Cevap:
Şeker Portakalı kitabının konusu ailesinden sürekli olarak şiddet gören bir çocuğun, ailesinin yanından kaçtıktan sonra yeni bir aile ile tanışması ve artık onları ailesi olarak görmesi. Kitabın ana fikri ise her çocuğun ilgiye ve sevgiye ihtiyacı vardır. Gereken ilgi ve sevgi her çocuğa gösterilmelidiruzun yıllardır popüler olan, okumaktan keyif aldığımız, hayatımızda sayfalarından alıntılar yaptığımız bir kitap. Şeker portakalı dünyaca ünlü bir eser olmasının yanında her yaşa hitap etmekte ve her yaşa farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Yazar Jose Mauro Vasconcelos bu kitabı 12 günde yazmıştır bunun sebebi romanın baş karakteri olan Zeze’yi kendi kişiliğiyle özdeşleştirmiş olmasıdır.
Bir kitabı okumadan önce özetine bakmak, bahsedilen kitap hakkında okuyucuların yorumunu okumak bizi kitap hakkında fikir sahibi yapacaktır. Bu yazımızda sizlere şeker portakalı kitabının özetini sunacak ve kitap hakkındaki yorumlarımızı sizlerle paylaşacağız.
Şeker portakalı özet olarak beş yaşında, fakir bir ailede büyüyen, yaramaz ama zeki bir çocuğun hayatını anlatmaktadır. Kitabın şeker portakalı adını almasının bir hikayesi var onu da zamanı gelince yazımızın içinde okuyacaksınız. Zeze çok zeki fakat bir o kadar da yaramaz bir çocuktur hatta o kadar yaramazdır ki etrafında ki herkes onun şeytan olduğunu söyler. Zeze tek başına okumayı öğrenmiş fakat uzun bir süre buna kimseyi inandıramamıştır. Evde Zeze’nin yaramazlığından bıkan aile biraz olsun evde rahat bir nefes almak için onu 5 yaşında okula yazdırır. Ablası Gloria ile okula kayıt olmaya giden Zeze okula kayıt olmak için 6 yaşında olduğu yalanını söyler. Zeze’yi evde yalnızca ablası Gloria anlamaktadır bunun için ablasının, küçük kahramanımızda özel bir yeri vardır.
Zeze’nin babası işsiz kaldığı için evin geçinimini sağlayamamaktadır. Bu yüzden başka bir eve taşınırlar. Bir gün evi görmeye gittiklerinde çocuklar sırayla bahçedeki ağaçlara sarılıp ağaçları sahiplenirler. Kardeşleri kadar hızlı olamayan Zeze bahçeden ağaç sahiplenememiş bu yüzden de hırçınlaşmıştır. Bunun üzerinde ablası arka bahçede de güzel ağaçlar olduğunu söyler ve onu şeker portakalıyla tanıştırır. Şeker portakalı küçük olduğu için huysuzluğu devam eden Ze yalnız kaldığında küçük fidan onunla konuşur. Fidanın yalnızla onunla konuşması ve onunla arkadaş olması Zeze’yi mutlu eder. İlerleyen günlerde okula giden Ze arkadaşlarıyla arabaların arkasına binip gezer ama kimse Portekizlinin arabasına binmeye cesaret edemez. Birgün Zeze tüm cesaretini toplar ve bu arabanın arkasına biner Portekizli durumu fark ettiğinde küçük kahramanımızı bir güzel azarlar. Bunun üzerine Ze Portekizliden olabildiğince nefret eder.