Sanatın toplum için ve yerli olduğuna inanan Mehmet Akif Ersoy toplumu yönlendirme, toplumsal değerlerin ve tarihten gelen dine dayalı zihniyeti yaygınlaştırmak amacıyla eserlerini manzum hikaye tarzında ortaya koymuştur. Birçok eserinde sosyal probleme yer veren Mehmet Akif Ersoy'un Hasta adlı manzumesinde de sosyal bir problem işlenmektedir.
Gerçek bir olaydan esinlenerek yazdığı Hasta adlı manzumede Akif, Halkalı Ziraat Mektebinde edebiyat hocası iken bu mektepte güney illerinden gelmiş bir öğrenciyi anlatır. Bu öğrenci ana babası olmayan gariban ve yoksul biridir. Okuyucuya “Hasta” diye sunulan kişi işte bu çocuktur.
Hasta adlı manzumede olay örgüsü şöyle sıralanabilir:
Okulun müdürü doktordan hasta çocuğun soyularak dinlenilmesini ister.
Hasta öğrenci içeri girer.
Hasta öğrenci uzun boylu, zayıf ve hastalıktan rengi uçmuş, gözleri çökmüş bir vaziyette adeta kemik külçesi hâline gelmiştir.
Doktor, hasta öğrenciyi adam akıllı muayene edince akciğerinin sol üst tarafından çürümeye başladığını ve ancak üç beş günlük ömrü olduğunu görür.