyosunu kısa kesti. Çünkü bu sabah çok işi vardı. Hemen işe koyulması gerekiyordu.

Sepetinin içinde sadece iki fıstık ve bir ceviz vardı. Bunlar kime yeter ki diye geçirdi içinden. Onun daha fazlasına ihtiyacı vardı.

Ağaçların en yüksek dallarına baktı. En güzel meyveler en yükseklerdeydi. Cevizler, fındıklar, fıstıklar, elmalar, armutlar ona göz kırpıyordu. Zaman kaybetmeden toplamaya başladı. Çünkü yolunu gözleyen pek çok kişi vardı. Göçmen kuşlardan kanadı kırık leylek, yeni anne olan serçe, yaşlı baykuş, fırtınada evsiz kalan sincap onu bekliyordu. Laklak önce kocaman ceviz ağacından başladı işe. Beş, on derken elli ceviz topladı.

Onları gagasıyla tek tek yuvasına taşıdı. Sepetine koydu. En tepedeki dalı en sona bırakmıştı.

O kadar yükseğe uçması zor olacaktı. Zordan da öte tehlikeli bir uçuş bekliyordu onu. Bunu göze almaya değer mi diye düşündü. Evet değerdi. Yolunu gözleyenleri mutlu etmek istiyordu.

En iri cevize ulaşmak umuduyla kanat çırptı. Uçtu, uçtu, uçtu... Tam dala konacakken dengesini kaybetti. Düşmeye başladı.

Aşağıdaki dallardan birine tutunmayı denedi. Olmadı. Kanatlarını açamıyordu. Düşen sanki bir kuş değildi. Bir yaprak rüzgârda savruluyordu. Son bir gayretle havada döndü. Kanatlarını hızla çırptı. Başarmıştı. Hiç hızını kesmeden hedefine doğru uçtu. Ve en güzel cevizlerden birisini gagasına sıkıştırdı. Kopardı. Sepetine götürdü. Cevizlerin hepsini toplayana kadar durmadı Laklak. En tepeye her uçuşunda kendini daha güçlü hissetti.

Sonra elma ve armut topladı. Çok yorulmuştu. Sepetinin yanına oturdu. Bunlar ona iki ay yeterdi. Hiç çalışmadan iki ay yan gelip yatabilirdi. Bu fikir çok hoşuna gitti. Ama sonra düşündüklerinden utandı.

Kalktı, yola koyuldu. Önce leyleği ziyaret etti. Kanadı bugün daha iyi görünüyordu. Sonra serçenin evine gitti. Anne serçenin mini mini yavrularını seyretti. Oradan ayrılınca yaşlı baykuşa uğradı. Ağacın kavuğundaki tırtıllardan birini kovalıyordu. Lezzetli yiyecekleri gören baykuş, tırtılın peşini bıraktı. Laklak, arkadaşı minik sincabı ise evini onarmaya çalışırken buldu. Sincap, gelen yiyeceklerle güç topladı. Daha hızlı çalıştı.

Laklak eve dönerken sepetine baktı. İçi bomboştu. Ama yüreği paylaşmanın sevinciyle doluydu. Bu mutlulukla gökyüzünde kanat çırptı, çırptı, çırptı...

ÇOK UĞRAŞTIM EN İYİ SEÇERSEN ÇOK SEVİNİRİM

Cevap:

benimde iki tane hikayem var

Açıklama:

sevgiyi arayan insan

kahve tadında hikayeler

iyi günler

:) :) :)